8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2323
Okunma


Bilirim okusan üşürdün Ali’m..üşürdün ve ağlardın…kanardın …sırtına yük olurdu kocaman düşüm…incitirdi seni düşüşüm…o nedenle çok yaksa da gidişin…ağlamayı bıraktım Alişim...
Sana bir zamanlar yazdığım gibi…
Goncan büyüdü gül oldu baba
Koklanmıyor mayıs gülü kasımda
Sen sevmesen de yeşili
Ben yeşile mayaladım özlemlerimi
Susmaktan içim
Susturmaktan dilim yanmakta
Yumruğumun içinde koca bir dünya
Durmak istemedim hiç kıyısında
Aldı beni içine
İçine çeke çeke
Dediğin gibi dünya kıyamet
Düşsem yine anlattığın masala…
__________________________2001
seni özledim...
evin kör odasında çirkin bir kalabalık
ve bir kadın!
baldırı çıplak bir düş konuyor omzuna
süt durmuş memeleri zonklamakta
dilinde ninniler pusu kurmuş beklerken
kınalı parmakları ağrımakta
çığlığında boğuluyor koca kent
kadın ağlak
ölümünü soluyor sesinde kurşun hızı
körpe yüreğine ölümü gömüyor Ali’nin kızı
doğmayan çocuklara düşerken ağıt
kağıttan gemiler kadının ellerinde
bir kibrit çakımında tutuşuyor maviler
eski bir vazoda kurumuş güller
elinde bir çocukluk düş
yaka paça kendini toplarken gülüş
kadın yalnız…
gece yırtıklarına sevda teyellemekte
kendini çocuk gibi eylemekte Ali’nın kızı
kızılcık şerbetinde serinleyen öfkeler
sökülürken akşama toplanarak tüm renkler
uzun siyah saçlarına geceler çöreklenmiş
her telin kıvrımında bir yılan soğukluğu
kadın üşüyor
toplamaya çalışırken saçlarından yıl artığı yakamozu
tanrı bile memnun bu halinden
dualar tünüyor diline aniden
makamlı makamsız ilahiler kulakta
geç kalınmış çocukluğu oynuyor sokakta Ali’nin kızı
sevimsiz bir durakta yaşlanıyorken zaman
kadının dilinde bir ahhh
derin bir uyku gözlerinde sızlayan
açmadı hala
uykularına düşen gölge çiçeği
koca bir tarih vuruyor aklına
ve tarihten çıkıyor Neron
yakıyor kıyılarını
kadın yanıyor
düşerken sevdanın kuşpalazına
bu sevdanın astımında boğuyor yüreğini Ali’nin kızı
konar göçer sesler tırmalarken geceyi
trenler geçiyor içindeki raylardan homurdanarak
her garda bir vuslat bırakarak
dudaklarına değdikçe bir gül yeli
firar eder utancı
giyerken maviler gece elbiselerini
koyu bir laciverte dururken zaman
kadın yolcu
bir bardak çayın dudak payında bırakır tüm geçmişi
göz kırpar çapkın yıldızlar
tenine düşer ay
dişini geçirdiği ruhunun eti
kanar kadın en derin yerinden içinde sızı
kanar da ağlamaya duramaz Ali’nin kızı
sevgi kaya.............05.06.2009
Çalışmamı güne layık gören seçici kurula ve sayfama gelerek yürek sesime ortak olan tüm gönül dostlarına çokca teşekkürlerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum …
Şiiri yoruma kapatma sebebime gelince arkadaşlar insanın çıkardığı yürek sesini dostlarıyla paylaşma fakat hiç kimse bir şey demesin gibi garip istemleri olur bazen…o kadar içimdeki sesti ki ve o kadar özeldiki…Sadece bu sesi paylaşmak istedim siz değerli dostlarla...Şiiri yoruma kapalı tutmamın başka bir amacı yoktur…Baştan kapalı asacaktım sayfaya lakin ben bunu yapan arkadaşlara genelde sitem ettiğimden aynı tavrı takınmak istemedim açıkcası. Lakin ilk fikrim isabetli imiş…”neden yoruma kapalı” diyen herkesten özür diliyorum . Gönül sesime ortak olan tüm gönül dostlarına tekrar teşekkürler…Bu dipnotu gelen mesajlar doğrultusunda yazma ihtiyacı hissettim…Teşekkürlerimle…
Sevgiler…