4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1620
Okunma
Burnumda ölü dişlerinin kan kokusu
Seni uyurken izlemek ne güzeldi yılan saçlı Medusam
Şimdi İstanbul’daymışsın
Bilmem İstanbul’u ben pek
Ama seninle yürümek isterdim Feneryolu’nda
Yüksek apartmanların arasına sıkışıp kalmış ahşap konakları izlemek isterdim
Ve hatıra defterini tutmak yaşanmış destansı sevdaların
Sonra Fıstıkağacı Çeşmesine uğrardık
Şiir gibi gözlerinin yarattığı ışığı hissederek su içerdim seninle
Bir kuş uçumu hızıyla Gülhane Parkı’na giderdik sonra
Topkapı surlarının içinde yemyeşil bir buse kondururdum dudaklarına
Dedim ya
Bilmem İstanbul’u ben pek
Ama Gülfem Hatun adına dikilmiş caminin bitişiğinde
Seninle o kadının yürek burkan sonuna ağlamak isterdim
Bu kadın Sultan Süleyman’ın cariyelerindenmiş
Sultanın yanına gitme sırası geldiği halde yanına gitmeyip
Yollamış bir başka cariyeyi
Sultan çok içerlemiş bu durumu
Ve öldürtmüş Gülfem Hatun’u 1561’de
Kadıköy’de Bedri Rahmi Eyüpoğlu Sokağı’na da uğrardık
Hani şu ’ Ne zaman bir halk türküsü duysam, şairliğimden utanırım’ diyen şair
Ortaköy’e de düşerdi yolumuz mutlak
Yıldız Parkı çok güzeldir bu mevsimde
Kumpir yerdik
Bira içerdik
Belki bana İstanbul’u anlatırdın
Birlikte hiç gidemediğimiz İstanbul’u
Dedim ya ben İstanbul’u pek bilmem
SARP ÖZDEMİR
5.0
100% (1)