19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1865
Okunma

kilitlemişti güya tüm kapıları
tek tek bakmıştı
ve söndürmüştü ışıkları
balkonlarda
pencerelerde
sarmaşıklarda
sadece eski haziranlardan kalan
bir tutam buz mavisi ay ışığı
ve saliselerin sesini duyuran
yalnızlığın ıssızlığı kalmıştı
zaman
zalim itiyadıyla
her şeyi
ama her şeyi geri almıştı
gönlündeki güftekâr sancılıydı
kanamalıydı
ama ağlamaklı değil
biliyordu
ağlarsa yıkılırdı
gülmeliydi aslında
yaldız yakamozlu sularda yıkamalıydı saçlarını
yıldız yıldız çakmalıydı bakışlarında inkâr kışkırtması
dost düşman inanmalıydı
hani o sevdâ yazmaktan yorgun
hasret inmeli mefluç ve müflis kalem var ya
güya güvenli bir güfteye sığınmıştı
ve hazan rengi bir sayfaya
"Hiç bitmeyecek nazlara sevdalara paydos
Hicranla geçen günlere mevsimlere paydos
Vuslat denilen bâdeyi vaadêtse de cânân
Ahd’etti gönül meylere meyhâneye paydos ...yazmıştı
ne de yanılmıştı
meğer hiç dinmemişti fırtınası
her firarında
tenine akkor mühürler basılmıştı
her gece
her şarkıda
parmak uçlarına basarak
sessizce
bir hırsız
bir mücrim gibi dolaşmıştı hatıraları
kara gecede
kara giysilerine bürünmüş hanende sancılıydı
kanamalıydı
ama ağlamaklı değil
biliyordu
ağlarsa yıkılırdı
biliyordu ki
tepeden tırnağa bir aşktı o
ve dahi
aşkı aşmıştı...
CEYDA GÖRK___21ağustos2009