22
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2783
Okunma

biz
yağmurları avuçlarında
güneşi gözlerinde toplayan
şen çocuklardık eskiden
şimdi
kavruk bozkırlarda
bir damla suya hasret çiçekleriz
biz
kendi kör ebesini seçen
özgür çocuklardık eskiden
büyüdük
kör oldu güzel gözlerimiz
yakar top oynardık
gözü kara çocuklardık eskiden
o yakar toplar yaktı her birimizi
kavak dallarına takılıp parçalandı
kavak yellerinde gezen
kağıt tayyarelerimiz
oysa biz
baktığımızı görmeyi de
gördüğümüzü üç kelâmda yazmayı da
vefâsızı bir kalemde silmeyi de biliriz
bakmayın
şimdi bu paslı ağır
bu hoyrat sağır demir kapıların ardında
sevdâdan uzak halimize
varsın eller yalnızdır desin
biz
hürriyeti
biz
sadakati
biz yârin de
dostun da
en hası kimdir biliriz
unutmadık henüz dokunmayı
parmaklarımız özler halâ
dizimize yaslanan yorgun sevgilinin saçlarını
elimizde halâ sımsıcak bir ekmek gibi
nimet bildiğimiz o sevgili elleri bizden uzak olsa da
okşamayı
öpmeyi biliriz
bakmayın şimdi böyle
yorgun mağrur ve suskun yüreklerimiz
biz
unutmadık sevdâyı
nâr-ı aşktan tutuşup kor olmayı
köz olmayı
esip rüzgârımızı
küllerimizi diyar diyar savurmayı ezber etmişiz
ve biz
gönül ehli
her birimiz sevdâ ile bir yâr-i vefâkâr
"aşk daim olsun" demişiz de
mührümüzü basmışız yüreklere
başka kelâm etmeyiz…
Ceyda Görk...