Aşıklar balosunun ikramı
Nedir bunun büyüsü söyle de bileyim
Beyoğlu!
Yıllar süren aşkların en kutsal anıları
Maşuklar mesut etmeyi kendi kendine vaat ederlerdi
Aşkın zengin repertuvarı onun tükenmez ilham kaynağı yâr
Mahur beste içinde nice yüzlere geri atarak hep böyle düşer saç bukleleri

Nasıl sarhoş olmaz ki mecnun ile yarışan maşuklar
Aşıkların aşkıyım aşıkım
Niçin öyle, hatırlar mısın?
Şahit isteme benden aşk bu!
Ondan evvel annesi annesinin anneannesi aşkın kızları
Daha önceleri buradaydılar

İçilir içilir şarap gibi
Kirpikler arasında mahmur nedamet yaşı ılık ılık
İki dudak arasında buğusu
Ateş yutmuş gibi!
Niçin?
Girift içinde inip çıkan göğüs
Ona sorsan olmaz mı?

Beyoğlunda aşklar bir başka yaşanırmış eskiden

Tadı damakta kalan tatlımsı bir lezzet
Özelliği
Şanına yaraşır
Işıl ışıl Kravatın iğnesi
Isme özel sedef kol düğmesi

Topuk sesinden tanınırmış sevgili
Tenden bedenden savrulan ıtrin ihtişamı
Zarafet kadının giyiminde saklıydı
Tayyör kıvrımlarında her bükülüş her kıvrım kımıldanış naz eder
Ahenk içinde latif hayaller küçük istekle sevişler

Fokstrotun arasında sevap bütün fikirler
Cilveler kâfi bir tehditti
Mahçup bakışlılar makbule geçer
Sözü baş eğerek dinlemek
Laf bölmemek edeptenmiş
Sevgilinin celali karşısında gözleri yere indirmek ise kaidedenmiş

Tamburlarla kemanlarla
Nesim ile ürperir coşar sesi her telin
Güfte tadında aşklar kulaktan kulağa üflenirmiş segâh makamında
Cumbalarda fasıllar dinlenirmiş hüzzam tadında
Sakiler tarumar etmezmiş sofraları
Usuldenmiş
Racon kesilmez
Meyleri kadehlere sol taraftan doldurmak ise hürmettenmiş

Beyoğlunda bey olmak varmış
Beyoğlunda kadın olmak varmış
Anlamı bahtiyarlık
Hele birde yâr olmak varmış ki beyoğlunda
Mübalağa etmiyordu
Ne mümkün anlatılması diyordu?
Ah Beyoğlu!
Maşuk nerde yâr nerde!
Söyle?
Kirlenen buz serabı boz bulanık
Bugünlerde aşkın kadehi saf olmayan bir mey ile dolu
Herkes bir meçhulde kaybolup gitmiş
Şimdi şanından bir muhabbet kalan
Beyoğlu!

KAYIP YALDIZ