6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1954
Okunma

Kimdiniz siz! Görünür mü yüzünüz?
……………………………………………………………………………Sözsüz konuşan sesi
Törpüleme beni! Gümrah tutalım bir ömür baharları
Boş ver ömrü baharı
Alev alevim, birazda şımarık
Yüreğimle düşünüyorum mutlu olacak ilk insandım
Masmavi bir dünya, cemrenin saçları yemyeşil
Kim bu renkleri çizen hattat!
Mutluluk ölçer bir cihaz yok ki…
Kâhinler haber verdiler
İstersen gülü çağır imdada
Var mıydı geçmişte
Hani kimin hikâyesi gül yüzüne benzeyen
Aldatmaca mıydı bunca renk
Şikâyetçi. Renkölçer
Benim Ben! Ömrühayat! Kendi yüzün
Boşver o zaman
Hayat eksik hayatta
Bu ömür hangimizin?
Kimdin sen?
Sakladı maviyi, yeşilde kayboldu, siyaha sıvandı
Hangisiydin ondan haber ver?
Bir birim gibiyiz inan!
Maviler kervanı her mevsim gelip geçer
İster mor ister mavi nakış nakış
Fasıllar kemanla ara taksim geçti
Masum ömür mest oldu
Bir senfoni içinde söylendi hikâyesi
Masuniyet de masum değil artık
Dağ rüzgârı tarumar etti ömrü her estiğinde
Yıldızlar bir nağme besteler iyot kokusunda
Yakamoz dalgalara mimari motifler çizer bakır renginde
Islak çıplaklığını
Berrak bir nesim ile kaybolur resim
Birden bire sanki çıplak uzleti
E ne diye bu telaş
Yaşam gururuna
Bir öncekiyle yarışan
Kimi eşikte
Kimiler dayanmış sınırına
Ben ise ortasında bitirdim seni
Zıpkın hedefe ulaştı benim garip çığlığım, sesini çıkaramadı
Zamanın aralığından ömrüm boşaldı
Onun bunun şunun avuçlarına
Hiç bir hatırın dal ucu kırılmadan
Baştan açık yüreğim
Gelen geçen girsin diye içeri
Saflık herkesi kardeş bildi
Koy bir kenara saflığı
İnsanlar insanlık hak etmeli
Bir yelken gibi yalpaladı hayat dekoru
Bölüştüm ben ömür ile akılı
Koşturdum zamanı yetemedim
Kimseyi memnun edemedim
Yarısını kendime ayırmak istedim
Yüzlerce görünmeyen ağız üflediği ney
Yarınsız dostlukların nameleri biçti geçti
Ürperdi hayatın içinde gülümseyen yüzü
Endişeler kaç kere uğradı yasa
Oysa bir ömür yetmezmiş bir insanı tanımaya
Yorgun seneler
Akıllı bohçama düğümledim
Gaipten bir ses geldi zihin dağarcığına duyulasıya
Akıl münakaşa ediyor
İncindi belleğim uğurladı beni
Dağıldı hafıza defteri
Hekimler topladı yaprak yaprak
Umara götüren yolu izledim
Ömrüme su dökün, boğun onu!
Bundan ötesi çözülmez bilmecede
İki kız sokuldu birdenbire
Ürkek bir düşüncede her yanım her yönüm derecik
Işıklar yüzümde patladı bir yıldız hızında
Kör oldu ar damarı
Şuursuz bir çocuk gülüşüyle eşofman yakasını kaldırıp yüzümü sakladım
Çekmeyin resmimi çekmeyin
Çocuklarım böyle görmesinler beni
Mühim bir havadis değilim ben
Bir masal gibi başladık
Akıl doktorlara teslim oldu bir akşamüzeri
Tıkanığım o an
Annemin duası düş de gör
Diz çökmüş göz kapaklarım güne
Özveri koymuş bu hastalığın adını
Dediler
Yaşayamazsın kendini unutur gibi
Tıp ilminde çaren zor
Doktorun adı alevdi
Soruyor bana sana bir yaşam reçetesi yazacağım
Hiç değilse bir süreliğine
Bir parça uzaklaş ahbaplarından
Sen seni üzmenin manası var mı?
İncinmenin ödülüdür travma
Başın sukut et öğütten
Maziyi sakın anma!
Çıkar eski elbiseleri ömrüm yarısında bırak
Gönüllere yeniden elbise biç
Biraz iyilik payı, biraz kötülük payı bırak
Merhamet sevgisinden vergi kes
Ötekiler, büsbütün ömrün dışına it
Birde, Umudu anılara karıştırma yeter
Aklını topla da öyle git
Sor kime istersen?
Aslında bu denli değildim gönül kırılmadan dal uçlarından
Tin iner, soyuyor gövdeni
Güneşe indirme kepenk
Giydirsin seni
Yepyeni bir ömür etti hediye
Tarih düştü hafıza defterime
Bin dokuz yüz doksan beş
Hemen bağrını aç
Mevlâna’nın esrarını bir gün anlarsın
Hayata değmez bu gaflet
Sular büsbütün kararınca ışığa doğrulur
Sırrın küpünü kapat
Topladım hafıza defterimi heybeme
Eski esvaplarım elimde, sığıntı ezgin yetişti
Ne alnıma işleme kırışığı göreyim, ne kimseye görüneyim
Biraz gittikten sonra dönüp aleve baktım
Beni an! dedi
Yepyeni bir kadınsın işte
Biraz ümit serptikten sonra
Yaz meleklerin eteklerine
Tanrının kızlarıdır onlar
Mavi göğsünü göstersin umut ışığı
Sonsuz kadın, kendi etine gömül
Bir ışık düşün kara bir geceye
Hiç bir vakit tam kapanık değil umut penceren
Ocağım, duyuldu, kesilince ses
Oynamıştı temelinden
İki taş kaydı yerinden
Alametin hecesinde yaşanılanların söylediği
Uçurumun kıyısında
Oğlum, kızım köstekledi
Umudu Allah korudu!
Salt benim bir umudum var! Mevlana’nın şemsi gibi
Nerde?
Onu az söylerim
Yâr yanağı gibidir kimseyle paylaşamam
Anlatma diyorsa için umudun ardında yine umut var
Üzülmekteyim! Üzülmekteyim!
Sorma neden
Bizi kim ne bilsin
Umut günlerdir lokmasız susuz!
Bir tas, bir kaşık verin
KAYIP YALDIZ
………………….Sofular dedi ben sana cezayım
………………….Vah! Sofular Vah! Vah!
………………….Günah mı, sevap mı, ceza mı ben araftayım
………………….De ki tanrının yerine konuşmayın
………………….Yemin verdim
………………….Kimseler bilemez beni senin kadar
………………….Söyle bana kimden gittin?
………………….Söyle beni nerene sakladın
………………….Bana kimse sen gibi sarılmadı
………………….Kimsesiz
………………….Lâl
………………….Titredim
………………....Eksildim
………………....Eğildim
………………....Eskidim
………………….Ağzıma lokma sokmadım hala
………………….İki gövde yüz yüze
………………….Bu gece vuslatın düğünü var
………………….Ben ve sen
………………….Ulvi bir şeyin timsali gibi
………………….Denizin annesi nehirlerin sesi
………………….Usul dalgalanışı uzam uzam doğduğumdan beri su içerim
………………….Boşver onu bunu kendi yüreğimde özüm
………………….Ozanlardan Tanrı hatırı için yardım dilerim
………………….Sana şiirler düzerim
………………….Sözüm söz
………………….Bu gece hüzünlü dua edebilirim
………………...Teri düşsün anlıma burcu burcu anne sütü gibi tertemiz helal
…………………,Hidayete erdiren
………………….Mevlana’nın Mevla’sına hamdolsun