12
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2287
Okunma
akşam, zengin sofrasını kurarken şehrin ortasına
hayallerin üzerine döküldü yoksulluk
sarı bukleli saçlarıyla annesine umut olamayan mavi
hiçbir zaman soramayacaktı
alnına sıkılan kurşunun hesabını
sütten kesilmiş bebekler,
suya hasret gelincikler
beş yıllık kalkınma vaadinde
d a ğ ı l ı y o r d u !
bulutlar ağır aksak sererken örtüsünü, çaresizliğin üstüne
yeni oyunlar sahnelendi yalan yüzlerde
gerçek, hiç bu kadar üşümemişti…
kadın avuçlarını gökyüzüne açtığında
yersiz ve yurtsuz kuşlar havalandı uykusuz gözlerinden
aniden ; örtülü bir aymazlık geçti yanıbaşımızdan
bakışları ölgün, teni solgundu
farklı bir yanılsama taşıyordu geçmişten
umutsuzluk ince ince
korkusuzluk olabildiğince,
isyan ise hep aynı kimlikte
b ü y ü y o r d u !
sabır, iki sokak arası
dizlerini göğsüne çekip oturduğunda
kapandı demir kapılar bir daha açılmamacasına…
arka planda gülümseyen ateş çocuklarınca
kararlı ve keskin bir yeşilden
ölü balıklar vuruyordu kıyılarımıza
gömlekte beyaz, düğmede gri
yaprak, saz ve yelken çiçeği
yeni yepyeni düşlerde
d i r e n i y o r d u !
insan meğer çoğaldıkça ağlarmış
o halde bize neden gülmeyi öğrettin Anne..
5.0
100% (8)