Okuduğunuz
şiir
6.11.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
" Serbest Vezin Sembolik Şizofreni "
Hâlâ anlayamıyorum; üzerime boşalttığın şarjörden ağzı kulaklarında çıkan tavşanların beni teğet geçip, dikkate almamasını. Öyle güzel hazırlamıştım ki kendimi oysa, öyle güzel ölecektim ki; sırf ıska geçme diye bu ömrü, elleri kınalı bir geçmiş sürdüm boynuma!
Susuz bir ırkın hücre çeperini yırtıpda geldim, içinde bol sulandırılmış rakı ağaçlarını saklayan bahçeye. Beni gözünde yaş, yüzünde anlayışla karşıla. Beni bağışla! Beni bağışla çünkü çok sek içtik, yüksek viteslerimizle ilerlerken yatakta; bir önceki arabadan aldığı rüşveti daha cebine atmamış, görev başında bir polis memuru ezdik! otoban çizgileriyle beraber bir genç kızın seksek çizgilerini ezdik!
Bir gün Fizik hocamı hatırlamak isteyip kendimi negatif elektrikle çarpmaya kalkarsam ve eğer toplamlarımdan geriye birşey kalırsa toplardamarlarımda hâlâ can varsa ve hâlâ yakışıklıysam, kalanımı; erkeksizlikten kudurmuş kadınların meme uçlarına yerleşip dernek kuran ve tanrıların sivri olması gerektiğine inanan kabilelere bağışla.
Ama beni bağışla! En azından arka camımda yazan yazı için; "arabada çocuklar var!" Bağışla! Bu gece çok içtik!
Midem dedin. Ben kanlı bir imparatorluğu kusup ayaklarına serdim. Sadrazamlar gördün Antlaşma, barut kokusu ve cepheler.. Gavur icâdı diye linç edilmiş bir fikir gördün. Ve özgürlüğe tutkun orospu cariyeler; onlar vermeye hevesli hallerini bacak aralarına alıp yollara döküldü. Yollara biraz et Yollara biraz kudret. Yollara bol sulu biralar döküldü!
Ben bir mendil gibi oturup teri bekledim sırtımı geceye dönüp deli gibi sustum. Çünkü o otostopçu kadın, kendini astığı ağaçla beraber öldü! ve O’nu geride bırakmış olmanın utancıyla sana en gezgin yanımı kustum: Affet!
Bu gece çok içtik; dört çeker yanımızla, şoför mahallinde bir tanrının oturduğu mor bir Mercedes geçtik. Mor perdeli yanan boş bir ev geçtik bir gençlikten geçtik ışık hızıyla, kendimizden geçtik!
Ben senin hayallarinden yeryüzüne açılan lisan-ı bozuk bir kapıydım. Açıldım hâl bilmez, dümeni üflemeli uzaya doğru.
- Dıkşın! - Dıkşın!
Ah olmadı, buda ıska.
Beni bağışla! Bu gece çok öldük, bari çocuklar kurtulsa.
Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"Edebiyatta akraba evliliği" şiiriniz de uğur böceği almış bundan sonra tüm böcekler ve seçkiler sizin. şiirleriniz herekse ilham verecek kadar güzel.seçici kurul da bunu onaylıyor.
" "Dinlenme testislerime hoşgeldiniz "Kamil, beynimde filler s.kişiyor" özellikle bu iki dize , şiir yazan herkesi kıskandıracak güzellikte..mest oldum.
Dinlenme testislerime hoşgeldiniz
"Kamil, beynimde filler s.kişiyor"
Yara ?
eğilip alıyorum, hiç sevişmemiş bir gelinin rahminden
"Kamil, beynimde filler s.kişiyor"
şiiriniz günün şiiri seçilmeseydi bu değerli dizelerle tanışmayacaktım önünüz açık edebiyat dünyası sizi bağrına basacak eminim
böyle çok güçlü ve edebi kalemleri görünce şiir yazmaktan korktum
Şiiri okuduktan sonra şöyle bir durdum " iyi miyim " diye sordum kendime..
Çok mu garipti , çok mu zordu bakalım...
Şiiri nesirden ayıran en temel özellik nedir acaba diye düşününce eksik kalındığını gördüğüm durum ayan beyan ortada.
Buna,
şiirdeki ritm desek karşı koyulması durumu olmayacaktır. Şiirin olmazsa olmazı tema, dil ve de imgelerdir biliriz mutlaka. Lâkin her kelimeye şiire yakışan imge gözüyle bakarsak işte böyle ahengi kendimizde kat be kat uzaklara iteriz...
Örneğin,
"Hâlâ anlayamıyorum; üzerime boşalttığın şarjörden ağzı kulaklarında çıkan tavşanların beni teğet geçip, dikkate almamasını."
Bakalım buraya. "şarjör" olması gereken en son yerde . Ve anlama bakalım belki benim görmediklerim vardır. "-lardan" sonra " al-mamasını" gibi devrilen ek durumlarıyla anlam kendine infaz emrini veriyor...Şarjör, tavşan ve de kasti düşünülen mermi. Tamam güzeldi kurgu ama şiirleşmek için akla gelindiği gibi bırakmamalı.
Ve,
negatif elektrikle - toplardamarlarımda - hücre çeperini -
bunlarda çok yabancı duruyorlar şiirde..
Bunun devamına bakınca,
"Öyle güzel hazırlamıştım ki kendimi oysa, öyle güzel ölecektim ki; sırf ıska geçme diye bu ömrü, elleri kınalı bir geçmiş sürdüm boynuma! "
evet güzeldi burası en azından yerlerini bilen taşlar var gözümüze örülen duvarda.
" çeperini yırtıp / da"
bu sayfada bir bağlacın hatalı kullanımı sanırım pek göze batmayacaktır ya yine de doğru hali bilinmeli..
"yüksek viteslerimizle ilerlerken yatakta;"
bu dize görünümlü ifade şiirin battığı yerden devamına işarettir. Estetik anlayışı sıfır vaziyette duruyor her harf.
"ve hâlâ yakışıklıysam, kalanımı; erkeksizlikten kudurmuş kadınların meme uçlarına yerleşip dernek kuran ve tanrıların sivri olması gerektiğine inanan kabilelere bağışla."
Burası cümle /ler gibi malesef.
Şiir tamamında bazı kelime tekrarlılıkları her zaman bilinen sebep olan olağan pekiştirme durumlarını bir yana bırakıp sadece tekrar tekrar kendilerini okumaya koyulmuşlar.
"Beni bağışla çünkü çok sek içtik,"
Bu dize yazık ki tam bir facia. Sek sebep olabilir ki , çünkülük anlamını kim istedi. içinde saklanamaz mıydı bağışla kelimesinin , sessizce bu anlamın durduğu görüntüyü veremez miydi kalem...Gayet tabi olabilirdi...
Buna değinmemek gerek ama " şiirleri 60'lık dedem okuyorsa 15'lik kızım da okuyor.
Tek tarafa mı hizmet edilmeli peki ? Elbetteki hayır. Mühim olan bir kişiye değil çok kişiye dinletebilmeli kendini. Yarına kalem olunduğu görülebilmeli. Öfke mi var söyleyin efendim tutan kim . Sadeece öfkenin tek düze belirli kelimelerden geçmediği düşünülmeli. Aşk mı konuşulan çok mu kayıplık var zihinde. Yapmayın herkes bilir oradaki sarhoşluğu ve de ne kadar hafif olunduğunu. Dil arkası kelimeler dil dibinde gizlenmeli. Şeytana yol vermemeli..
"Midem dedin. Ben kanlı bir imparatorluğu kusup ayaklarına serdim. Sadrazamlar gördün Antlaşma, barut kokusu ve cepheler.. Gavur icâdı diye linç edilmiş bir fikir gördün. Ve özgürlüğe tutkun orospu cariyeler; onlar vermeye hevesli hallerini bacak aralarına alıp yollara döküldü. Yollara biraz et Yollara biraz kudret. Yollara bol sulu biralar döküldü!
Ben bir mendil gibi oturup teri bekledim sırtımı geceye dönüp deli gibi sustum. Çünkü o otostopçu kadın, kendini astığı ağaçla beraber öldü! ve O’nu geride bırakmış olmanın utancıyla sana en gezgin yanımı kustum: Affet!"
burası tek başına bile şiir olabilirdi. Tamamından tamamıyla sıyırıp bakıyorum buraya. Ve koca bir dünya okuyup düşünmek lazım . Az gibi duran en çok kalabalık olan. Burası fark edilmemiş BORAN....
Ve başlığa bakıyorum..
" Serbest Vezin Sembolik Şizofreni "
şiir başlığında ancak bu kadar görülür herhalde...Şiirsizlik gibi duran tarafları çekti evvela dikkatimi. Kızdım da belki.
Ama kalem nasıl oynadığını çok iyi biliyor da bizim kafamız bu kadar karışmasaydı olmaz mıydı ?
sizi takip ediyorum..yazılarınız da şiirsel.. eleştirilecek şeyler var tabii..ama bu şiiri eleştirisek.. diğerlerine yazacak birşey kalmaz.. seçkiyi seçenleri de anlamak lazım... ben anlayamadım da...
siz de şairlik kumaşı var...içerik ve bazı ifadeleriniz hoşuma gitmese de beğendim tarzınızı...yeni bir soluksunuz şiir dünyasına...( tabii şu içki ..araba..hız tutkusundan kurtulursanız ?!)
tebrik ederim.. ilhamınız bol...kaleminiz işlek...yolunuz açık olsun...
Bir gün Fizik hocamı hatırlamak isteyip kendimi negatif elektrikle çarpmaya kalkarsam ve eğer toplamlarımdan geriye birşey kalırsa toplardamarlarımda hâlâ can varsa ve hâlâ yakışıklıysam, kalanımı; erkeksizlikten kudurmuş kadınların meme uçlarına yerleşip dernek kuran ve tanrıların sivri olması gerektiğine inanan kabilelere bağışla.
Ama beni bağışla! En azından arka camımda yazan yazı için; "arabada çocuklar var!" Bağışla! Bu gece çok içtik!
burada tam şunu dedim
Aman tanrım çok güzel
bir de bunu şaşkınlık ve hayranlıkla açılan gözlerimi ve kelimelerin üzerine basa basa söylediğimi düşünürseniz
erkeksizlikten kudurmuş kadınların meme uçlarına yerleşip dernek kuran ve tanrıların sivri olması gerektiğine inanan kabilelere bağışla. ... Ve özgürlüğe tutkun orospu cariyeler; onlar vermeye hevesli hallerini bacak aralarına alıp yollara döküldü. .. Bu gece çok içtik; dört çeker yanımızla, şoför mahallinde bir tanrının oturduğu
Şiir,yada adına ne denilinirse,çok farklı ve güzeldi,senaryo gibi..yazan arkadaşımı tebrik ediyorum ve gözden kaçırmadan seçip okumamızı sağlayanlara da teşekkür ediyorum
bence güçlü bir biri ardına hayal ve hayat verdiği imgelerce sus dedirtecek kadar akla derinliği ve farklılığı olan dizelerdi ki yeterince kendime yakın bulmama yetti
Güne gelmese görmeyecektik en mesgul anima geldi yada olmadigim zamana sanirim. Susuz bir ırkın hücre çeperini yırtıpda geldim, içinde bol sulandırılmış rakı ağaçlarını saklayan bahçeye. Beni gözünde yaş, yüzünde anlayışla karşıla. Beni bağışla! Ne kalemler var ama..Hayran kaldim anlatima, sanirim buurda daha fazla vakit gecirmem gerekyior tabi zamanim oldukca.
Ama beni bağışla! En azından arka camımda yazan yazı için; "arabada çocuklar var!" Bağışla! Bu gece çok içtik!
Bu gece çok öldük, bari çocuklar kurtulsa. "Onlara zarar vermek gelecegi bitirmek demektir, iyi bakalim emanete "
yeni şiir,farklı bir dil,etkileyici bir anlatım...başına buyrukluğuna karşın /üstelik bir film izlemiş duygusunu da katarak /duygu dolu bir döküşü bir şairin.kutlarım
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.