15
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1725
Okunma

Sonsuzluğun kapısının anahtarı
Gizlenirken tarihinin anekdotlarına
Bilinenden öte bir düşle
Devrildi acılar döşeğine
Şimdi bir şecerenin gölgesinde
Aşk ile
Yağmur!
Bir şeylerin düğümlenme noktasında caddeleri süsleyen yargılayıcı bakışlar, kirlenmiş satır aralarına gizlenirken; beyaz keten hücreye sarıldı bedenimiz. Ne olduğunu anlayamadan üzerimize giydirilen bu deli gömleğini bize sorarsanız hiç yakışmadı. Biz insanlığı sizden almadık hâkim bey! Ama insan olmayı öğrenmekti derdimiz. Mademki bilmektir dileğiniz, dinlemekse anahtar cümleniz; buyurun anlatalım da pasınız silinsin hâkim bey!
Üç şehir de büyüttük acılarımızı
Tek bir davadan hüküm giydik
Hakkı konuşturmaktan başka bir dert bilmedik
Vatan kutsaldır dediniz
Biz bunu demezden önce kabullendik
Ceplerimize dolan yağlı urganlarla dolaştık
Yârin örtüsünde ki derdi biz yüklendik hâkim bey
Üç şehir de büyüttük düşlerimizi
Bölmek değildi amacımız sevgiyi
Al bayrağa sarmak isterken bedenimizi
Bir yıldıza tutsaktık
Hilalinde anamızın sütü gizliydi
Tek bir ilah da birleşmek ti derdimiz
Oysa sizler bilmeden gittiniz
Yedi gözden fışkırırken menbaamız
On iki göz bildik sevdayı
Musa’ya tecelli edeni
Daha biz size anlatmadık
Sır bildik şiirimizi
Kurban verdik içimizin İsmail’ini
Üç şehre böldük derdimizi
Gözelerde biriktirirken sözlerimizi
Bekledik gerçeğin filizlenmesini
Deli gömleğine tutturduk kimliklerimizi
Gitmeyi bilmediğimiz vuslatımızda
Özlemine vurgunduk şiirlerimizin
Siz sordunuz biz ise anlattık
Cevap vermek oldu muradımız
Oysa siz giydirdiniz deliliği
Şimdi çıkartmak derdiniz
Geleceğini kaldırıma bağlamış bir kadın
Rahminde biriken ter ile
Beklerken başka bir teni
Kendini bağışlatmayı becerememiştir zaman
Çarşaflarda biriken mezi, kırk tas kırık gusül
Sıcak yatak, sıcak çorba bir düşle
Kaptırırken gönlünü yetmişlik palaya
Geldi fahişe zamanın oyununa
Silmeye çalışırken düşlerinin salyasını
Unutmuştur kasıklarında ki aybaşını
Gitmiştir karnında ki tek heceye
Aşk ile
Su!
Mahkûmiyeti cazibesine saklı düşlerde, buluşmayı arzuladığımızdan beri sessizce yol almaktayız. Varacağı yolu tutturur mu endişesi taşıyan çocuklarla oynarken, size anlatmayı beceremedik sevdamızı. Oysa biz de sizin gibi âşıktık hâkim bey. Sizin gibi bizde sevdalıydık lakin sizin bildikleriniz gibi değil. Bilmekte biriktiyse kalemleriniz, siz de kırmakta özgürsünüz kaleminizi hâkim bey. Lakin siz de önce dinlemek mecburiyetindesiniz. Ukalâlığında değiliz davamızın, rezilliğin ortasındayız; siz biz gideriz.
Geceydi! Soğuktu anlatanlar
Anlatılanlar ise yakamozdu sessizliğe
Planlıyordu gitmeyi
Gidecek yeri aramakla meşgulken
Buldum derken kaybederken
Bulmuştu gideceği mekânı
Oysa la mekânda beklemiştik onu
Öyle öğrenmiştik biz de pirimizden
Gitmeyi koymuş ya kafaya
Sancağı boynunda ayrılığın
Kırk tas su dökse de ardında
Affetmiyor kendini insan
Biz sizi kendimizden bildik
O sizi ondan
Bu bir ayrılık değil
Bir bütünün iki yarısıdır hâkim bey
Yalnızdık! Fecir doğmuştu
Kemalâtını kaybetmişti her şey
İnsanlar zümresinin arasında ki fitne
Yaygınlaşmıştı kulağa
Aşk demişler ya buna
Ten çoktan hazza doymuş
Edep perdesi yırtılmış bir kere
Yama yapsan kokar derler
Yoksa biz de sevmeyi bildik hâkim bey
Ama hasretimiz tene olmadı biran
Gün doğmuş!
Teslimiyeti seçmiştik
İlahi sorguya hazırlanmaktı derdimiz
Sizler hiç bizi bilmediniz
Oysa sevmeyi bizden öğrendiniz
Yoksa biz de sevdik korkmayın
Zahirden kalkınca edep
Düştük yakasından aşkın
Fikrimiz nedir diye sorulmadı ki
Cevabımız makul olsun
Biz hep alçaktan konuştuk
Siz hiç bilmediniz hâkim bey…
Çöl tutsaklığına güneşi vurursa
Vaha iç çeker acıya
Dokunulası özlemler örüyor gece
Hörgücü terli devenin kalbinde
Şimdi iklim kimsesiz bir hece
Düşerse çerçevelerine isyan
Beklemek düşer geceyi sabaha
Kokun bir tutam zaferan
Ayrılık söylenmesi en zor şarkı
Şimdi bekler çarığında ki düğümle
Aşk ile
5.0
100% (3)