12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1435
Okunma

Yaradılış anında hak ile hak olan ruh
Ruhun Allah’ını aradığı bir çırpınışla aradım seni
Yalnız kalbe niyetle bağlandım
Kalbimde bir yer aralandı
Küt küt!
Sarı bir filiz müjdesi canlandı
Kendi içinde sevda bahçesi
Mercan rengi safran sarısı lavanta mavisi çiçekleri
Çok yaldızlı bulutlardan birini üstüme çektim
Gözlerinde cevheri tükenmeyen sergüzeştler
İçinde kayboluyorum uçsuz bucaksız meçhul bir diyar
İkbalin davetiyle kasırga yol gösteriyor
Bizim olmayan bir kıyamete
İki ayrı rüzgârda birlikte çırpındık
Nefesinde sevgiyi ölçtüm
Aşkı zıkkımlanmıştım çoktan
O ilâhî aşkın uzun patikalarında
Karşılaşılan güçlükleri aştık
Henüz sararmamış
Bir son bahar gibi savrulduk
Gelen ahenk aşkın küllerini uçurdu
Tütünvari bir nefeslik kayboldu
Kan rengi sesiyle karıştı
Sevişmişcesine
Gök taşı yangın mavisi veya alevden
Üst üste bir başka yıldızlardan nakışlar
Beni yaradan
Seni benim için yarattı, savrul çılgın kolları
Aşkın potasında piştim
Ruhumu bin türlü kirinden arıttı
Gözlerimin yokladığı
Sen hiçbir yerde yoksun
Nefes kesici aşktan umudun mu kestin?
Ben seni gizli sevdim ey aşk!
Kıyamette bitip öfkede tükenmez savaşımsız
Kutsal maşuk
Gönlümü yaktıkça aşkın itibar kazandı
Öyleyse aşkına iltifatını et
Doğmamış güneşe asılmış acılar
Ya biz böyle acısız
Nasıl yaşarız?
Mavisi silindi gökyüzünün
Zindan karanlık, son kıyamet
Bütün burçlar savruldu
Taze kuşluk güneşi vurmamıştı henüz üstüne
Günahlar aydınlıkla yıkandı
Doğmamış kıza koy adımı
Hürlüğün tek ümidi iffetli sevgi
Aşk dua eder sevgi zikirde
İmansız aşkın ayini nerde?
Dedi ki, yok yok
Henüz taşınmamış
Kiracı arafta!
Güz sabahı buğusunda
Aşkın bütün sazları
Sevginin veda şarkısını söylemeye hazırken
Dinsiz aşkın avazı!
O ahenkli bir cümbüş ki
Hangi tene girdiğini duyarsın
Tadım bıraktığım o hazine dudaklar
Neylerden üflediği ayrılık bestesiydi
Neyin rüzgârında sev ve azap çek
Bütün kıyametimle sana taşındım
Kendi kendine uğurlayamazsın beni
Sonsuz bir kıyamete
Son bir çırpınış sakatlandı bir kanat
Sökülmüş ruhtan vicdanın sesi
Gizli nabızlarla atıyordu nere kayboldu tınısı
Uzaktan ya da içimde kadim bir seda
Hangi kişi beni gür sesiyle çağırır?
Hücremde ki tek soluk
Gözbebekleri ifşa pimini çekti
Göğüsteki sevdası bir güneşin mihrabı
Düşümden men edemedim seni
Rüyalarımda ruhum senin derinde
Kendi çıplaklığına ağlıyor
Bir katre değdi dilime
Sustu kelam
Uzakta mısın?
Az bak!
Sen say ki
Sevgin masum kalbin çilekeş
Dokunur mu sana?
Yani sevmedin farz et
Çok rica ediyorum
Her şey düzmece diyelim mi?
Beynimde utanç azapta gibi gıcırdıyor durmadan
Kulağımda gezdi sesinin uğultusu
Güneşin kızılında can pazarı
Dudakları ateş, hep aynı buğu
Senden dökülenleri topladım
Gecenin tam ortasında
Yıldızlar gergefte sevişmeye başladı
Sızdırılmış aşk ömürdü beni bitirdi
Dudaklarımızda aşkın dökümü
Kimi yeri unutulmuş bir güfte gibi
Bir beste kanatlandı bir yerde
Belki maceramızdan bir şeyler söyler
Hiçbir şey deme yapıştın tenime
Suçlu kimdi!
Aşkı kıyamette arayan
Edebiyat Defterinde uzunca yazsın!
Bak yekta kalem yazdı sayfalarca seni
Sordu maşuk! Beni hala seviyormusun?
Elbette, dedim
İşte tam şurda
Sok yüreğimi aşk onun adı
Biliyorsun!
Dedi, bırak inadı söz dinle şimdi
Nedir derdin?
Hadi ver bir öpücük
Utanıyorum
Kimseler görmesin
Hâlbuki utananın oğlu kızı olmamış
İşittin mi beni!
Edep, uyur gibi kapat gözlerini
Alâmetifarikası!
Pekâlâ, ben giderim
Susarım hiç konuşmam
Hoşça kal bile demem
Dönmem asla dediğimden
Atlarım büyük denizlere
Kıyıda nöbetçi sen olmak şartıyla
Bana at kalbini!
Sende at kendini
Aynı sahile çarpan dalgalara
Kıyamet orda kopacak!
Hazır değil kıyamet bu densiz aşklara
KAYIP YALDIZ
Resim: KAYIP YALDIZ