4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1318
Okunma

Çocuktuk
Elma şekeri satılırdı mahalle bakkalında
Nasılda büyülenirdik kırmızının ihtişamıyla
İsmi de afilliydi hani
Elma şekeri
Sanırdık ki doğal olacak tadı
Düşünmeden alır, ısırırdık iştahla
Ve
Isırdığımız an da anlardık aslında
Yediğimiz haltı
Önce
Damağımıza sinen tuhaf tadı yadırgar
Sonra
İçinde usul usul kıvranan kurda hayıflanırdık
Yediremezdik bir türlü kaldırıp atmayı
Zira açlığı göze alıp
Simit paramızla alırdık o şekerli elmayı
Sakındıkça ağzımıza gözümüze bulaşırdı
Kimyası boya olan o şahane kırmızı
Ne zaman kalıverirdik
Elimizde allı pullu elmanın o samandan sapı
İşte o zaman görürdük
Çok bucaklı dünyayı
Çocuktuk
Siyah beyaz bir ekrandan
Masal okurdu Adile teyze
Hani hatırlarsınız uykudan önce
Usanmadan beklerdik heyecanla her gece
Zira küçükten meraklıydık biz
Büyüklerden masallar dinlemeye
Nerden bilecektik ki büyüdüğümüzde de
Kurtlar kırmızı pelerinle gezecek
Beyaz atlı prensler, sahte prenseslerle
Nerden bilecektik, hep tekerrür edecek o bilindik tarih
Ve
Adile teyzeler günbegün çoğalacak azalan ömrümüzde
Şimdi maval okuyorlar, yine kendilerince
Talihsiz gong sesiyle, uyanan bebelere
Yutmuyorduk da
Yutkunuyorduk
Yani şimdilik!
Rukiye Küçük
5.0
100% (2)