1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1445
Okunma

Gün/ahsız geçmiyor
Günahsız geçilmiyordu
Asimile sevdalardan
Bağlanıyorduk Şiyar
Aldanıyorduk
Ne bir eksik, ne bir fazla
Yalanlar birbirine ram
O yanlışlar ki, tövbe bozduran
Gitsek aşka yazık
Kalsak kadere
Biz ki
Tesbih eklemişiz kedere
Her akşam batan güneş ile birlikte
gruba dalıvermek istiyordu gönül
Bir daha ebediyen doğmamak üzere
Sabbahın fedailerinden daha mı az fedakârdık Şiyar
Ya da Şamilden daha mı az isyankâr
Ne zaman aşina olduk böylesine
Ertelenmiş
Tutsak edilmiş bir ömre
Ah Şiyar
Neydi o yıllar
Keder tezgâhıydı sanki ömrümüz
İlmek ilmek, eğirip çile dokurduk
Akşamlar isimsiz
İsimler kimliksiz
Neydi Şiyar
Pusulasız geçtiğimiz o günah yerimiz
İstikbalimize karaçalı çekiyordu tanıdık eller
Kelepçeleniyordu kurduğumuz en masum hayaller
Biz öz vatanında sürgün çocuklar
Üstelik
Takunyalıydı mazinin ayakları
Asfaltta başka ses çıkardı, ahşap zeminde başka
Herkes birbirinin bacısı gardaşıyken
Soluk benzimizde kan gülleri açardı
Bukalemun saatlerden geçerken
Yeniyetme düşlerimize kurşunlar yağıyordu Şiyar
Ben de vurulurdum
Ben de vurulurdum
Olmasaydı gözlerin sığındığım yegâne diyar
Ah Şiyar
Bak yine saatler zemheri
Saçlarımda dolanıyor ellerinin sessiz fısıltısı
Sırtımda Sibirya fırtınası
Yeter ulan
Kaldırın soframızdan ayrılığın ağulu aşını
Bize en buğulusundan
Buram buram vuslat yakışır gayrı
Rukiye Küçük
5.0
100% (1)