Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
MustafaCeylan
MustafaCeylan

KAYACAN’ IN AĞIDI

Yorum

KAYACAN’ IN AĞIDI

( 7 kişi )

9

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

2711

Okunma

KAYACAN’ IN AĞIDI

“NEREDESİN SABAHAT? ! ”

Aşkım ve heyecanım; en mübârek işimdin
Ocağımı tüttüren sımsıcak ateşimdin
Hayatımdın, eşimdin; her mevsim güneşimdin
......Şimdi karanlıktayım, çekilmiyor bu hayat,
......Öksüz, yetim kalmışım, neredesin Sabahat?

Bundan böyle alnıma nakşetmişim her gamı
Gidişin zindanlara çevirdi şu dünya
Bilmem nasıl yaşarım, gündüzü ve akşamı?
......Sığmıyorum evlere kırıldı bende kanat
......Boynu bükük kalmışım, neredesin Sabahat?

Dayanmam mümkün değil, çektiğim acılara
Şimdi mekân perişan, zaman ise kapkara
Sanki başıma çöktü Burdur ile Ankara
......Seni benden kopardı, Yüce Yaradan, Ahad
......İki gözüm iki sel, neredesin Sabahat?

Bu şehrin caddeleri fırtına, ayaz ve kar
Vücuduma emânet başımda durur efkâr
Koştuğum bütün yollar yalnızlığıma çıkar
......Koşamam, yürüyemem; etsem de sabır, sebat
......Neredeysen geri gel, neredesin Sabahat?

Çocuklarla torunlar hıçkırıp ağlaşırlar
Dostların hatıranla avunup söyleşirler
Şimdi fotoğrafların acımı paylaşırlar
......Deli kuşlar gibiyim, edemem istirahat
......Hüzün elem doluyum, neredesin Sabahat?

Evin, eşyan duruyor; yatağın kar, buz, soğuk
Söyle nereden çıktı, bu âniden yolculuk?
Masum çocuğa döndüm- sesim çıkmıyor boğuk;
......Gülmek bana haramdır, her şey anlamsız, bayat
......Sensiz çılgına döndüm, neredesin Sabahat?

Senelerce çilemi çektin de of demedin
Hüznümü kader yaptın, bir gün tatlı yemedin
“Gidiyorum Kayacan, gayri hoşça kal! ” dedin
......Yüce dağlar devirdin üzerime kat be kat
......Garip, mahzun kalmışım, neredesin Sabahat?

Uyusam uyanamam, uyansam göz yumamam
Atomu ağlatıyor bilirim şu ağlamam;
Ben garip bir yazarım, ötesini anlamam;
......Kabrin gül bahçesidir, asvalttır sana Sırat
......Beni de al yanına, neredesin Sabahat?

Apansız geldi hazan, kırıldı elim-kolum
En koyu gecelerde düğümlenince yolum
Bilmem ki ne diyeyim, felek en büyük zalim
......Mekânın Cennet senin, nur – huzur içinde yat
......Dualarım seninle, neredesin Sabahat?

Kimse bilmez ruhumda olan büyük depremi
Parçaladı içimi sensizlik denen mermi
İnsan böyle âniden bırakıp da gider mi?
......Kaderde mi, bende mi bilmiyorum kabahat?
......Gönlümün sultanıydın, neredesin Sabahat?

Daktilomun sesini kırk senedir çektin de
Yüreğime sevgiyi tohum tohum ektin de
Bak, göz yaşım sel oldu, aramızdan gittin de
......Aynalara bakamam, n’ olur elini uzat!
......İşte dünyam toz duman, neredesin Sabahat?

Yüzden fazla kitabı senin sayende yazdım
Sen varsın diye evde, nice dünyalar gezdim
Her saniye tükendim, hayattan bıktım, bezdim
......Mevsimler gelip gider, bana her iklim berbat
......Çünkü yoksun yanımda, neredesin Sabahat?

Şimdi anımsıyorum, evlendiğimiz günü
Sade bir tören gibi yaptığımız düğünü
Yıkıldım, duman oldum; dağdan söktüler günü
......Makberi söylemekte edebiyat ve sanat
......Öyle hasretim sana, neredesin sabahat?

Nice nice makama desteğinle ulaştım
Göz yaşından bulutum, büyük dağları aştım
Canımın çekirdeği gör ki ne derde düştüm?
......Benim de dileğimi Yaradan’ ıma anlat
......Dayanamam acına, neredesin Sabahat?

Bir köylü çocuğundan koca bir yazar yaptın
İnandın, iman ettin; yalnız Allah’ a taptın...
Bu çekilmez dünyada beni yalnız bıraktın
......Düzenim allak bullak, ağzımda kalmadı tat
......Çağır ki ben geleyim, neredesin Sabahat?

Bakışın ve gülüşün gözlerimden gitmiyor
Bitsin diyorum ömrüm, neden bilmem bitmiyor?
Yıkılası bu dünya birazcık bekle diyor
......Beynimdeki elemler Dicle, Sakarya, Fırat
......Istırabın bana dost, neredesin Sabahat?

Paylaştın yokluğumu, aşkımı, düşüncemi
Kendine kutsal saydın, zulmümü, işkencemi
Sen gidince bir tanem, dümen tutmuyor gemi
......Tayfunlara tutuldum, yapamam hiçbir sürat
......Gönlümün limanıydın neredesin Sabahat?

En kötü günlerimde destek verdin, el verdin
Yüreğime ilhamı, kalemime dil verdin
Hazin hazin ağladım, bembeyaz mendil verdin
......Acına dayanamam, kalmadı bende takat
......Bir iy’ olmaz dertteyim, neredesin Sabahat?

Evimde, yüreğimde halâ izin duruyor
Sessiz sessiz ağlarım, Tanrı beni görüyor
Bazen de düşlerime bakışların giriyor
......İçimden gizli bir ses:” İsa perdeyi kapat! ”
......Diyor, ama yapamam; neredesin Sabahat?

Çığlar düştü başıma, üşüyor üşüyorum
Ömrün ahir çağında seni düşünüyorum
Yere, göğe sığmadım, sanki taşınıyorum
......Can tenimde misafir, bir gün uçacak fakat,
......Daim seni bekliyor, neredesin Sabahat?

Küstüm açan çiçeğe, dava açtım bahara
Gömdüm ümitlerimi gelip geçen yıllara
Seni anlatıp durdum inan ki torunlara
......Ankara’ yı dar etti, bu ayrılık, bu firkat
......Özledim gülüşünü, neredesin Sabahat?

Kabrini pür-nur ile dolduruyor Yaradan
Sıra bize gelmiş ki gitmekteyiz sıradan
Daha dün doğmuş idik, ömür geçti aradan
......Şu anlamsız zamanı nurlu elinle donat
......Özledim, çok özledim; neredesin Sabahat?

Kan ağlıyor kalemim, kitaplar acı, çığlık
Geceler yastığımda düğüm düğüm hıçkırık
Azrailim savcıdır, bense en büyük sanık
......Az kaldı oralara, geleceğim ben, heyhat:
......Derdim sana kavuşmak, neredesin Sabahat?

Darma dağınık evren, söndü bütün ışığım
Güz bile gelmemişti kurudu sarmaşığım
Seni alan toprağa ben hergün dolaşığım
......Kara yere bendoldum, ümidi eyledim azat
......Elin tutmak isterim, neredesin Sabahat?

Giremem mutfağına, ışıkları yakamam
Şöyle gülen bir yüzle olaylara bakamam
Susuz kalan ırmağım, çağıldayıp akamam
......Yürüsem yol çıkmazda, şahlansam topaldır at
......Sanki bir özürlüyüm, neredesin Sabahat?

Zerreler ve ummanlar inliyor mateminle
Gönül kuşum, sevdiğim inlerim özleminle
Geceleyin uykumda bir ses haykırır: Dinle!
......Dinlerim gelen sesi, ederim figân-feryat
......Sesini de özledim, neredesin Sabahat?

Renklerin cümlesini çevirmişim siyaha
Zifiri gecedeyim erişemem sabaha
Dağlar bile dayanmaz, kalpten çektiğim ah’a
......Ömür çok hızlı geçti, sürmedik hiç safahat
......Benim çile ortağım, neredesin Sabahat?

Gündüz hayalimdesin, geceleri düşümde
Bir büyük ağrı gezer kahrolası döşümde
Geçenlerde öğrendim Azrail var peşimde
......Dedim ki Yüce Mevlâ’ m yüzün görmeyi sağlat
......Duam, aşım, ekmeğim, neredesin Sabahat?

Yedi deniz birleşse hicranıma denk olmaz
Yaşadığım uçurum yedi denizle dolmaz
Ezel-ebed gülümsün, hem de yaprağı solmaz
......Cennetine al beni, bir de yerimi camlat
......Beraberdir ruhumuz, neredesin Sabahat?

Hangi tarafa baksam, hep seni görüyorum
Yüreğim parça parça mum gibi eriyorum
Yelkovan akrep koptu, saatim duruyorum
......Kesmişim dünya ile sen gideli irtibat
......Sensiz deliriyorum, neredesin Sabahat?

İçimde gam kasavet, ciğerim oldu kebap
Seni benden daha çok seviyormuş Yüce Rab
Yandım, tüttüm, kavruldum; gelmiyor ki bir cevap
......Sesime ses ver gayri, bana da tanı fırsat
......Dilim kelepçelendi, neredesin Sabahat?

Dünya hali bu canım, sensiz her şey boş ve hiç
Şimdi çok uzağımda mutluluklarla sevinç
Yıkıldım duvar duvar, yıkıldım kerpiç kerpiç
......İçime ateş düştü, yüzüme indi tokat
......Yanarım alev alev, neredesin Sabahat?

Göz bebeğim, canımdın; öyle güzel, öyle saf
Seni tarife yetmez mısra mısra cümle lâf
Çok acılar çektin de demedin bir kere öf!
......Haydi rüyama gir de kulaklarımı çınlat
......Evin direği çöktü, neredesin Sabahat?

Sarardı yaprak döktü son baharda yeşil bağ
Dinamitlendi sanki yaslandığım koca dağ
Gönlümün üzerine gümbürdedi dağdan çığ
......Bilemem nerden çıktı bu dönülmez seyahat?
......Hakk buluşturur bizi, neredesin Sabahat?

Kara toprak mıknatıs, aldı başımdan tacı
Damar damar çekiyor vücudumu bu acı
Nefes alamıyorum, sensin bunun ilâcı
......Söyle de meleklere yaralarımı bağlat
......İnan gökler ağlıyor, neredesin Sabahat?

Çağır, duyarım seni, beni de yanına al
Unutma ki meleğim hakkımı ettim helâl
Gelen gidecekmiş hep böyle imiş bu kural
......Diyorlar ki yaşa git, ahbaplarını ağlat
......Ben de ağlıyorum bak, neredesin Sabahat?

Hüznümün girdabında sele döndü gözlerim
Acıların destanı satır satır sözlerim
Sana pek çok muhtacım, yanar, tüter, özlerim
......Dağı delesi gelir, Kayacan oldu Ferhat
......Hasretin dayanılmaz, neredesin Sabahat?

Simsiyahtır kâğıtlar, boynu bükük yazılar
Annesini soruyor masum yüzlü kuzular
Geçip gitti seneler, yüreciğim sızılar
......Gel be güzel Azrail, kapımı vurup “çat! çat! ”
......Yaşasam neye yarar, neredesin Sabahat?

Canlanır hatıralar evin her köşesinde
Pamuk ellerin durur camların perdesinde
Ömrün anlamı vardı ılıman nefesinde
......Mecnun’ um kızgın kumda, ırmaklara bak çağlat
......Tutuşur ciğerlerim, neredesin Sabahat?

Okundukça ezanlar yapıyorum duayı
Sen de yoksan içinde ne yapayım dünyayı?
Kahrolurum yaşarken haftayı, günü, ayı
......Bilmiyorum nereye yapmalıyım müracaat?
......Adresleri şaşırdım, neredesin Sabahat?

Depremden daha beter bu apansız gidişin
Yapacağın çok vardı, ne çabuk bitti işin?
Bu kader nasıl kader, sorarım neden, niçin?
......Seni arayıp durur kızlar, torunlar, damat
......Gaiplerden bir ses ver, neredesin Sabahat?

Kabrini ziyarette içimi okuyorsun
Yattığın yerden bana sevgiyle bakıyorsun
Geçen bunca seneyi tutup anlatıyorsun
......Yangınlar içindeyim, ateşe şebnem damlat
......Başımdan tüter duman, neredesin Sabahat?

Viraneye çevrildi etrafım, yörem, yanım
Bir tanem yoksun diye, yoksun diye sultanım
Zifiri gecelerde baştanbaşa vatanım,
......Kabrindeki nurlardan enerji, ışık fırlat
......Darma duman olmuşuz, neredesin Sabahat?

Aklım gitti başımdan, döndüm çılgın deliye
Bu zalim kara yazı bize yazılmış niye?
Bekle ben de gelirim, belki gelen seneye
......Zaten kuşlar kanatsız, yaralanmıştır kırat
......Haydi tut ellerimden, neredesin Sabahat?

Mustafa CEYLAN

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (7)

5.0

100% (7)

Kayacan’ ın ağıdı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kayacan’ ın ağıdı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAYACAN’ IN AĞIDI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
gülsümgülmez-6870
gülsümgülmez-6870, @gulsumgulmez-6870
23.3.2010 21:03:35
5 puan verdi
Dayanmam mümkün değil, çektiğim acılara
Şimdi mekân perişan, zaman ise kapkara
Sanki başıma çöktü Burdur ile Ankara
......Seni benden kopardı, Yüce Yaradan, Ahad
......İki gözüm iki sel, neredesin Sabahat?

Bu şehrin caddeleri fırtına, ayaz ve kar
Vücuduma emânet başımda durur efkâr
Koştuğum bütün yollar yalnızlığıma çıkar
......Koşamam, yürüyemem; etsem de sabır, sebat
......Neredeysen geri gel, neredesin Sabahat?


SÖYLEYECEK SÖZ BULAMIYORUM...ÇOK ÇOK ETKİLENDİM...TEBRİK EDİYORUM HOCAM YÜREĞİNİZİ, YAZAN DEĞERLİ KALEMİNİZİ...SELAM VE SAYGILARIMLA
Salih Erdem
Salih Erdem, @salih-erdem
23.3.2010 17:14:49
5 puan verdi

Etkileyiciydi,

Sağlıcakla...
nursist
nursist, @nursist
23.3.2010 10:21:52
5 puan verdi
Eşe yazılmış şiir ızdırap dolu sanat
gözlerimde yaş oldun,neredesin sabahat

duygu yüklü, beni ağlatmayı başaran ilk şiir diyebilirim
emeğinize yüreğinize sağlık
ASIKLUZUMSUZ
ASIKLUZUMSUZ, @asikluzumsuz
23.3.2010 08:49:30
Sayın Kayacan ile dostluğunuzu yakından bilen biri olarak şiiri alkışlıyorum

İsa Abimin acısını tazelese de şiir Usta kalem harika anlatmış

Kutluyorum değerli dost

Selam,saygı,dua ve muhabbetle
serap hoca
serap hoca, @seraphoca
23.3.2010 07:55:21
Bir değerli büyüğümüz İsa Kayacan Bey'in eşi Sabahat Hanım'ı rahmetle anarken Mustafa Ceylan Hocamızızı yüreğiniz büyüklüğü ve kaleminin gücünden dolayı tebrik etmek istiyorum. Saygılarımla aşağıdaki yazıyı paylaşmak istedim rahmetli eşin anısına.
----------------------
Çalışan; Öz halkının işine yarayan,
Türk kültürünün korkmaz ve yiğit askeri:
İsa Kayacan
Doç.Dr.Tamilla ABBASHANLI
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü, Öğretim Üyesi
İsa Kayacan hocam hakkında yazmak isterken nedense, Türk Dünyasının ölmez şairi Nizami Gencevi’nin bu mısralarını hatırladım:
Çalış öz halkının işine yara,
Giysin amelinden dünya zerhara.
İsa Kayacan, Nizami Gencevi’nin dediği insanlardandır. Onun işi-gücü yalnız halkına hizmettir. İsa hocamız bu hizmeti kaleminin gücüyle, gece-gündüz masa başında araştırmalarıyla, incelemeleriyle yapıyor.
Ben onun hakkında yazarken İsa Kayacan hocamıza; “Türk dünyasına ışık saçan insan”, “Türk edebiyatının Ferhat’ı”, “Türk kültürünün korkmaz ve yiğit askeri” demiştim. Ama şimdi düşünüyorum ki, İsa hocamın zahmeti karşısında bu sözler sönük seslenir. İsa Kayacan, bütün güzel hususiyetlerini Nizami Gencevi’nin şiirlerinde görmek mümkündür. Nizami Gencevi insanlarda en örnek hususiyetleri şöyle tasvir ediyor:
Hizmet etmek sayılır erkeklikten nişana,
Halkına hizmet etmek şereftir bir insana.
Veya:
Becersen herkesin yükünü sen çek,
İnsana en büyük şereftir emek.
Derde dayan, incitme hiç zaman eli,
Eller gam çekince, dert alsın seni.
İsa Kayacan, halkına şerefle hizmet eden insanlardandır. O, sadece Türkiye’nin değil, Türk dünyasında yaşayan insanların derdini çekiyor. Türk dünyasında bir çocuğun gözünde yaş olarsa, İsa beyin uykuları çekilir.
Nizami Gencevi’nin dediği gibi: -Türk elleri gam çekince İsa beyin yüzünü keder-gam bürüyor. İsa bey bu kadar işin içinde doğulup-büyüdüğü Burdur’u –Tefenni’yi, Ece Köyünü de unutmuyor. Onun doğduğu köyde mezarlıkta uyuyan doğmaları var, İsa bey onları unutmuyor. Çünkü onlar İsa beyi bütün Türk dünyasına armağan etmişler. İsa bey Burdur’un taşını-toprağını seve-seve okşuyor, sanki kutsal bir toprağa el süren gibi.
İsa beyin bütün uğurlarına sevinen, bu uğurları kendi uğurları sayan bir insan da şimdi ebedi dünyadadır. O İsa beyin vefalı ömür-gün arkadaşı- Sabahat hanımdır. İşi ne kadar çok olursa olsun, ister yağmur olsun, ister kar-İsa beyin umurunda değil. O Sabahat hanımın “görüşüne” yollanır, elinde Sabahat’ın çok sevdiği çiçeklerle.
İsa bey kaygıkeş baba, sevimli dededir. Evlatlarının kaygısını çekmeye, torunlarını sevip-okşamağa her zaman zamanı vardır. İsa bey vefalı, dikkatcil dosttur, arkadaştır. Dostlarının hayatında olan önemli günleri unutmaz.
Toplantılarda her zaman ağırlığını koruyabiliyor, bakmayarak ki, toplantılarda, Azerbaycan şivesiyle desek; İsa beyi el üstünde gezdirirler, ama o hiç zaman şımarmaz, her zamanki ciddi tavrını koruyor, herkesle mihriban, her herkesle candandır…
Azerbaycan Türklerinin tabirince desek; İsa Kayacan kişi gibi kişidir. Sözü özünde, özü özünde.. Ömrün uzun olsun, canım hocam. Yüce Tanrı sizi Türk Milletine çok görmesin! Her zaman yolunda yeşil ışık yansın, evinde güneş, yüzünde gülüş oynasın! Nazlı için gelen dünürlere “evet” –verdim- gitti”-deyeceksen, hocam. Karabağ’da benim baba evimin bahçesindeki leylakları siz toplayacaksınız, canım hocam! Karşıda çok işler var… Sizi sevenler ve sevdikleriniz için yaşamağa değer, İsa hocam! (Şubat 2010: Eskişehir)

http://isakayacan.blogspot.com/
melahat çetinkaya
melahat çetinkaya, @melahatcetinkaya
23.3.2010 03:02:57
Viraneye çevrildi etrafım, yörem, yanım
Bir tanem yoksun diye, yoksun diye sultanım
Zifiri gecelerde baştanbaşa vatanım,
......Kabrindeki nurlardan enerji, ışık fırlat
......Darma duman olmuşuz, neredesin Sabahat?

Aklım gitti başımdan, döndüm çılgın deliye
Bu zalim kara yazı bize yazılmış niye?
Bekle ben de gelirim, belki gelen seneye
......Zaten kuşlar kanatsız, yaralanmıştır kırat
......Haydi tut ellerimden, neredesin Sabahat?
OFFF OFFF BE ÜSTAT CAN HEMŞERİM AĞLATTIN BENİ .O GÜLEN YÜZÜN ALTINDA BÖYLESİNE BİR ACI NASIL GİZLENEBİLİR Kİ .SİZE ALLAHTAN SABIR ,DEĞERLİ EŞİNİZE DE RAHMET DİLİYORUM .MEKANI CENNET OLSUN .ŞİMDİ BEN SİZE NASIL ESPİRİ YAPARIM BUNDAN BÖYLE .ÇOK ÜZÜLDÜM ACINIZI PAYLAŞIYORUM DEĞERLİ DOSTUM BİRAZCIK AZALSIN DİYE .AMA BİLİYORUM Kİ BU MÜMKÜN DEĞİL .ALLAH HERKESE SİZİN KADAR SEVEN VE VEFALI BİR EŞ VERSİN .AĞIT GİBİ HARİKA ŞİİRİNİZLE ONA OLAN SEVGİNİZİ VE VEFANIZI ÇOK GÜZEL ANLATMIŞSINIZ .YÜREĞİNİZE SAĞLIK CAN DOSTUM .
ABDÜLHAK HAMİT TARHAN GİBİ BİR MAKBER YAZMIŞSINIZ .RUHU ŞAD OLSUN BU NUNLA .SEVGİLERRR SAYGILARR SİZE .
Aşık Çağlari
Aşık Çağlari, @asikcaglari
23.3.2010 01:33:48
5 puan verdi
Eyvallah üstadım
harika bir eser okudum saygılar sunuyorum
sadecesade
sadecesade, @sadecesade
23.3.2010 01:13:53
ABDÜLHAK HAMİT TARHAN'IN MAKBER'İNDEN BERİ EŞE DUYULAN SEVGİYİ ANLATAN ETKİLENDİĞİM İKİNCİ ŞİİR (BENİM İÇİN )
_a
_aşıkvehbi_, @-asikvehbi-
23.3.2010 01:11:47
5 puan verdi
mustafa bey destan gibi olmuş.güzel şiirinizi kutlarım saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL