“Dostum olduğuna yemin et” dedi Etmedim , kırıldı! Gerçek dostlar yemin etmezler Azize Gerçek dostlar ne diyorsa o’dur. Gerçek sevgililer yemin etmezler.
Bana sarılarak ölür müsün ? dedi azize Sana ölene kadar da sarılırım dedim Ama istersen sana Kollarını kullanmadan sarılmasını da öğretirim.
*
1)
Bak azize! Senin dikenlerin var Kim yaklaşsa yaralanıyor Uzaklaşsa sen üşüyorsun Sen aslında kırmak istemiyorsun Ama onlar seni bunaltıyorlar. Sevgileri ile… Özlemleri ile… Üzerine geliyorlar… Kendisi olamayanların sen olmak istemeleri… Kendisine sahip olamayanların seni sahiplenmeleri yoruyor seni Sonra kızıyorlar sana Bencil olmakla suçluyorlar Benliğini bize ver diyorlar… Benim benden başka kimim var diyorsun Kimse yok azize.. Senden başka kimse yok… O yüzden mezarlar hep tek kişiliktir…
2)
Azize Göğüs kafesime başını koyup ağlayan bir kalbim var benim Ne mutlu ki yaslısın Teselli edecekler seni…
ben hayatın tadı tuzuydum ama tuz ya tadını yitirirse? Bütün diller sana sabrı anlatır,müjdelenirsin… Bana dokunan bir dil bir daha döner mi sanıyorsun? Beni düşün ve tuz azize… Beni düşün ve sus...
3)
Doğruları dininde arama… Dinini doğrularda ara azize..
Çünkü beni yargılayanlar seni de yargılayacaklar Kitabını sana karşı haykıracaklar O zaman anlayacaksın sürülmek nedir kendi Tanrından…
Sen Tanrını her zaman kendinle götür Unutma insan iki tanrıya birden kulluk edemez.. Ve iki kere yaratılmaz insan…
4)
Bazılarının üzerine doğar güneş Bazılar ise doğmak için güneşi bekler
Sabah olunca uyananlar Biraz da akşam olunca uyuyanlardır
Çünkü ışık içime giren değil İçimden gözlerime vurandır…
Gündüzleri baktığın gözler neden karanlık anlıyor musun? Çünkü onlar güneşi dışarıda arayanlardır..
Ah azize Gözler mi kör olur yoksa kör olan kalpler midir?
Ağzını değil yüreğini tut azize Çünkü insan ağıza girenle değil… Ağızdan çıkanla kirlenir…
5)
Seni bu şehrin ortasında neden sevdim biliyor musun? Ve bunu sana neden söylemedim? Boşver azize... Seninle aynı cennete gitmek yeterdi bana…
Bak ellerime.. İyi bak Köprü altlarına tinercilere ve evsizlere bıraktığım bu elleri Sanma ki sana uzatmadım Ben sana ellerimi uzatmadan da tutunurum azize… Ben sana gözlerimi çevirmeden de bakarım Ben sana ıslanmadan da ağlarım…
Ben bir yaprağın düşmesinden öğrendim azize Bir suya düşüp te dalgalandırmamayı…
Ben yere basarken bile utanıyorum İncitir miyim diye toprağın başını…
Sana bakmaktan vazgeçişimi ne sanıyorsun? Gözlerine bir kez baktığımda kör olmayı seçtim
Kızma bana Bak insanlara Her gün baktıkları onca şeye nasıl körler? İnsanın bakarken görmemesi mi acıdır? Gözleri olmadığı için görmemesi mi? Ben acı olanı değil, sabır dolu olanı seçtim…
Gözyaşlarımı sildiğimde, avuçlarıma gülümseyen yüzün çıkıyor! Ben sana daha ne diyeyim azize?...
6)
Kaybolanları soruyorsun bana, ah! Bulamayanlariçin değil Azize. Bulduklarından çoktan kopmuş olanlar onlar.
Sen yola kendin için çıktığında Kendin diye karşına niye başkaları çıktı biliyor musun Azize? Çünkü sen kendin diye başkalarına sarılmıştın…
Bu yüzden başkaları seni sevmediği için üzüldün Beni bıraktılar dedin Beni kandırdılar Hayır azize Onlar seni sana bıraktılar Kaldın mı bir başına? Bu bir yalnızlık sanma... Bu bir kavuşmadır… Bütün terk edilişler insanı kendine bırakır..
Gidenin peşinden delice koşanlar Aslında kendinden deliler gibi kaçanlardır…
Ben bu yüzden seninle değil kendimle kaldım Azize.. Ben seni, sevdim çünkü! Senin üzerinden kendimi değil…
Mutlu musun azize? Her nerede ve her kimle olursa olsun? Mutlu musun?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ben yere basarken bile utanıyorum İncitir miyim diye toprağın başını…
Sana bakmaktan vazgeçişimi ne sanıyorsun? Gözlerine bir kez baktığımda kör olmayı seçtim
epeyidir sayfana gelmemiştim kayıpkentli fırsatsızlığımdan...Özlemişim bu güzel kalemi..hep güzel yazardın ama bu muazzam olmuş alnının teriyle almış günün şiiri olmayı kutlarım...
bir Azizeye baktım...bir de sana,AZize'ye seslendim; "başka yerde arama bak burada" diye bir seni anlattım ona "adam gibi adam "diye İşte sevginin en güzel resimlerinden biri çıkarsız yalın sevginin en saf haili anlatılmış Azize'ye tekrar kutlarım selamlar sevgiler....
Ben yere basarken bile utanıyorum İncitir miyim diye toprağın başını…
Sana bakmaktan vazgeçişimi ne sanıyorsun? Gözlerine bir kez baktığımda kör olmayı seçtim
epeyidir sayfana gelmemiştim kayıpkentli fırsatsızlığımdan...Özlemişim bu güzel kalemi..hep güzel yazardın ama bu muazzam olmuş alnının teriyle almış günün şiiri olmayı kutlarım...
Azize Ne Kazandırdın Islak Ellerinle Bastığın Yaralarıma Oysa Ben Yaralarıma Derman Bilirim Seni Azize Herşeyin İçinde Ama Kendi Karanlık Köşelerinde Bir Bakarsın Sokaklarda Bir Gencin Elinde Bir Bakarsın Bir Heykel Tıraşın İnleyen Düşüncelerinde Bence Azize Herşeyin Ta Kendisi Anlamaya Çalışıyorum Abim... Not: buyukhoca
Kaybolanları soruyorsun bana, ah! Bulamayanlariçin değil Azize. Bulduklarından çoktan kopmuş olanlar onlar.
Sen yola kendin için çıktığında Kendin diye karşına niye başkaları çıktı biliyor musun Azize? Çünkü sen kendin diye başkalarına sarılmıştın…
Bu yüzden başkaları seni sevmediği için üzüldün Beni bıraktılar dedin Beni kandırdılar Hayır azize Onlar seni sana bıraktılar Kaldın mı bir başına? Bu bir yalnızlık sanma... Bu bir kavuşmadır… Bütün terk edilişler insanı kendine bırakır..
Gidenin peşinden delice koşanlar Aslında kendinden deliler gibi kaçanlardır…
Ben bu yüzden seninle değil kendimle kaldım Azize.. Ben seni, sevdim çünkü! Senin üzerinden kendimi değil…
Mutlu musun azize? Her nerede ve her kimle olursa olsun? Mutlu musun?
Bu bana yeter azizim…
06:38 Kayıpkentli … 02.08.2010 kıztaşı…
...
7) yok mu ?
azizenin mutlu olmasi, yeter mi azizim ? mutlu mu acaba
öyle ya mutlu olsun ki mutlu oldugumuz bilinsin dilden dile dinlensin, söylensin
Dilaver Cebeci- Sitare: "Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde " (...) "Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum
************** Sezai Karakoç-Mona Rosa "Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak"
****************
Abdurrahim Karakoç-Mihriban "Tarife sığmıyor aşkın anlamı Ancak çeken bilir bu derdi, gamı Bir kördüğüm baştan sona tamamı... Çözemedim... Çözülmüyor Mihriban"
************** Nurullah Genç-Rüveyda "uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
oysa Rüveyda
baştan başa ben
kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim "
********************
Atilla İlhan- Aysel "Aysel git başımdan ben sana göre değilim, ölümüm birden olacak seziyorum, hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim. Aysel git başımdan seni seviyorum"
********* Hepsini tek tek okudum.. Hepsinde bir Azize sızısı var di mi? Senin de yüreğine sağlık kalem yoldaşım..Selam ile.
Dilaver Cebeci- Sitare: "Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde " (...) "Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum
************** Sezai Karakoç-Mona Rosa "Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak"
****************
Abdurrahim Karakoç-Mihriban "Tarife sığmıyor aşkın anlamı Ancak çeken bilir bu derdi, gamı Bir kördüğüm baştan sona tamamı... Çözemedim... Çözülmüyor Mihriban"
************** Nurullah Genç-Rüveyda "uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
oysa Rüveyda
baştan başa ben
kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim "
********************
Atilla İlhan- Aysel "Aysel git başımdan ben sana göre değilim, ölümüm birden olacak seziyorum, hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim. Aysel git başımdan seni seviyorum"
********* Hepsini tek tek okudum.. Hepsinde bir Azize sızısı var di mi? Senin de yüreğine sağlık kalem yoldaşım..Selam ile.
Şair, doğasal, toplumsal ve bilinçsel tüm olay ve olguları kendi yaşam sınırları dışında aydınlatmış..
Günümüz edebiyatında, gerek felsefik gerekse sosyolojik bir çok alanda *niceliksel birikimlerin sonucunda niteliksel değişime uğrayan şairlere rastlamak pek mümkün değil artık..
Bu bağlamda şairin toplumda farklılık yaratma güdüsüne ayrıca saygı duymak gereklidir !
Gelişim çağından başlayarak toplumun bir çok kesiminde *entellektüel yaşama özenmek adına !* formel mantığın düşünce yapılarında ne kadar çok yer ettiğini görebiliriz ve bu yüzden yeni nesil, henüz kendi kimliğini keşfedemeden burjuvazi değişimler ortasında diyalektik kavramları ne yazık ki inkar ederek eğitim görüyorlar kaldı ki üniversitelerin, kapitalizmde egemen sınıf ve devletten bağımsız olmaktan uzak kalamayışından dolayı gerek sosyal bilimler ki özellikle kolej formatlarında formalizmin ve idealizmin ne kadar ileride olduğunuda gözününe alırsak; Kadir Bal tavrındaki şair ve yazarlara daha fazla sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum !
Çünkü onlar
Manyetizma'nın oluşumu; kuzey kutbuyla güney kutbunun ayrı yörüngelerde varolmasına bağlıdır..
Diyorlar..
Eyvallah
Eskidji tarafından 8/3/2010 6:28:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
katılıyorum kendini arama telaşında olmayan ya da arayıp bulamayanlar içlerindeki o boşluğu dolduranı! sevdim zannederler.. bu yüzdendir sevdim zannettiklerinden beklentileri.. kendini sevmeyenler de sevilmek isterler ve sevilemeyeceklerine olan inançları onların tatminsizliğine sebep olur hiçbir zaman sevildiklerine inan/a/mazlar
oysa sevilen içteki boşluğun değil huzurun konuğudur
mutlu musun azize? -gercek mutluluk beklide son anda saklı.
sinematografik gücüyle bana ulasan bi siirdi. aynılıktan kacınmıs, önemsiz gibi görünen hayatn ayrıntılı alanlarına avunmak icin deil deisim icin dalıslar yapms sair… yüzümü cevirdigimde yine önümde durmayı basardı siir
azize. simdi ii düsünmene gerek yok o zamanda ii düsünmüstün eger seviyorsan gercekten... ve de yeminsiz... elde var bir diye kenara koyma cünkü sonra bıraktıgın yerde bulamayabilirsin. insanlar arzularının nesnesi olup her seye sahip olma duygusuyla yanıp tutusurlar aslında onlar, kendi icin tükentendir...
siire karsı durunca öylece kalakaldı azize. 'keske yer cekimi olmasaydı' diye düsündü...
günün siirini kutlarm bende. tbrler
summerlove tarafından 8/3/2010 2:56:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok keyifi bir yazışma oldu sizle.. öncelikle bunun için teşekkür ederim
O halde şiire seçtiğim resimle mi ulaşmış oldu şiir size? yoksa şiirdeki temalar mı şekillenerek bahsettiğiniz kareleri oluşturdu?
***
azize'nin ardında kalan kimsenin kimseden ayrılmadığını bilir. Giden en fazla bedenini götürür... Kim kendini kalandan da kopartabilir ki? Hani türküdü de der ya: Yunus öldü deyu sela verirler Ölen beden imiş aşıklar ölmez...
Azize mutlu ise bedeni nedir ki? Kokusu sesi yüzü nedir ki? Kalanın payına düşen azizesizlik sanılır, Oysa kalan azizenin ruhudur.. Giden ise bendidir..
Ah hangi azize mezarımızdan sonrasına da bizimle gelir ki? Azize mutluysa ....mezarım gülistandır bana.. Ölümümse düğünümdür..
sanat eserleri isitme ve görme duyularının herbiri yada ikisinin birlikteligi ile algılanır. sinematografik daha cok fotograf sanatıyla ilgili harektli resim anlamında görüntü yönetmeni de deniyor. bunu kastetmistim sayn yönetmenim.
azize mutlu musun senn?
azize nin ardında kalan, aramayan ve aramayacak olan! aska deil ayrılıga daha yakın görünüyor.
sorularıız icin tskler. hissettim seyler bunlardı.
Çok keyifi bir yazışma oldu sizle.. öncelikle bunun için teşekkür ederim
O halde şiire seçtiğim resimle mi ulaşmış oldu şiir size? yoksa şiirdeki temalar mı şekillenerek bahsettiğiniz kareleri oluşturdu?
***
azize'nin ardında kalan kimsenin kimseden ayrılmadığını bilir. Giden en fazla bedenini götürür... Kim kendini kalandan da kopartabilir ki? Hani türküdü de der ya: Yunus öldü deyu sela verirler Ölen beden imiş aşıklar ölmez...
Azize mutlu ise bedeni nedir ki? Kokusu sesi yüzü nedir ki? Kalanın payına düşen azizesizlik sanılır, Oysa kalan azizenin ruhudur.. Giden ise bendidir..
Ah hangi azize mezarımızdan sonrasına da bizimle gelir ki? Azize mutluysa ....mezarım gülistandır bana.. Ölümümse düğünümdür..
sanat eserleri isitme ve görme duyularının herbiri yada ikisinin birlikteligi ile algılanır. sinematografik daha cok fotograf sanatıyla ilgili harektli resim anlamında görüntü yönetmeni de deniyor. bunu kastetmistim sayn yönetmenim.
azize mutlu musun senn?
azize nin ardında kalan, aramayan ve aramayacak olan! aska deil ayrılıga daha yakın görünüyor.
sorularıız icin tskler. hissettim seyler bunlardı.
Şiirlerinizi büyük keyifle takip ettiğim bir kalemsiniz zaten.. Hemen her 'Şiir'inizde olduğu gibi gerçekliğin, değerlerin, duygu düşüncelerin emekle ve mükemmellik içinde gene kaleme dökülüşüydü 'Şiir'iniz. Hayatı/kendini/insanları cesurca sorgulayan/sorgulatan özgür kaleminiz beyin fırtınası yarattırıyor okuyucuya.. Okudum, okudum gene okudum.. İnsanın ruhunu, derinliğinin içine çekiyor; sarıp sarmalıyor, çarpıyor sallıyor sarsıyor kullanılan sözler, dizeler. Hakikaten siz özel, farklı bir kalem, yeteneksiniz. Hani Allah vergisi denilenden:)) Yazmış yürek, yazmış kalem. Şiir işte 'Şiir' yok ötesi. Denecek ne ola! Çok hakkıyla, layıkıyla düşmüş güne. Kutlarım can-ı gönülden.. Ve benim gerçeklikle ilgili en sevdiğim şey; insanlar kendisi ve bileşenleri hakkında ne düşünürlerse düşünsünler, kendisi ve bileşenleri hakkında ne kadar yanılırlarsa yanılsınlar; isterlerse bu yanılgılar üzerinde söz birliği etsinler ya da hemfikirde olsunlar/olmasınlar; 'Olma şeklinden, değer denilen değerler(in)den en küçük bir 'taviz' vermeden olduğu şekilde olmaya devam etmeleridir'. Sadece 'Şiir' yolunda değil 'hayat yolunda da yolunuz' kendinizden yüreğinizden taviz vermeden 'her daim açık olsun' genç şairimiz... Şiir okuttunuz bizlere, kendi adıma teşekkürü borç bilirim. Saygı ve sevgilerimle...
sera. tarafından 8/3/2010 4:33:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu yorumunuz için teşekkür ederim.. Yazdıklarımın yüreğimdeki yangını sizin yüreklerinizdeki yangınlarla büyüyerek buluşuyor...
demekki sizin yürekleriniz de var olan bir olma şekli arayışı ve akışı var... Yoksa ben ne kadar deniz olursam olayım siz kıyı olmasaydınız ben nereye vurabilirdim ki..
Bu yorumunuz için teşekkür ederim.. Yazdıklarımın yüreğimdeki yangını sizin yüreklerinizdeki yangınlarla büyüyerek buluşuyor...
demekki sizin yürekleriniz de var olan bir olma şekli arayışı ve akışı var... Yoksa ben ne kadar deniz olursam olayım siz kıyı olmasaydınız ben nereye vurabilirdim ki..
şiir kurgusu tempo nefis bazı bilinen aforizmalar var ki bunlardan kaçınmalısın bunları tekrar etmekse kendi şiir dünyanda daha yaratıcılığı yakalamam mümkün/kalemin çok iyi çünkü..
örnek; "tabut tek kişiliktir" / "hiç kimse iki efendiye kulluk edemez"
...
Arzu şiirin bir cinsiyeti var sen değilde Mümin'e okutmalısın bence...
Bu haber güzel işte, çünkü şiirin gerçek dünyası nickle sizi kabul etmiyor. Şiir dünyası internet şairlerini(!) bile çok fazla ciddiye almıyor. Mümin İstanbul' a dönmeden şiiri seslendiremem ama geldiğinde sözüm olsun, ortak bir çalışma olarak facebook' a ekleyeceğim.
Zeki 19 ekim geliyor :))) o zaman dinlersin belki.
şiirin tabi ki cinsiyeti yoktur ama biz illa bir cinsiyet yüklemek zorunda kalıyoruz şiiri kisişelliştiriyoruz bir gayretle bende düşüyorum böyle hatalara illa ayşe'ye fatma'ya yazarak oysa evrenselleştiremiyoruz sorun burada
Fatih Ürek, okusun yeterki ben ona İskender'den çok şiir bulurum okuyacağı..:)
kimin şiiriydi hatırlamadım şimdi şiir bir kadının muayyen gününü anlatıyor... hadi okut bakalım bir erkeğe:)
Bana göre şiirin cinsiyeti yoktur. Şimdi erkek sesi olsun diye kalk Fatih Ürek' e okut mesela :)
Zeki sorun etme, Azize olan yerleri Azizim olarak değiştiririm :))
Bak, düet de olabilir.Sonuçta şiir ikili konuşmalar barındırıyor. Stüdyoya birlikte bir girebilsek sayın Mümin Düzenli' ile zaten, önce senin " Baba, annemi gördün mü? " şiirini ezberimden çıkartacağım da, Mümin bu aralar referandum turunda yanyana gelince de şiire sıra gelmiyor.
Sevgili Kadir BALl, nick ve isim konusunda istekliysen ( ki tercihim ve ısrarım İsim & soyismini kullanmandır) bunun için ANSIZIN' a mesaj atman yeterli.
şiir kurgusu tempo nefis bazı bilinen aforizmalar var ki bunlardan kaçınmalısın bunları tekrar etmekse kendi şiir dünyanda daha yaratıcılığı yakalamam mümkün/kalemin çok iyi çünkü..
Öncelikle çok teşekkürler... Eleştirinize dikkate alacağım... Kullandığım aforizmalar o an yüreğimde yankılanan sesler oluyor şiiri yazarken.. Bir de bu aforizmalar veya kalıplar başka kimlerin anlam dünyasında karşılığı varsa o karşılıklar üzerinden şiir o kişinin yüreğine akabiliyor... biraz da bundan dolayı kullanmaktayım... lakin siz de önemli bir noktayı dile getirdiniz..
Bu haber güzel işte, çünkü şiirin gerçek dünyası nickle sizi kabul etmiyor. Şiir dünyası internet şairlerini(!) bile çok fazla ciddiye almıyor. Mümin İstanbul' a dönmeden şiiri seslendiremem ama geldiğinde sözüm olsun, ortak bir çalışma olarak facebook' a ekleyeceğim.
Zeki 19 ekim geliyor :))) o zaman dinlersin belki.
şiirin tabi ki cinsiyeti yoktur ama biz illa bir cinsiyet yüklemek zorunda kalıyoruz şiiri kisişelliştiriyoruz bir gayretle bende düşüyorum böyle hatalara illa ayşe'ye fatma'ya yazarak oysa evrenselleştiremiyoruz sorun burada
Fatih Ürek, okusun yeterki ben ona İskender'den çok şiir bulurum okuyacağı..:)
kimin şiiriydi hatırlamadım şimdi şiir bir kadının muayyen gününü anlatıyor... hadi okut bakalım bir erkeğe:)
Bana göre şiirin cinsiyeti yoktur. Şimdi erkek sesi olsun diye kalk Fatih Ürek' e okut mesela :)
Zeki sorun etme, Azize olan yerleri Azizim olarak değiştiririm :))
Bak, düet de olabilir.Sonuçta şiir ikili konuşmalar barındırıyor. Stüdyoya birlikte bir girebilsek sayın Mümin Düzenli' ile zaten, önce senin " Baba, annemi gördün mü? " şiirini ezberimden çıkartacağım da, Mümin bu aralar referandum turunda yanyana gelince de şiire sıra gelmiyor.
Sevgili Kadir BALl, nick ve isim konusunda istekliysen ( ki tercihim ve ısrarım İsim & soyismini kullanmandır) bunun için ANSIZIN' a mesaj atman yeterli.
şiir kurgusu tempo nefis bazı bilinen aforizmalar var ki bunlardan kaçınmalısın bunları tekrar etmekse kendi şiir dünyanda daha yaratıcılığı yakalamam mümkün/kalemin çok iyi çünkü..
Öncelikle çok teşekkürler... Eleştirinize dikkate alacağım... Kullandığım aforizmalar o an yüreğimde yankılanan sesler oluyor şiiri yazarken.. Bir de bu aforizmalar veya kalıplar başka kimlerin anlam dünyasında karşılığı varsa o karşılıklar üzerinden şiir o kişinin yüreğine akabiliyor... biraz da bundan dolayı kullanmaktayım... lakin siz de önemli bir noktayı dile getirdiniz..
Ekrana kilitlenmekse, evet kilitlendim. Üç kez de doğrudan sesli okudum şiiri. Hiç aksamadan, burada vurgu nasıldır acaba demeden( bir yer hariç).
Bir kaç kez denk geldim şiirlere, nicklere dair unutma özürlüyüm, keşke Kadir BAL olarak ekleyenler listenizde adınızı görebilsem. Nickinizi hatırlayamadığım için, güne gelmese bu şiiri okuyamamak kötü olurdu. İsimler unutulmaz ama yarın öbürgün kayıpkentli65,53,34 çıktığında kaçtı acaba diyebiliriz :) Esprisi bir yana böylesi kalemine sarılan birinin isminin akla yazılması daha doğru. Kişisel tercihdir saygı duyarım elbet.
Çok nadirdir ilk defa okuduğunuz bir şiiri hele ki sesli okuyorsanız duraksamadan okumak... su gibi aktı(k).
O kadar çarpıcı yerler var ki, yok artık dedim ,şahitsiz. Bir de okurken silkeleten , doğru ya da doğru sandıklarımızla gel-gitlerin ortasında bıraktığınız yerler var.Adetim değildir kopyala-yapıştır eleştiriler ama
"Gerçek dostlar ne diyorsa o’dur. Gerçek sevgililer yemin etmezler." ne kadarı var hayatımızda...
/ "Benim benden başka kimim var diyorsun Kimse yok azize.. Senden başka kimse yok… O yüzden mezarlar hep tek kişiliktir…"
/
Göğüs kafesime başını koyup ağlayan bir kalbim var benim
/
Gündüzleri baktığın gözler neden karanlık anlıyor musun? Çünkü onlar güneşi dışarıda arayanlardır.. . Ağzını değil yüreğini tut azize Çünkü insan ağıza girenle değil… Ağızdan çıkanla kirlenir… / Ben sana ellerimi uzatmadan da tutunurum azize… Ben sana gözlerimi çevirmeden de bakarım Ben sana ıslanmadan da ağlarım… /
İnsanın bakarken görmemesi mi acıdır? Gözleri olmadığı için görmemesi mi? / Bütün terk edilişler insanı kendine bırakır.. . Gidenin peşinden delice koşanlar Aslında kendinden deliler gibi kaçanlardır…
Sevmediğini de yapar insan bazan ama bu satırlar alıp götürüyor kendi içimizde karanlık bir tünele ve sadece kendi sesimizin yankısında duymak istediğimiz cevaplarla kandırıyoruz kendimizi.
Sabah sabah şiirokumak güzel ama bu şiiri bulmak daha da güzel oldu. Bu mavi kurdele olayı 2.gün :) ve 2/2 iyi şiir... demek doğru bir yapılanmada. Dilerim hep böyle güzellikte gelir.
ama ;
hani o en başta ( bir yer hariç) demiştim ya... Okurken ses uyumu olsa da anlamı veremediğim tek dize var bu anlatımda "Beni düşün ve tuz azize"
ayrıca "düşüp te " t/d konuşma dilimizde sert değişkenliğine uğruyor düşüp de, bakıp da vs... yazımı değişmez.
Şiiri okurken bir yandan uzaklarda bir ses İbrahim Sadri' nin Adam gibi şiirine çağırdı beni, ses ve akış olarak anımsatması adına.
Hepsinin ötesi teşekkür ediyorum şiire emeğinize ve sunuşunuza.
* Not : İzninizle seslendirmek isterim.
Saygılar
Arzu Altınçiçek tarafından 8/3/2010 11:48:07 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bu kalemin sayfasına her konuk olduğumda siyah ve beyaz arasındaki çekişmeyi izliyorum. Siyah hep üst olmaya çalışıyor kalınca ördüğü duvarlarla fakat bu yetmiyor beyazın saflığını saklamaya ; azize gibi. Sonra hep şiir okudum çığlığıyla sıçrıyorum kalbimin,hakikaten yazmak var yazmak var ve bazen sırat misali yollar görünür insan aklına ; her şey bir yana diyor sonra şiir ve aklını kalbinde gösterene varım sadece der her ama her yerde..
“Gerçek sevgililer yemin etmezler”
Gerçek şairler de incitmezler ki yücelerde kalmayı bilirler bu sebeple.
Şiirin ilk dizeleri sarıyor okuru; dürüst olmak üzer bazen ve hep yek bırakır aşığı kendiyle ama inat ederse doğruluk şayet işte kim neyi, kimi ne kadar kandırabilir ki…
Sayılı öyküler vardır aklımda sevdaya dair ve bakınca tepeden hepsine,aynı şeyi haykırdıklarını görüyorum dilleri döndüğünce. Artık bu şiir de içlerinde; belki onlar görünüyorlardı,uzansam dokunurdum evet buradaki dokunabileceğim değil belki ama:
“gerçekten isteyen görmeden de dokunabilir”
Dediği gibi şiirin :
“Kollarını kullanmadan sarılmasını da öğretebilirim”
Yine ilklerinden iki dize alacağım :
“Bana sarılarak ölür müsün ? dedi azize Sana ölene kadar da sarılırım dedim”
Cesurum,hakikaten cesurmuşum zirâ bunu sessizce okuduğumda titrediğimi söyleyebilirim ama yetmedi ki tekrar alıp bir daha dokunabildim. Ne kadar da şiirceyiz şair,yakıştı desem olmaz ama yakışmadı demek değildir bu ; kan ter içinde kalan savaşçının hâlâ direndiğinin diğer resmidir. Bu dediğimle birlikte biraz daha konuşmalı şiiri şimdi. Bir dizeden sonra kendi kendime konuşmaya başladım :
“sana böyle dokunmaya çalışanlar neden hep parçalayıp dağıttılar”
-“sana”
Derken görünmeyenedir sesim-
Ağlayanları neden görüyoruz ?
Ya da gözleri acırken bize bakanlar aslında çok akıllıların sinisi dediklerinden mi oluyorlar ?
Ya da anlamak için ne kadar başımıza vurdu hayat ?
Neden özgürlük için savaştı insan asırlarca ?
Özgürlük kendine tutsak olmaksa varsın olmasın diyenlerin sayısı neden demeyenlerden daha azca ?
Felsefe dedikleri şey dini inkar ederdi değil mi ? Felsefecilerin diğer adları da düşünür değil miydi ?
Ya Allah ?
Düşündürmek için kaderi çizmedi mi ? Peki neden onlar o kadar sözde özgürken şimdi dönüş hikayelerine rastlarız raf diplerinde ?
Çocuk…Okuduğunuz hikayenin kahramanı yetişkin mi çocuk mudur gibi sorgu olunca hemen ayırt edebiliyoruz değil mi? O hep sorar çünkü. Kişi gözlerini açtığında geldiği yerden başka bir dünyaya hep sormaya başlar ve zamanla kendini kendine kıstırmaya çalışan bir şeyi fark eder.
“ Ya dünya seni kendine benzetecek ya da ondan daha çok düşünüp onu kendine benzeteceksin”
Düşünen sadece insandır değil mi peki kara ve sudan başka bir şey olmayan düşünebiliyor mu ? Hattasına gidersek o gerçeği bilip seninle oyun oynamaya başlıyor :
Kim yenilir sizce…
Okuduğum bir makale olsa idi bu saydıklarım normal olabilirdi ya da herhangi bir düz metin olabilseydi bana deli demeyen de olabilirdi belki. Ama alayı deli dese ne fayda. Şiiri harf topluluğundan,taştan ayıran budur işte hemen hemen insanla eş değerde – değil elbette- düşünen oluyor burada bundan bir bulama yaparsak insanı düşünmeye sevk etmeyen her şey boştur dünya dibince,olabildiğine hince…
Şiirin ne olduğunu ilk tanımaya başlayan görür ki hep farklı tanımlar vardır ama eğer ki sabrederse kendi de farklı bir şeyler söyleyebilecektir yok sadece ismini beğendiyse onu da görürüz kıyının köşenin kucağında ama ! Yaşadığını bilip de yaşamaya azmederse baktığı her karanlık kimselerin göremediği koca bir aydınlık :
Burada şiirin kahramanının yaptığı gibi.
Bu son söylediğim ne kadar da farklı değil mi? Genel olarak öykülerde ya da romanlarda rastlarız kahramanlara ya da değil de bunu kullanmaya niyetleneni genelde oralarda görebiliriz. Ha diyeceksiniz Havin manzum hikaye diye bir şey duymadın mı tamam duydum biliyorum ama onlar bile bu kadarcasını kastetmemişlerdi. Mehmet Akif’in bir şiiri vardır gözlerimi acıtan. “Hasta” şiiri, orada da üstad öyle güzel anlatmış ki aynı havayı soluyorum sandım bir an…
Son olarak şiirin harflerine dair diyebilirim ki kalemden şiir okumak mutlu eder insanı tabii şiiri taşıyabileni de mutlu eder ama ! En ama en fazla umut eden kendi, şiiri taşımaya uğraşanı görmek değil de şiire kendini taşıtanı görmektir. Saygıdır bunun diğer adı,o da canlıdır insanına kırk ömür üstün gelenden hatta ve hatta kıyamete kadar yaşını hesaplarsak dünyanın yanına çok daha ezelini eklemeye de kalkarız o zaman da düşünürlere neden deli dediklerini de anlarız…
Hakikaten şiir okumuş olduğumu bu yorumuma bakınca anlıyorum; şiiri kendimce beğenip yorum yapmaya niyet ederim ama şiir yazmaya başladığınızda nasıl ki fark edemiyorsanız sürçteki halinizi aynısı bu da belki. Ve bunu da demişken bu şiiri yazmanın sizin için kolay olmadığını da görebiliyorum. Gerek üslûp gerek hissettirilen gösteriyor ki Azize’nin yorgunluğunun yanında içinden duyduğu sesin cesaretin büyük sesiydi. Belki başlarda yalvar yakar aşk hikayelerinden olana bakıyorum dedim ama hayır…Kalem dahi söylese yanıldığımı sesler başka yerden …çok girmemeli neyse…
Bu arada belirtmeden edemeyeceğim birkaç husus var. Serbest bir çalışma ve serbestin ne kadar yorduğunu bilirim . Öyle yorar ki bağlaçları hal eki fıtratında yazarız ve ses olaylarına uğratırız ama aslında hem ayrı yazılmıştır hem de anlatması gerekeni anlatmıştır,hata gibi görünen şeklidir en kolay onarılabilen. Aslında hak vermek gerekiyor bu hengâmeden sonra çalışmayı paylaşacak gücün olduğuna bile çokça şükredebilmeli. Sonra tek bir şey diyeceğim ki iyi yazıyorsunuz ve çok daha iyi olacağınızı da gösteriyor bu ama biraz daha sakin,sükûn. Hoş mısralara serptiğiniz sabrınız gösteriyor yolunuza nasıl baktığınızı ama onun çok daha yoğun olduğunu hissettirecek şiirlerinizin olacağına eminim. Daha açık daha yalın olun demeyeceğim ama ifadelerin biraz daha aklıda soru bıraktırmamasına –ki bu asla anlam açısından değildir- sadece biraz daha nasıl desem ki..en iyisi dememek bir şey zirâ kendi kendine rengini daha da düze çıkaracağını bilirim.
Azminiz daim olsun.
Sevgiyle.
**Havin_** tarafından 8/3/2010 11:06:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bu yoruma sebep olan şiir için asıl ben teşekkür ederim. Sanmayın ki böyleli her yerde konuşabilirim yazık ki imkansız ki bu sebeple sınırlıyım genelde,engelliyim hemen her yerde. Beklendiğim hiç olmuyor sanırım ama hakkını yememek gerek bazı özel kalemlerin ve inanın onurdu konuşabilmek şiirinizde,sürpriz mi diyelim :)
Mehmet Âkif üstadımızın hemen her şiiri ayrılarca ayrı ayrı dünyalardır fakat “hasta” sanırım hasta olduğum bir gece ağlattığı için en çok kalmış aklımda,sevindim okuduğunuza.
"En ama en fazla umut eden kendi, şiiri taşımaya uğraşanı görmek değil de şiire kendini taşıtanı görmektir." biraz açar mısın burasını rica etsem?
Diyorum ki burada, şiir yazmak sizi mutlu edebilir ama başarıyı hissettirdiğiniz ve gerçekten şiir adına yakışan şiiriniz okurunuzu sizin mutlu olduğunuzdan daha mutlu eder. Hep şiire öfke olur başarılamamış memleketlerde ve şiirden kötek yenir öyle yüreklerde,şiiri taşıyamıyorlardır zirâ fakat şiire kendi kurallarıyla giden şiiri de mutlu eder. Artık orada hangi kurala uymanız gerektiğini düşünmezsiniz kaba tabirle dersek tınlamazsınız. Sizin yüreğiniz nasıl isterse aklınızı saf dışı tutup öyle konuşur kaleminiz. Özgürsünüzdür kısaca ve bu her şeyden çok ama çok daha büyük mutluluktur. Buraya kadar mutluluk sizindir ama kıymeti bilen okur için daha büyük mutluluktur,çünkü şiir yok denemeyecek artık hep eskilerden başka bir şey bilmeyenler yenilere de bakmak zorunda kalacaklardır…
"Sonra tek bir şey diyeceğim ki iyi yazıyorsunuz ve çok daha iyi olacağınızı da gösteriyor bu ama biraz daha sakin,sükûn"... Evet ... evet .. ama nasıl kalem yoldaşım?...
Bunu yazarken tereddüt ettim aslında pek tereddüt etmem ama ne yapacağını bugün bildiği gibi yarın çok daha iyisini bilecek olana söylemek biraz anlamsızdır. Sakin derken serbestin insan için nasıl bir afet olduğunu bilirim isterseniz heceyle ömür geçirin ama serbest kadar beyaz etmez saçlarınızı. Bu olurken serbestte bazen o kadar genişler ki sınırlar zirveye varamadan susarsınız işte bundan korktu belki kalemim de böyle dedi. Sadece yazarken bir yerde “dur” diyebilin astı da üstü de bu başka bir şey yok. Ama dilerseniz bu yazdıklarımı hiç düşünmeyin ve bilin ki nasıl büyüdüğünüzü tayin edemiyorsunuz bazen ama büyüdüğünüzde aklınıza gelir bazı şeyler,dediklerim de onlardan olsunlar…
Eyvallah başım üstüne selamınız.
Umutla her zaman – azizdir azizedir her kimse hep kalın o sesle-…
Yorumunu tekrar tekrar okudum.. Emeğine yüreğine sabrına ve yorumuna sağlık...
Bu denli doyurucu ve uzun bir yorumu beklemiyordum... Ama sen ciddiye almışsın.. Öpüyorum kaleminin ellerinden saygıyla! ***
Hasta şiirini senden duyunca döndüm okudum... Bir şilte bulunan ölü bir beden...ah guraba... ... demişsin ki: "En ama en fazla umut eden kendi, şiiri taşımaya uğraşanı görmek değil de şiire kendini taşıtanı görmektir." biraz açar mısın burasını rica etsem? *** Hani demişsin ya:
"Hakikaten şiir okumuş olduğumu bu yorumuma bakınca anlıyorum;" Ben de bu yorumu okuyunca biraz daha iyi anladım, ne yaptığımı... ***
demişsn ki: "Sonra tek bir şey diyeceğim ki iyi yazıyorsunuz ve çok daha iyi olacağınızı da gösteriyor bu ama biraz daha sakin,sükûn"... Evet ... evet .. ama nasıl kalem yoldaşım?...
*** Yüreğin ruhun ve emeğin daima senle olsun aziz yoldaş...
Yüreğine kalemine ve yüreğinde azize'ne bin selam...
Bu yoruma sebep olan şiir için asıl ben teşekkür ederim. Sanmayın ki böyleli her yerde konuşabilirim yazık ki imkansız ki bu sebeple sınırlıyım genelde,engelliyim hemen her yerde. Beklendiğim hiç olmuyor sanırım ama hakkını yememek gerek bazı özel kalemlerin ve inanın onurdu konuşabilmek şiirinizde,sürpriz mi diyelim :)
Mehmet Âkif üstadımızın hemen her şiiri ayrılarca ayrı ayrı dünyalardır fakat “hasta” sanırım hasta olduğum bir gece ağlattığı için en çok kalmış aklımda,sevindim okuduğunuza.
"En ama en fazla umut eden kendi, şiiri taşımaya uğraşanı görmek değil de şiire kendini taşıtanı görmektir." biraz açar mısın burasını rica etsem?
Diyorum ki burada, şiir yazmak sizi mutlu edebilir ama başarıyı hissettirdiğiniz ve gerçekten şiir adına yakışan şiiriniz okurunuzu sizin mutlu olduğunuzdan daha mutlu eder. Hep şiire öfke olur başarılamamış memleketlerde ve şiirden kötek yenir öyle yüreklerde,şiiri taşıyamıyorlardır zirâ fakat şiire kendi kurallarıyla giden şiiri de mutlu eder. Artık orada hangi kurala uymanız gerektiğini düşünmezsiniz kaba tabirle dersek tınlamazsınız. Sizin yüreğiniz nasıl isterse aklınızı saf dışı tutup öyle konuşur kaleminiz. Özgürsünüzdür kısaca ve bu her şeyden çok ama çok daha büyük mutluluktur. Buraya kadar mutluluk sizindir ama kıymeti bilen okur için daha büyük mutluluktur,çünkü şiir yok denemeyecek artık hep eskilerden başka bir şey bilmeyenler yenilere de bakmak zorunda kalacaklardır…
"Sonra tek bir şey diyeceğim ki iyi yazıyorsunuz ve çok daha iyi olacağınızı da gösteriyor bu ama biraz daha sakin,sükûn"... Evet ... evet .. ama nasıl kalem yoldaşım?...
Bunu yazarken tereddüt ettim aslında pek tereddüt etmem ama ne yapacağını bugün bildiği gibi yarın çok daha iyisini bilecek olana söylemek biraz anlamsızdır. Sakin derken serbestin insan için nasıl bir afet olduğunu bilirim isterseniz heceyle ömür geçirin ama serbest kadar beyaz etmez saçlarınızı. Bu olurken serbestte bazen o kadar genişler ki sınırlar zirveye varamadan susarsınız işte bundan korktu belki kalemim de böyle dedi. Sadece yazarken bir yerde “dur” diyebilin astı da üstü de bu başka bir şey yok. Ama dilerseniz bu yazdıklarımı hiç düşünmeyin ve bilin ki nasıl büyüdüğünüzü tayin edemiyorsunuz bazen ama büyüdüğünüzde aklınıza gelir bazı şeyler,dediklerim de onlardan olsunlar…
Eyvallah başım üstüne selamınız.
Umutla her zaman – azizdir azizedir her kimse hep kalın o sesle-…
Yorumunu tekrar tekrar okudum.. Emeğine yüreğine sabrına ve yorumuna sağlık...
Bu denli doyurucu ve uzun bir yorumu beklemiyordum... Ama sen ciddiye almışsın.. Öpüyorum kaleminin ellerinden saygıyla! ***
Hasta şiirini senden duyunca döndüm okudum... Bir şilte bulunan ölü bir beden...ah guraba... ... demişsin ki: "En ama en fazla umut eden kendi, şiiri taşımaya uğraşanı görmek değil de şiire kendini taşıtanı görmektir." biraz açar mısın burasını rica etsem? *** Hani demişsin ya:
"Hakikaten şiir okumuş olduğumu bu yorumuma bakınca anlıyorum;" Ben de bu yorumu okuyunca biraz daha iyi anladım, ne yaptığımı... ***
demişsn ki: "Sonra tek bir şey diyeceğim ki iyi yazıyorsunuz ve çok daha iyi olacağınızı da gösteriyor bu ama biraz daha sakin,sükûn"... Evet ... evet .. ama nasıl kalem yoldaşım?...
*** Yüreğin ruhun ve emeğin daima senle olsun aziz yoldaş...
Yüreğine kalemine ve yüreğinde azize'ne bin selam...
pasolini demiş ki : kültürel bir çölde yaşıyoruz, böylelikle herşey satılabilir hale gelmiş durumda çünkü çölde herşey mucize etkisi yaratır...
senin şiirinde 2000'lerin uyduruk lirik şiirinin yarattığı çölde,duygusunu mertçe söyleyebilen bir hava var.düşüncelerinin çoğu,duygusal zamanlarında tutarlılıklarını kısmen yitiriyor olsa da,hiç bir zaman senin gibi şiir yazamayacaklar,hep seni sevecektir.
şiirdeki sayılarla belirttiğin ayrı ayrı bölümlerin her birisi ayrı bir şiir olarak aktarılmalı.çünkü aynı başlık altında verildiğinde bütünü tutarlı bir şekilde tamamlamıyor.sadece azize'ye haykırışları tamamlıyor,fakat yazanın anlatmak istenilen meselelerin çokluğu ile sonunda hiç bir şey kavranamıyor.
sadeleştirmeni tavsiye ederim,seni seven bir okuyucun olarak.
tabi bilemem insanlar sen sadeleştirdikçe,onlarda daha rahat anladıkça eskisi gibi ilgi gösterecekler mi..ama benim kişisel düşüncem bu.
Pasolini'den bahsettiğine göre bilirsin İkinci Dünya Savaşı yılları Pasolini için çok zor geçmiş...
Pasolini bir mektubunda şunu demiş:
"Sağlığım iyi, kötü değil, iyi, her şey iyi. Moral olarak da her şey sakinken, ki bu nadiren de olsa, o da iyi. Ama bunun dışında çok korkuyorum. Hayatı kaybetmek korkusu. Anlıyor musun Rico? Sadece benimkini değil ama diğerlerininkini de. Hepimiz öylesine kaderin eline düşmüşüz ki, zavallı çıplak insancıklar!"
Dinle Azize de Azize üzerinden Azizeyi kaybetmenin vermiş olduğu acıyla hesaplaşmanın bir sonucuydu...
Sahi Azize Mutlu olursa bana acı çekmek düşer mi? Azizeyi mi seviyorum? Yoksa azize üzerinden kendimi mi? Azizelerini kaybedenlerin kapıldığı öfkeler ve kederler şunu gösterir: Azizeyi sevmek demek onun Mutluluğunu sevmektir.. Peki ya payıma düşen Azizesizlik? O eninde sonunda düşmeyecek mi bir mezar selasında?
Pasolini'yi anlıyorum. Zorlu savaş yılları... O toplumun katledilen AZİZELERİ adına korkuyordu... Korkunç bir korku! Korkusunun önünde eğiliyorum... ***
2000 li yılların uyduruk lirik şiiri hakkında biraz bilgi verir misin? ***
Bölümler dediğin gibi ayrı ayrı işlemeler aslında.. Her biri ayrı bir ilmek.. Biraz da şiiri yazarken, bilirsin, bir acıyışın transı içinde yazıyorsun. Düşünemiyorsun teknik ayrıntıları.. Ki ağlayışlar halinde yazıyorum ben. Krizler halinde... Cemin Meriç: Nara'da ahenk aranmaz der.. Çığlıkta ahenk aranmaz.. Ahenksizim azizim...
Pasolini'den bahsettiğine göre bilirsin İkinci Dünya Savaşı yılları Pasolini için çok zor geçmiş...
Pasolini bir mektubunda şunu demiş:
"Sağlığım iyi, kötü değil, iyi, her şey iyi. Moral olarak da her şey sakinken, ki bu nadiren de olsa, o da iyi. Ama bunun dışında çok korkuyorum. Hayatı kaybetmek korkusu. Anlıyor musun Rico? Sadece benimkini değil ama diğerlerininkini de. Hepimiz öylesine kaderin eline düşmüşüz ki, zavallı çıplak insancıklar!"
Dinle Azize de Azize üzerinden Azizeyi kaybetmenin vermiş olduğu acıyla hesaplaşmanın bir sonucuydu...
Sahi Azize Mutlu olursa bana acı çekmek düşer mi? Azizeyi mi seviyorum? Yoksa azize üzerinden kendimi mi? Azizelerini kaybedenlerin kapıldığı öfkeler ve kederler şunu gösterir: Azizeyi sevmek demek onun Mutluluğunu sevmektir.. Peki ya payıma düşen Azizesizlik? O eninde sonunda düşmeyecek mi bir mezar selasında?
Pasolini'yi anlıyorum. Zorlu savaş yılları... O toplumun katledilen AZİZELERİ adına korkuyordu... Korkunç bir korku! Korkusunun önünde eğiliyorum... ***
2000 li yılların uyduruk lirik şiiri hakkında biraz bilgi verir misin? ***
Bölümler dediğin gibi ayrı ayrı işlemeler aslında.. Her biri ayrı bir ilmek.. Biraz da şiiri yazarken, bilirsin, bir acıyışın transı içinde yazıyorsun. Düşünemiyorsun teknik ayrıntıları.. Ki ağlayışlar halinde yazıyorum ben. Krizler halinde... Cemin Meriç: Nara'da ahenk aranmaz der.. Çığlıkta ahenk aranmaz.. Ahenksizim azizim...
Yaşama ve insana ve gerçeğe dokunmanın acısı ile.. yaşama insana ve gerçeğe dokunmanın verdiği ürperiş ile... ve hepsi ile güzel olan sizin yorumunuzla buluşmak idi.. teşekkür ederim.
Yaşama ve insana ve gerçeğe dokunmanın acısı ile.. yaşama insana ve gerçeğe dokunmanın verdiği ürperiş ile... ve hepsi ile güzel olan sizin yorumunuzla buluşmak idi.. teşekkür ederim.
"Beni bana bırakanlar, sizi seviyorum!" diye haykırmak geldi uzunca kilitlendikten sonra şiire ve güçlü kalemi tebrik, teşekkür borç oldu.Borcumu ödemek istedim şair.Saygımla.
Anti monolog şeklinde akışlanmış* Sade bir bütünlük var-sürükleyici- Uzun şiirler yorar, aksine niye bitmiş dedirt ti? Koyu kelimeli vurgular şiir'i yükseltmiş Didaktik özelikli, felsefik betimler var İyi şiir, şiirsel yanı ağır...
ey azize ; üzerine bolca anonim sözün söylendiği tutkulardan değildir aşk ..
1-her selam sana ızdırap veriyor .. edindiğin her arkadaşsa bir vicdan azabına dönüşüyor azize sen kendine dön kendin de ara kendini başka gözlerde değil 2- aynaların karşısında geçirmişim bir ömrü azize dur ve merhamet dilenme artık zamandan ....
Gözyaşlarımı sildiğimde, avuçlarıma gülümseyen yüzün çıkıyor! Ben sana daha ne diyeyim azize?...
daha ne demeli Azize'ye..belki de en kör onun gözleridir,en sağır onun sözleri..konuşamaz,duyamaz..çünkü gitmiştir.. ahh Azize,şimdi tüm bu esrik kelimeler senin için..değer miydi ? ya da bir dilin olsun Azize,söyler misin ?
yaslısın sen Azize..kim bilir seni teselli edecek bir omuz bulacak mısın ? bunca sevginin ağırlığından kaçtın..belki de tek neden "korkmandı kendinden"
şimdi üzüldüm şimdi koydum kendimi Azize 'nin yerine belki kendimden çok şey buldum belki ondan daha da güzel geldi,daha da anlamlı geldi bu şiir
bazı şiirler sanki okuyucusuna yazılmış gibidir.. öyle hissettim sevgili şair
Böylesine güzel ve hatta ötesi ... Kendi adıma günün şiiri olacak nitelikte. Yürekten kutluyorum yüreğinize. Kaleminize sağlık. puanlama sayısı daha fazla olabilseydi.:) Sevgi ve saygılarımla.
"Bana sarılarak ölür müsün ? dedi azize Sana ölene kadar da sarılırım dedim Ama istersen sana Kollarını kullanmadan sarılmasını da öğretirim."
"Bu yüzden başkaları seni sevmediği için üzüldün Beni bıraktılar dedin Beni kandırdılar Hayır azize Onlar seni sana bıraktılar Kaldın mı bir başına? Bu bir yalnızlık sanma... Bu bir kavuşmadır… Bütün terk edilişler insanı kendine bırakır..
Gidenin peşinden delice koşanlar Aslında kendinden deliler gibi kaçanlardır…"
çok etkilendiğim şiirler olmuştur..ama beni ağlatan şiirler sayılıdır..işte ey azize ve dinle azize artık onlardan biri..az söyleyip,çok susmak gerekir belki ama yetmez azize..şairin dizeleri konuşturması yetenektir ama şairin ruhunun yukarıda oluşunu dizede söyletmesi başka bir marifettir..
Bu yüzden başkaları seni sevmediği için üzüldün Beni bıraktılar dedin Beni kandırdılar Hayır azize Onlar seni sana bıraktılar Kaldın mı bir başına? Bu bir yalnızlık sanma... Bu bir kavuşmadır… Bütün terk edilişler insanı kendine bırakır..
bu yüreği ve kalemi bağrıma bastım...iz bırakacak bir şiirdir azize dizisi..şimdiden kutlarım..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.