0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1471
Okunma
Ta-ala sabrına nişan-ı garkım
Düşünsenize…
Kalabalıklar arasına kefenlenmiş hayallerimiz
Ayaklarımızın bastığı ağırlıkça topraklıyoruz kendimizi
Yaptıklarımızın, düşündüğümüzden daha ağır vebal getirdiğini bilerek
Hayâsızlığımızı unutkanlığımıza gömüyoruz
Dönüş yok…
Her insan hata yapar öyle değil mi?
Ayıbımıza kocaman yamalar yapıştırarak
Kapattığımızı sanıyoruz…
Ardımıza bakmadan yol alıp
Nitekim pis bir gurura fondip atarak
Ardımızda bıraktıklarımıza cüretkar
Hilekâr üslubumuzu ayak tozumuza süreriz
Ve…
Geride kalan izleri silmek başkasına kalıyor
Oysa biliyorum
Atılan her adımda başkası kadar başkalaşıyoruz özümüze
Doğrusu içimdekileri yazmaya irkiliyorum
Bu size göre korkaklık olabilir ama…
Benimde kendime saygı duyduğum bir kaç nokta var
Ki aksi başkasına saygısızlık kendime yakıştırdığım olur…
Toprak verimsiz, duygular hormonlu
Ve iştah kabartıcı boş hevesler ucuna
Sıkıca tutunup düşüyoruz ömür aralığına
Bildiğimizi sandığımız, bilemediklerimizde gizli oysa
Ömürden pay her şeyi hak sayan bir gafletmiş
Oysa gördüm ki;
Savruk bakışların aralık esnasıdır özünde ömür
Yaşam denen yolculuğun başladığı yeredir her geri dönüş
Aya çıkmak da, zirveye çıkışın dönüşü de ayağın bastığı yeredir aslında
Nasıl ki her kanın rengi kırmızı, her gözyaşı ıslaklıksa
Sona giden tüm yolculukların ortak adıdır ölüm
Ve ölümden korku nedendir bilmem ama
Her ölüm bir diriliştir özünde…
5.0
100% (2)