Kapitalist bir yanaşma gibi çöktün üzerime Şimdi öp beni en fukara yanımdan
Dünya usul usul içime akarken Fosilleşmiş çoğul özneli miş’li zamanlar biriktiriyorum cebimde Anestezi kullanmadan dikilen dudaklarım bir sana çözülüyor Bir seninle sevişirken geliyorum kendime
Kaç düş ıslattık bu şehrin egzoz kokan yağmurlarında Zift kıvamlı kalışımız ondan olmalı Yapış yapış Kara kuru Sıska mı sıska
Sıklaşan soluğumu boğarken astım nöbeti dar bir zamanda Aşkın içinden geçtik Aşkı kirlettik biz sevgili Amorf dokusuna teğet geçti bedenlerimiz Odur budur bulaştı aşka Çıkmayan lekelerimiz
Doğrudur Ara sıra seninle yorulduğum Kıçı kırık bir düşte körkütük boğulduğum Bana ben kadar yakın oluşundandı bu yabancılık sana Unuttuğum yanlarımı hatırlattın Ben hep üşüdüm Sen hep sıcağımdaydın oysa
Şimdi! Silkeleyip bütün kelimeleri Tümcelerden sızan kanın sahibine bırakarak serzenişleri Anlamına varmak var asılsız bir ihbarın Tekelinde durarak senli tüm korkuların
Ve dinledi Tanrı Aklımın sığ yanına vuran güneşli sözlerimi Kirletemedi yüreğimi bu sevdanın frapan gülüşleri
Gerek var mı hayıflanmaya Aşkın içinden geçtik Aşkı kandırdık biz sevgili Bir daha alt yazı geçmeyeceğim Başla artık bu aşkın geyik muhabbetini yapmaya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şimdi Efendim; her çağda ve her asırda ve her devirde şairler vardır ve şiirler vardır.Bunların kaç adedi kalburun üzerinde kalır ve edebiyata girer? Bunların yazdıklarının kaç tanesinde edebi ve felsefi ve şiirsel bir değer vardır? Zamanın tozlu raflarında yok olup gitmemek için; şairin ve şiirin mutlaka yeni sözcükleri, yeni terimleri, yeni tümceleri ve yeni satırları..şiire giydirmesi gereklidir.Bu ilk koşuldur ve olmazsa olmazlardandır.Yani özün yeni, anlamın yeni, biçimin yeni, söz ve sözcüklerin yeni, vurgunun ve betimlemenin yeni olması gereklidir.Şimdi burada şairin kullandığı ve satırlara ustalıkla giydirdiği yeni söz ve sözcükleri sıralasam..sayfalar tutacak.Tüm bunları ustalıkla başarmış. Dört adet şiirini okudum ve buna bizzat şahit oldum.Her okur yeniye ve yeniliğe kısa sürede adepte olamaz ve bocalar.Samursağını, kara biberini, tere yağını..şunu bunu hesap etmeğe kalkışırsanız; paçayı içemezsiniz.Bu günkü günün seçkisine layık görülen şiirine de bir sürü ipe sapa gelmez sözler etmişler.Yok soru işareti, yok boru işareti, yok üç nokta, yok virgül, yok şu yok bu böyle olmalıymış..Bir sürü zart zurt.Kardeşim şair arabayı süren ve kullanandır.Sağ tarafında da ''Lütfen şoförü meşgul etmeyiniz '' yazar.Şair kurallara uyan değil, kuralları zorlayan ve kıran kişidir. İyi ve mükemmel bir şair doğru dürüst bir okul bile bitirmez ve ya yarım bırakır veya terk eder.Kurallar şairi sıkar.İmla bilgini veya mişli geçmiş zaman eklerini sen kendine sakla.Şaire imla dersi veya edebiyat dersi vermeğe kalkışma? Yunus Emre veya Karacaoğlan'nın senin o söylediklerinden haberi var mıydı? Ama şairdiler ve hala günümüzün en hümanist ve en evrensel ozanlarıdırlar.Şair her türlü kuraldan nefret eden ve kırmızı ışıkta geçen ; hiç bir kurala uymayan bir çılgındır. Yeni bir kalem.Yenilik dolu bir şiir.Derin anlamlar içeren bir öz, çarpıcı bir vurgu, ilginç bir betimleme, harika imler ve imgeler, usta bir şairden mükemmel bir şiir okudum.Kıskanmadım hiç.İmrendim ve kendi kendimi sorguladım: Herkes çağın en son teknolojisi ile yapılmış mükemmel arabalara binerken; ben neden hala 1970 model Hacı Muratla yol alıp, yolculuk yapmağa çalışıyorum diye? Titredim ve kendime geldim.Eğer bundan sonraki şiirlerimde Diyabetik Militusu ve Kronik Hepatiti veya Onulmaz Şizifreniyi kullanmassam; gider nüfustan adımı soyadımı değiştiririm.Sevgi hanım mükemmel bir şiir anlatılamaz.Onun çün insanlar anlatamadıkları ve çok beğendikleri bir şeye: '' Şiir gibi '' Derler. Anladıklarımı anlatamayacağımı anladığım için, susmayı yeğliyorum.Susmak da yazının ve sözün sonsuz ve sınırsız anlatımıdır.Şiir gibi değildi sadece şiirdi ve şiir okudum sayenizde.Bu güzel şiiri ve onun mimarını saygıyla ve susarak ve şu anda ceketimi ilikleyip, ayakta selamlıyorum.Kutlarım.Saygımla.
Bu kadar güzel anlatılır mı acaba sevgi seli...Ay ne yazayım ne diyeyim bilmiyorum sadece psikolojim sarhoş oldu ama bu şiiri bir daha okuyacağım ihtiyar çok güzeldi emeğine yüreğine selam olsun, betimlemeler ve yaratıcılığın harika idi diyecek söz yok doğrusu, selamlar...
Kapitalist bir yanaşma gibi çöktün üzerime Şimdi öp beni en fukara yanımdan
Öpmek en bereketlisi de olsa, sol yanın paramparça olmuş iken zenginlik ne yapardı ki bir kere kırılmıştı her ne kadar tamir etmeye çalışsa da çalışsan da, eskisi gibi olmuyordu..
Anestezi kullanmadan dikilen dudaklarım bir sana çözülüyor Bir seninle sevişirken geliyorum kendime
Bir sende kuruyordu nefesim, bir seninle sevişirken tenimde ki pas kokusu ten kokusuna dönüyordu bir gözlerinde düşüyordum hayatın aya'sına, bir de senin tenine dokunduğumda benzin olup yanıyordum, içimce...
Kaç düş ıslattık bu şehrin egzoz kokan yağmurlarında Zift kıvamlı kalışımız ondan olmalı Yapış yapış Kara kuru Sıska mı sıska
Halbu ki ne düşler vardı da yaşanılası ama bir türlü çıkamadık içlerinden...kara mı kara, sıska mı sıska kalışımız belki de ondandır sevgili...Hani bir kıyı vardı bilir misin, el ele tutuşacaktık sen plajda ki kum olacaktın ben ise denizde ki dalga, her defasında seni alıp üstüne sarılacaktım sen hiç kurumayacaktın ben ise hiç azalmayacaktım...
Sıklaşan soluğumu boğarken astım nöbeti dar bir zamanda Aşkın içinden geçtik Aşkı kirlettik biz sevgili Amorf dokusuna teğet geçti bedenlerimiz Odur budur bulaştı aşka Çıkmayan lekelerimiz
Sen bir türlü baktığın gözlere inanmamıştın halbu ki ben düştüğüm gözlerden çıkamıyordum bir türlü sen eter kokulu nefesinde kin kusuyordun oysa ben soluksuzca çekiyordum seni ki, nefesinde yaşayamasam da en azından soluğun son nefesim olsun istiyordum...Sen içinde ki şüphe azaplarında iken bana sıratlar yazıyordun pusu nöbetlerinde, halbu ki bilmiyordun ben silahsız giriyordum mevziye...Geçmişimi her önüme koyduğunda habersizdin gelecekten kaçtığını, bir türlü görememiştin içimdeki sevdanı, oysa ben bunu yazar iken bile sara nöbetlerine yol oluyordum, kendimce...
Ara sıra seninle yorulduğum Kıçı kırık bir düşte körkütük boğulduğum Bana ben kadar yakın oluşundandı bu yabancılık sana Unuttuğum yanlarımı hatırlattın Ben hep üşüdüm Sen hep sıcağımdaydın oysa
Bana o kadar uydu ki bu kıta ve oldukça da güçlü bir anlatımı olan bir yazı dizilimi ayrıca. Sıcaklığımı o kadar vermiştim ki sana seni o kadar ısıtmakla meşguldum ki ben, tir tir üşürken bile bunu fark edememiştim..Sen kendine o kadar yabancı kalmıştın ki yanımda iken, bende o kadar ben olmuştun ki, sonrasında kendini bile kabul edemedin...
Şimdi! Silkeleyip bütün kelimeleri Tümcelerden sızan kanın sahibine bırakarak serzenişleri Anlamına varmak var asılsız bir ihbarın Tekelinde durarak senli tüm korkuların
Şimdi Ey Sevgili, Şiirin emzirildiği noktada kıtaların nasıl emildiğini bana sorma, içimde ki mısraların üstüne basarak finaldeki ezilmişliğimi kelimelerimi silkeleyerek her ne kadar düşürsende, Şairin sevdasını sen bitiremezsin, bunu anlayabilmen için elin kalem olmalı ve o kalemin mürekkebini yüreğinden damla damla beslemelisin, Şimdi, tüm korkularını dizeleri dizlerine yatırarak yazmalısın sevgili, yazdığın her dizede bir damla kan bırakmalısın sevgili, aşk aşk ise ya ölmeli ya da akıtmalı yürek alfabesinden tümceler...
Gerek var mı hayıflanmaya Aşkın içinden geçtik Aşkı kandırdık biz sevgili
Tanrı bir kere üstüme çökmüştü, güneşin dar açılı dipsiz gülüşlerinde...Aşkı somurtkanlığında sunmuştu ananın rahminde, yüreğin kömür karası dirilişinde...Şimdi soruyorum hangi aşk adil dirki bile bile verdiği insan çökertmelerinde, hangi sevda içimdeki duyguları göz seğirmelerinden alıp süzülecekti hayatıma...Aşk hep oynayacaktı yaradılış itibarı ile....
Ali Niyazi Gül tarafından 3/21/2010 7:07:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
beni mi anlattın abla:( sanki şiiri oturmuş ben yazmışım gibi oldum:( her dize ben, her imge ben, her yalnızlık o:( ağlıyaceğim:(:(:(:( hiç bir şey dmeiycem başka çünkü sen biliyosun zaten kapitalist yanaşmaların ruhumda oluşturduğu çözünürlüğü ve an be an nasıl da frapan yalnızlıkların cehenneminde süzüldüğümü... şiirdi bendi bizdi eyvallah öpüyorum gül yüreğinden
.............. Ve dinledi Tanrı Aklımın sığ yanına vuran güneşli sözlerimi Kirletemedi yüreğimi bu sevdanın frapan gülüşleri bütünüyle değerli dizeler,özüde yüreğin kirlenmemesiydi...sevgilerimle kutluyorum
ben her zaman söylerim her ortamda söyleyeme4diğim zaman da düşünürüm seslice... şiir hep böyle özgür olmalı kaleme düştüğü gibi yazılmalı kağıda kim ne der kim nasıl karşılar diye düşünmeden şiirin özgürlüğü yaşanabilmeli şairin içinde ki şiir özgür olabilsin.... bir mim koyarsam bir imge yaparsam falanca nasıl anlar nasıl yorumlar vizyonuma,duruşuma ve fikirlerime ters mi gelir diye oynamaya baaşlarsa şair sözcüklerle iki cenaze çıkar şiir diye...
sevgi kaya şiirleri benim için hep özgürlük kokmuştur... yağcılık neyime kimdir neyin nesidir bilmem ama şiir yüreğini şiir söylemini seviyorum bu dostumun... ve ebette dostumu da seviyorum... teşekkürler sevgi kaya teşekkürler yüreğim ki şiir yazdığın kadar şiirde okuyabiliyorsun... sevgiler sayıglar dost kalem...
Dünya usul usul içime akarken Fosilleşmiş çoğul özneli miş’li zamanlar biriktiriyorum cebimde Anestezi kullanmadan dikilen dudaklarım bir sana çözülüyor Bir seninle sevişirken geliyorum kendime
BENCE MUKEMMEL WE SEN PROFESYONEL BİR ŞAİRSİN YÜREGINE SAGLIK
Bir şiir yazıyorsun aklımı fikrimi allak bullak ediyorsun...okuma deme hakkın da yok...
Baştaki iki mısrasını epey fikir yürüttüm..
Ayrıcalıklı farklı saklı birisin demek istiyorsun sanırım... En fukara yerimden öp deyince anladığım tek şey aklıma gelen ilk şey öksüz düşler oldu düşlerinden öpmek anılardan öpmek kalan resimleri öpmek sanırım mişli zaman tanımlamaları...
ha aşkın altı yazısı farklı dil oluyor sanırım...Ne demişler bir lisan bir insan o da bir aşk eder...dur hele aklıma bir kaç mısra geldi yazı/vereyim...
Senin yaşadığın şehirde yaşamak isterdim Şehrin zabıtaları mesaiye başlamadan daha Bir simitçi kılığında sabah erkenden sokağına düşerdim... Simitçi diye diye bağırırdım ya Seni uyandırmak için Sonra kapına bir kamyon gül döker giderdim...
Kapitalist bir yanaşma gibi çöktün üzerime Şimdi öp beni en fukara yanımdan ==================================
kapitalist aşklar paraya dayanır, Para olmadan onların kalbi kapanır. Her konuşması kazançtır,maddeye adanır, Yürekler üstüne kurulmuş bizim aşkımız Yürekten Tebrikler.. Saygılar
Kapitalist bir yanaşma gibi çöktün üzerime Şimdi öp beni en fukara yanımdan
Dünya usul usul içime akarken Fosilleşmiş çoğul özneli miş’li zamanlar biriktiriyorum cebimde Anestezi kullanmadan dikilen dudaklarım bir sana çözülüyor Bir seninle sevişirken geliyorum kendime
Kaç düş ıslattık bu şehrin egzoz kokan yağmurlarında Zift kıvamlı kalışımız ondan olmalı Yapış yapış Kara kuru Sıska mı sıska
Sıklaşan soluğumu boğarken astım nöbeti dar bir zamanda Aşkın içinden geçtik Aşkı kirlettik biz sevgili Amorf dokusuna teğet geçti bedenlerimiz Odur budur bulaştı aşka Çıkmayan lekelerimiz
Doğrudur Ara sıra seninle yorulduğum Kıçı kırık bir düşte körkütük boğulduğum Bana ben kadar yakın oluşundandı bu yabancılık sana Unuttuğum yanlarımı hatırlattın Ben hep üşüdüm Sen hep sıcağımdaydın oysa
Şimdi! Silkeleyip bütün kelimeleri Tümcelerden sızan kanın sahibine bırakarak serzenişleri Anlamına varmak var asılsız bir ihbarın Tekelinde durarak senli tüm korkuların
Ve dinledi Tanrı Aklımın sığ yanına vuran güneşli sözlerimi Kirletemedi yüreğimi bu sevdanın frapan gülüşleri
Gerek var mı hayıflanmaya Aşkın içinden geçtik Aşkı kandırdık biz sevgili Bir daha alt yazı geçmeyeceğim Başla artık bu aşkın geyik muhabbetini yapmaya
kendisine has bir duruşu var şiirlerinizin... mükemmeldi... saygılarımla...
Böyle meramını dolanmadan, kıvırmadan, boğmadan, boğdurmadan, tak tak tak anlatan şiir dillerini severim.Rihteri yüksek deprem gibi enkazı ağır oluyor zira.
"Kapitalist bir yanaşma gibi çöktün üzerime Şimdi öp beni en fukara yanımdan"....Kapitalist yanaşma niye öpsün en fukara yanından ?Kâr getiren bir iş mi?:)))
Kapitalist bir yanaşma gibi çöktün üzerime Şimdi öp beni en fukara yanımdan .... Gelde böyle bir girişi kutlama şiir yazdırır adama. .... Bir seninle sevişirken geliyorum kendime .... Güzel bir yol bulmuşsun üstadem.....:)) .... Çıkmayan lekelerimiz .... Ki o lekeler düş ıslaklığından kalmaydı, bilemedik. .... Gerek var mı hayıflanmaya Aşkın içinden geçtik Aşkı kandırdık biz sevgili Bir daha alt yazı geçmeyeceğim Başla artık bu aşkın geyik muhabbetini yapmaya .... Hmmm. Şimdi şiirin başlangıcı ve sonunu bir arada düşündümde.Şaire neden fukara yanından bahsetmiş daha iyi anladım. Aşk bitince ve iş geyik muhabbetine kalınca elbette yürek fukaralığına düşer insan. Şiiri sevdim. Fakat birazda içim burkuldu finalinde. hayıflanmaya gerek yok artık.Nede olsa geyik muhabbetine dönmüş. tebrikler.
Şimdi! Silkeleyip bütün kelimeleri Tümcelerden sızan kanın sahibine bırakarak serzenişleri Anlamına varmak var asılsız bir ihbarın Tekelinde durarak senli tüm korkuların
merehaba deli sevdalı yürek kutlarım yine harika bir şiirle akşamıon üstünü örttüm, artık rahatça gözlerimi yumabiliim. o güzel yüeğin yanılgılar durağında yayay kalmasın aşkla kal datçadan selamlar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.