21
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2609
Okunma

Yalnız gecelerin karabasanlar gibi çöküşünü
Semaya açılan ellerle dudaklardan dökülen
Yüce yaradana yakarışları, yalvarışları
Binlerce insan içinde yalnızlığı
Yüreğin nasıl cehennem ateşlerinde kavrulduğunu
Söyleyin siz bilir misiniz?
Özlemin zincirleri yılan misali sarılır
Yavaş yavaş sıkar boğazını nefessiz koyar
Dağ tepesinde esen her rüzgârda
Derin derin nefes almanın
Her içine çektiğin nefeste hasretle
Sevdiğinin kokusunu aramanın nasıl olduğunu
Söyleyin siz bilir misiniz?
Sevdiğinizin sıcaklığını aradığınızda
Her sıcaklığın sahte olduğunu anladığınızda
Hiç hıçkırıklara boğuldunuz mu çaresizce
Sevdiğinizin adı anıldığında yutkunamayıp
Boğazınızda bir düğümle konuşamadığınız odlu mu
Söyleyin siz bilir misiniz?
Deniz kıyısında hırçın dalgaları izlerken
Kendini derin sulara bırakmayı düşündünüz mü?
Deli dalgalar sizi sevdiğinize taşısın diye
Gökte uçan kuşun kanadına tutunup
Sevdiğinize uçmak istemenin acısını
Söyleyin siz bilir misiniz?
Her geçen otobüsün, uçağın ardından
Buğulu gözlerle baka kaldınız mı?
Ve gece tüm yalnızlıklara soyunduğunda
Başınızı yastığa koyduğunuzda
Bin bir hayale dalıp gözyaşlarıyla uyumayı
Sadece rüyalarda sevdiğinize sarılıp koklamayı
Söyleyin siz bilir misiniz?
Vuslat gününün ulaşılmazlığıyla her geçen gün
Yavaş yavaş erimeyi bitmeyi
Özlemlerin yanar dağlarında yok olmayı
Sadece gözyaşlarıyla yıkanmış
Cansız resimlerle avunmayı
Söyleyin siz bilir misiniz?
Herkesin mutluluğu yaşadığı anlarda
İçiniz kan ağlayarak karanlığa sığınmayı
Doğan güneşle sevdiğinizin gelmesini beklemeyi
Yürek çarparken ölü olmanın
Ve derin soğuk mezarlara hapsedilmeyi
Söyleyin siz evet siz bilir misiniz?
5.0
100% (28)