25
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
3141
Okunma

bazen biz susarız,konuşmak istemeyiz
böylesi anlarda yaşamda bıraktığımız gölgeler konuşur
bana
sesini duyamayacağım mesafeden konuş
ki
gözlerin susmasın
uçan halısındaydık dünkü rüyanın
yukarıdan izlerken kuş bakışı bizi
tepetaklak atlamanın hayallerini kurduk
düştük
öylesine güzel bir düş/tük ki iki kişilik uykularda
ışığın keskinliğinde u/yandık
dökülürken günler kirpik hareketi hızında
kocaman bir kucak aşk oldu gece
koynunda s/aklandım
çırılçıplak
sürme çekti gözlerime üşümüş eller
asıldığında saçlarımın her bir telinden
kilidini kırmış anılar
rengini geceye emanet ettiğim çarşaflar soldu
ölüm gibi oldu yüzüm
başka bir boyuta aktı vakit
doğmayacak güneşin aydınlığına kaydı göz ucu
kan çanağında sönmüşken iris
ve
düşünce dağ gibi durunca önümde
kapüşonlu bir hırka geçirsem hemen üzerime
yüzümü gölgeleyecek kadar gömülsem de içine
kendime çok gelmişliğim var dökülüyorum etek ucundan
bir doz ayyaşlık enjekte etmeliyim
incelmeden akan kan
ve
sesini yükseltmeden mana
aynadaki görüntüde ağır bir gölge uzayınca boylu boyunca
soyunmalıyım bu gece gerçekleri üzerimden
sere serpe uzanmalıyım yanına
ölüm kanımı emerken dudağımdan
sancılarımdan yeni bir ben doğurmalıyım
bak
gece içti ışığı şaşkın bakışları tınlamadan
dokundu
biçimsizliği biçti
bir adam yarattı
susmuş sesin kuvvetinde takatsiz bedenimin üzerine devirdi
dudaklarım bitti önce
sonra ben tükendim sessizce
// yürüyen hüzünler geçiyor üzerimden... ezilmişliğim içimde, okunmaz gözlerimden //