Açık kalmış göğün penceresinden
Kaç kez yıldızların kulağı çınladı

Sesini geri vermiyor derinleşen uçurum
Kıpırdamayan gün
Boş bir gökyüzünün aynasında bulutların tarlasında
Çiseleyen sureti mi sevginin?

Güneş sevginin halkalarında
Arşın rahminde mor şimşek
Bir çağlayan gibi aşkı çalkaladı
Uslu dalgalanışla
Bırak kendini bulutlara
Düş kırmızı yaprakların üstünden

Sevgi kasırgası sürükledi bulutları
Uçuşuyor rüzgârda çınlayan kahkahalar
Şafakların ağardığı dağlardan
Güneş oluk gibi aktı yaprakların arasından
Sevgi dökülür dalların tepesinden
Gündoğumuyla her yerde yaprak yaprak
Yaprağa sürdüm gözlerimi açıldı

Mutluluk çok mülk istemedi
Bir demet papatya mutlak ihtiyaç
Canım efendim bırak masaya
Katığımız abartısız
İki dilim mutluluk
Birer kadeh zevk ve iki övün huzur
Dudaklarda aşkın ezberlettiği güfte

Ay ışığına tut yüzünü
Bu dansı lütfeder misiniz?
Bırak aşkı Valsin kollarının arasına
Tenindeki bir damla terin pahası!
Sorsan cevaplayamam
Bizi fakir sanırlar bizim zenginliğimiz gönül şıklığı

Aşk varsa avuçlarında
İnanır yüreğin
Sevgi yeşerecek çiçek bulur bir dalda
İnanmazsa inanmasın kimse
Dert etme sevgi gelir seninle

Şöyle at sevgiyi akşın boynuna
Sallasın aşk salıncağında
O gecesiz gökyüzünü çınlatsın kahkahası
Aşk ele geçirdi mi denetimi
Rüzgârın imbiğinden süzülen
Romantizm güftesi ninni söyler
Rüzgâr susar gökyüzü lâl
Sevdayı katla şimdi
İmgelerle uyusun ört üstünü

Tek servetim o sevginin gölgesinde ihtiyar olmak
Tutkuyla istiyorum hep öyle kal
Sevgiyle sarıp sarmaşan sinem
Susuz rakı gibi aşk yaktı içimi
Ruhumu döven nağmeler
Vurma orada fakirin canı var
Dilimde mutluluğun türküsü
İçinde sırlı sesi! Ahenkle kulaklarıma çarptı
Hep söyler gezerim âvâz âvâz

Kendi cennetimde dolaşırım göğüs kafesinde buram buram mavi
Örter dişiliğini
Zanneyleme bir nargile içimi
O bir omur bitirir

Tanrı beni duyuyorsa
Rica ediyorum bizi ölümsüz kılsa
İmkânı var mı? Lütfen!

Yılların babası boynunu eğdi, eğik gökyüzü gibi
Düştü alında bir tutam saç bembeyaz
Aşk olsun!
Beyaz çok yakışıyor sana

Tam dolgun dolunayda
Kışların en soğunda
Sabah yıldızının gölgesinde
Ben senin gün ışığında sıcaklığını duydum
Buğdaylar gibi sen mi bitecektin
Sevgi çatlattı başağın tanesini
Birbirimize söyledik bunu
İki değil dört Mevsim
Sevginin ekmeğini yedik

Yaşamak yaşadığın değil
Ne yaşadığındı önemli olan

Altı hecelik zamanım kalsa
Efendiciğim! SE-NI SE-VI-YO-RUM derim


KAYIP YALDIZ