pul pul
dal dal mercandı o yaz
barbun sırtı renkleriyle büyü gibiydi haziran

yeniköy’de
âşina bir balıkçı meyhanesiydi yaşamak
keyifli mi keyifli

bir sevgili gibi
sımsıcak sarıp sarmalayan
ve her şeye rağmen
kabullenip katlanılan

buzları şıngırdayan rakı kadehlerinde buğuydu
onyedi yaşımın mâcerası
gülnihal bir valsti adımlarımda
döne döne
gitgide benden uzaklaşan


ah ki ...
aklıma ziyan
ömrüme ziyan

o şarkı vardı ya o şarkı
yana yakıla
üst üste bilmem kaç kez dinlediğim
Yesâri Asım’dan
"Ömrümce o saf aşkını kalbimde yaşatsam
Kirletmem onu kendimi hicrâna da atsam..."

halâ yerli yerinde durur bulurum
ne zaman gönlümü yoklasam

hani
o ilk bozgununda sevdânın
öleceğini sanır ya insan

hani bin türlü derbederliğe isyan katar da
serserilenir ya yürek
akıldan çıkmaz olur ya unutmaya çalıştıkça
beter sancısıyla hatırlanan

işte öyle

gizli saklı aşırıp
masum kaçamaklarca
küçük sarhoşluklar yaşatan
annemin karanfilli vişne likörünün lezzeti gibi
dilimde kekremsi bir taddır artık
maziden kalan

ve
gülnihal bir valstir adımlarımda zaman
döne döne
gitgide benden uzaklaşan...

ceyda görk
12temmuz2009....21.40