11
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1631
Okunma
Baba toprağına ayak bastığımda savaş canlandı gözümde
Sırp kasaplarının bıçak izleri her yerdeydi
ne olduğunu anlamadan, hunharca
zehirli, dev bir örümceğin ağına düşürülmüşlerdi
gökten, mızrak gibi iniyordu ateş yağmurları
artık, ne geçmiş ne de gelecek vardı
cayır cayır yanarken, boğuk sesiyle inliyordu Bosna
duyuramıyordu/ duymuyorlardı sesini
ayaklar altında çiğnenen
topraklar üzerinde, insan sebilliği
üst üste / yığın yığın, bitişik nizam
bu bir yazgı değildi
Hitlerin öğrettiği oyunu
şimdi sırp kasapları oynuyordu barbarca
kırmızıya akıyordu yarınlar
ve hoyratça basıp geçiyordu ayaklar
hayvanlaşmış yaratıklar, açlıkla böğürüp
zevkle geviş getirirken insan etiyle
zehir akıyordu salyalarından
acı, en karasını resmederken üzerinde
d ü n y a susuyordu !
keder dalgalarıyla batıp çıkarken onlar
üç maymundan ibaretti ortadakiler
ve onlar avaz avaz sessizlikte
yasını tutamadıklarına
kefen biçip çiçekli çarşaflarından
gecede, gizlice saf tuttular
öksüz, yetim ve yoksundular…
onca zaman geçti aradan
nereye basarlarsa bassın ayaklar
çığlıklar, kan ve ölüm kokusu geliyor topraktan
Çarşibaşında, yorgun yaşlı çocuklar, hâlâ anne yüzü aramaktalar…
Hadiye Kaptan
Bosna / 20 haziran 2010
Çarşi başı: Bosna’da merkez semt
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.