6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1520
Okunma

Karanlık yağmurlar yağıyordu kentime, gittiğinde
Derin bir yara bıraktın, sol yanımda
Anlatsam, anlamazsın.
Ne bahçemizdeki güller oyalar beni artık
Ne saksıdaki mor menekşelerle konuşmak
Yokluğunla acımasız bir savaşa tutuştum
Düşerken tüm kalelerim,
Viran bir şehir avuçlarımda kalan.
Her sabah karışırken kırık dökük insan suretlerinin arasına
Yelkovanı akrebi söküp atıyorum zamanın kadranından
Esrik ikindilerde savuruyorum bedenimi
O sokak senin bu sokak benim
Yüzüne benzeyen bir yüz arıyorum
Tanıdık bir koku,
Aşina olduğum bir sıcaklık!
Avuçlarımla yüzünün kıvrımlarında dolaşmak varken,
Kokunu çekmek varken ta içime
Gözlerini içmek varken, biraz kavun ve beyaz peynirle
Bir damla suda yaşamaya çalışan balık misali
Sensiz, sessiz yaşamaya çalışıyorum.
İyice yük belledim bedenimi,
Gidersen diye ayırdığım, bir kurşunluk yer şakağımda,
Yaşamla, ölüm arasındaki mesafe çeyrek kadar,
Dönmezsen eğer,
Ölüm açar güllerim, menekşelerim!
g.sarıoğlu
ikibinonun/beşinciayının/yirmidördüncügünü
sabaha/çeyrek/kala
5.0
100% (4)