20
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1987
Okunma

ve sevgi
ikramıdır yüreğimin
/// karanlığımdan topladığın her bir ışıltı kadar aşksın ///
sensizlik
bir adım ötede acıyı yudumlamak gibiydi
kızılcık şerbeti niyetine
bir ah
sayısız keşkeye dönüşürken
her öpüşün gerisinde dudakların gölgesi gibiydi
hissedilen binlerce sıyrık sızısı
kanlı kavgalardan geçmiş ben ki
hala elim yüzüm sen içinde
yine teğet geçildi aşk fallarındaki üç vakitler
zaman iksiriyle yok ederken gece düşlerini
ayaz yanığı ten dokunuş tadına hasret
öylesine tiz ki içte çınlayan ses
uykular sensizliğin suya doyurulması kadar haram
gözler yarınların suçlusu
aşk ki
inadı en hali varlığının
avucunda sakladığın hain sapan
gerginliğinde yürek şeklinde bir taş
nişan al
fırlat
ki nasılda süzülürdüm gözlerinde
acıma…
/ kırmızı çarşaflar serilmişti gergin tezatlıklar üzerine /
oysa an kadar öncesi bu günün
kandırılmak istenen çocuk yanımdaydın
nefesin eteklerimi uçuşturan bahar yeliydi
takılırdı pembeleşen yüzüme
muzip bir gülümseme
gamzelerden tat alma isteğini kabartarak
dokunamazdın
öpmeye kıyamazdın
/ sahi kıyılamayan yerde mi başlardı aşk /
düşlerin güzelliğinde gerçekliğe dualar okunmadan
gün ışısa
inatla yarılsa gözbebeği
ışıkla aşk yalandan süzülse
mesela Piraye hiç yanmasa sevgisinin acizliğiyle
ki adına yazılmış binlerce heceye mahkumiyette
cennet bahçelerini görme umudunun sancıları silmişliğinde
ki sadece yanılsama sarhoşluğunda yaşanmışken
kırmızının göz alıcılığında
bir ısırık tattan vazgeçiş
önce nefes
sonra ses olsa
tende tükenmemişliğin coşkusuyla
ve
prenses hiç öpülmese
defne
// bir çığlığım senin için, olanca sessizliğimle…
göğsüne yeniden ve yeniden çarptığım için affet... //