2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1146
Okunma
Böyle uzak olmasaydı
Bakışlarını bal diye sızdıran o gözlerin
Kirpiklerimin gölgesinden.
Ah o gözlerin yüzünden
Kimbilir daha kaç şiirimin
Konusu olacaksın.
Sabrımın ipleri çözüldü çözülecek
Dayanırım yine de korkum yok
Nice kuyulardan çıktım
Gözlerinin uçurumu uğruna
Gülüm bağışla beni...
Şu geçmeyen zamanın
Bağrına hançer gibi
Saplanmış duruyor öyle
İzmir Saat Kulesi,
Ölmüyor belki ama
En azından kanı akıyor zamanın
Zaman kanadıkça ben yanıyorum
Külüm bağışla beni...
Şu geçmeyen günlerimin
Filizine tırpan gibi
Duruyor şimdi ellerin
Ellerimin uzağında.
Kordonboyu masalar meyhaneler
Konak’ta eğreti konukluğum
Denizin göğün mavisi
Köpüklerin aklığı
Zaman mavi sustukça
Kalbimi paslı bir çivi gibi çiziyor
Ellerinin ellerime yasaklığı
Elim bağışla beni...
Biliyorum ırmak olsaydım eğer
Dağı tırmanırdım olanca gayretimle
Öte yüzünden dökülen
Gürültülü bir şelale olmak uğruna
Ben yine de mavinin sularında
Mavi susuşlarımın koynunda kaybolayım
Dilim bağışla beni.
Şimdi sana söylediğim bütün türküler
Gece siren seslerine karışır gider
Her geçen gün arttıkça yüzümdeki çizgiler
Azalıyor o iştahlı gülümseyişler
Bir yaprağa tutundum düşmeyim diye
Dallar güldü halime
Daha ne söyleyim bilmiyorum
Dilimin mahareti isminden sonra biter
O günler o kentler o o zamanlar ne kelime
Tel tel özlüyorum zülüflerini
Kalbimin peteğinden ruhuma sızıyorsun
Balım bağışla beni...
Barış Çelimli