18
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2670
Okunma

örgüler inatla çözülmüş
ipek gibi saçlar dağılmıştı ihtirasın parmak uçlarıyla
bir ömürlük denilen sevdaya
her telinden binlerce umut saçarcasına
heyecan akarken gençliğin ateşinden alev alev
bir tek soruda yandı
kül oldu
tükenmişlikti kadınlığın adı
" tamam mı ?
devam mı ? "
bir varoluş savaşı
tutunma çabası
sarılma
kokuya sığınmanın en halleri
insan eli
gün ışığı
değmemiş bir yüreğin
en az yüz elli atımlık yakarışı duyulur
belki aklın aşka yenik düştüğü
bir küçük an
her bir hücreye yayılan hazdan kalıntı
bir küçük can
bir müjde coşkusuyla üflenmişken ruh
tamda ışık yer değiştirirken karanlıkla
yol başında birleşmişti eller
sıcak
sıcacık
ılık ılık akarken tutku
saniye kadar tereddüt yaşamayan bedende
yapış yapış ter içindeydi çok sevmişlik
…
sevinci tutuklayan silah gibi ayazlar
ve bir ertesi gün yalnızlığıdır
gözlerin önüne serilmiş kocaman boşluk
sonrasında
sonsuzluktaki bütün renkler
siyahla boyanır
güller inleyerek döker yapraklarını
sözler duvarlara çarpıp
tokat şiddetiyle geri döner
aşk susar
santim santim okşadığı tende
yaprak misali titremelerdedir narin kadınlık
acizlik gözlerin kan çanağı hali
her bir öpücüğün umut dizdiği yüz görümlük kolye
tane tane keşke olup dökülür
geride kalmış ayak izlerine
…
adam
ıssız bir koya demirledi
cüssesine sığmaz anlaşılmazlığını
ve
gürültüyle temizledi boğazını
yutkunup aşıramadığı
sese dönüşememiş güçsüzlüğüyle
kadın
bir kayboluş öyküsünden geçti
yeri inleten adımların
kendi içinde yeniden var olma çabalarıyla
ve
sessizce yutkundu
bir mucizeye sarılmanın
ışık olmuş gücüyle
defne
// keşke o yolun sonu göz kamaştırsaydı... ve adam hala güçlü, kadın olabildiğince narin kalsaydı gözlerde… yoldaki binlerce pırıltı aşkına… //