6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1307
Okunma
Olur olmaz bir kaldırımdır
yalnız kalırsın
gözlerin takılır kalır ardına
seni hep ellerin anlatır.
Yüzünün bana uyan bir suyu var
tohumları uyanır ölümlü hüzünlerin
kapanır dudakların
yağmur yağmıştır
fırının camlarında ekmek buğusu
havada kömür kokusu
duman kokusu
ev kokusu;
Havada gencecik bir kızın sabah kokusu
o ilk aşka değer ya dudaklarında,
Uyanır Süveyda’da..
Gece neyle örülür?
bir ağrıyı utançla kıstırdığımda kasıklarıma,
bir duvar sonrasıdır öyle yakın
bir duvar sonrası
davetsiz
aklına akmaya yatkın
ve çağrısızlığına kırgın,
soluğunu duyarsın
ve uzak ,
uzun bir ortaçağ gibi rahat,
kalbinin surlarına çağıramazsın
öpülmemiş utançlarını merak edersin
uykularsın gözlerinde
düşlerine beklersin.
Zambakları utandırır yumuşaklığında,
parmak uçları bir kadının,
severek dokunursa.
Bilirsin terlidir memeleri
ve telaşlı gözlerinin buğusu yırtılmaya
aynı ıslak akşamlara çağrılı,
bıraktığın gibi duruyorsa bir aşk
Ses verme, izle yalnızca
Beklesin Süveyda’da..
Bir tek ölümle güzellenir bu kadar
yaşamın, bu kapı çaldı çalacak tadı
ve güzeldir evrenlere dokunuşum gözlerinden
bakışım,
olana ve olması umut edilene.
Güzeldir,
Bir yaranın gerisinden
bakıp, dalışın
bedenime kirpiklerinle batışın
anlatır, anlatırsın
aslı hep sende kalır
ne kadar anlatsan o kadar uzaktır
anlatmasan dargındır
kaybolan sulara
eskimiş surlara
gösterir gözyaşlarını ..
İndirir yapraklarını bütün ağaçlar,
o günahlı kovulmanın utancında
çıplak Ademler çıplak Havvalar ...
küçük cehennemlerindir senin seçtiğin
gidişinle üşür hepsi.
kaçasın tutar.
İlk sevdiğin kadınıyla kalır aklında
Bütün şehirler
Unutmaya zor
Kaçmaya kolay.
Bir tek şaraptır paklayan kalbini
Eğer bilirsen Meriç boyunda
Kıvrılır uyur sonra
cenin gibi,
ölüm gibi,
senin gibi
Susar Süveyda’da.
5.0
100% (3)