4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1335
Okunma
Korsan kalabalığının ortasında doğmuş
iri gözlü uzun kirpikli bir çocuktu o
düşler ülkesine seyahat edebilecek kadar büyük
bir gemisi olsun istedi hep
okyanuslara açılabilecek kadar cesur
yunusların gözünden bakıp dünyaya
aşk ile yanıp tutuşabilecek kadar insandı
incecik bacaklarındaki ısrarı kimseler görmezdi
cumartesi günleri bir kırtasiyeden diğerine koşarken
YÜREĞİ DAĞ BAKSANA
AKLI BİR HAYLAZ KELEBEK
ilk coğrafya atlasını aldığı gibi
koştu eve bir hafta sonu
içi dışı ayrı bir bilmece
o engin denizlere
uçtu havaya
parmaklarıyla dokunarak gidebilir olmuştu
bir karadan diğer karaya
aynı güneşli bir bahar gününde
su birikintilerinin üzerinden atlamaya benziyordu bu seyahat
KEŞKE GERÇEKTE DALGALAR ULU BİR DAĞ
UMUTLARSA KURU DALLAR GİBİ OLMASAYDI
karar verdi
mürettebatını oluşturacaktı kısa zamanda
oluşturdu da hemen
hepsi candan çocuklardı
akça pakça yüzleriyle
güvenilir leventler
güle oynaya atladı küvetine
suda patlayan oyuncak balık
ve deniz yıldızı kapsülleriyle
karşıdan gelen gemideki
karanlık tayfayı görmekte gecikmedi çocuk
bunlar gemileri yağmalayan
tek gözlü adamlardı
DÜŞ KILIĞINA BÜRÜNÜP
MERCAN MAVİLİĞİNDE YAŞARMIŞ MEĞER
GERÇEKLER
çetin bir harp yaşanacağı belliydi
omuzlarının üzerindeki altın yaldızlı rütbeye baktı
ve seslendi leventlere
saldırın
saldırın
kılıcını çekti boyu bir karış daha uzamıştı sanki
düşündü
PARMAKLARININ UCUNDA DİKİLEREK BÜYÜMÜYORMUŞ ERKEKLER
MEĞER
YAKINLARDA BİR KARADA
KUNT GÖRÜNÜŞLÜ BİR KAYADA
BİR ASIRDIR YAŞAYAN ŞAHİN
KOŞ BU YİĞİDİN YARDIMINA
en yakınındaki düşmanının üzerine yürüdü
kaba sakallı bu adam
mürettebatından bir leventi
bir yumrukta güverteden suya atıvermişti
kızdı
birkaç kılıç hamlesiyle
kabasakalı devirdi
tam o esnada bir kadın sesiyle irkildi çocuk
çık artık çık
çık çık
ani bir hamleyle fırladı küvetten
BİR SERÜVENCİ HER ZAMAN
DEVASA BİR ATLASIN ÜZERİNDE
UYUYAKALMAZMIŞ MEĞER
bir leventin kucağından indirilip
üzerinde teslim bayrağının rengi olan
bir sedyeye yatırıldı
BAŞINI SERT YERLERE VURMAKLA
ÖĞRENİLMİYORMUŞ GERÇEKLER MEĞER
UZUNCA BİR KARANLIĞIN İÇİNDEKİ ATEŞBÖCEĞİ
UYANIRSAN KURTULUR MUYUZ
UYANIRSAN KURTULUR MUYUZ
sesler
boğuk
tiz ve cellatça tırmalıyordu kulaklarını
sesler
kıvrımlı bir akarsunun
haritalardaki çizgisel halini kodluyordu
bir gir
bir çık
çık artık
çık
çık
göğsünün üzerinde
bir mahpus gökyüzü oturuyordu sanki
kımıldamaya çalıştı
bir gözünü açtı ve hemen yanıbaşına baktı
annesi elini tutuyordu
deniz yıldızları kadar sıcacık ve parlak yüzünü gördü
karşısında da bir doktor duruyordu
karbeyaz elbiseli bu ciddi adam
elinde bir rontgen filmiyle kendisine doğru yürüyordu
heyecanla sordu çocuk
LEVENT
KORSANLARI YENDİK Mİ
SARP ÖZDEMİR
5.0
100% (4)