32
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2386
Okunma

üç odalı bir yerdeyim şimdi..
ve bulamıyorum bu üç odada yitirdiklerimi...
önce mavi terketti beni..
bütün renkler düştü ardına...
kurudu deniz/çekildi gökyüzü
artık nereye baksam siyah-beyaz kareler.
tüm renkler solmuş
her şey ayazda
oysa ne çok severdi aşkı topraklarımız
bazen kurak
bazen bereketli
ama katıksız
uzun gecelerde soyunurduk aşka
içimizde yediveren gülleri
varolma telaşı düşerdi tomurcuklarına
gecenin gözlerine dokunurdu dudaklarımız
sen/içimin deltasında gezinirken yalınayak
düşerdi sevişmelerin rengi toprağa /apak
hatırla! ne çok ağlardık
kırılgan cümleleri toplardık dilimizden
aşkın yakan şerbeti geçerdi genzimizden
uyan ve bak!
bu sevdanın gözleri hala nasıl da parlak
ürkek
mahcup
nasıl düşerdim kollarına kıskıvrak
öyle cahildi ki bu sevda avuçlarımızda
bir kuşun kanadında dem alma çabasında
tüm dilleri susturur
tüm dinleri inkar ederdik
nasıl büyüktük kendimize
zulamızda bir mavi umut
bağrımızda alev alev bir sevda
ateşi bende
külü sende kalan
hayat bizi kötü sınadı
oysa çocuktuk anlayamadığımız kadar
bir bizi büyütememişti içimizde tanrılar
gölgesine güneşler taşıdığım
dileğime yıldız olan karanlık
bu sen
bu ben
bu topraklar iflah olmaz artık
bu sevdanın kırsalında yağmur yağar mı
berekete vurur mu düşlerim seni bir daha
son bir defa
son bir defa uğrayıp gecelerime
kulağıma o masalı fısılda
her yanımı sarmışken sen sandıklarım
canına yandığımın adamı
topladım bu sevdanın eteklerinden kendimi
şişe dibi boş vermişliklerimi
bencilliğimi sana dair
şımarıklıklarımı sevdanın büyüsüyle büyüyen
korkularımı açılmamış taraflarıyla
avucumda her şeye aykırı top misali bir dünya
ben savdım sıramı
pas sende/yakala…!!!
sevgi kaya
"sesim kısık...suratım asık..artık kendi yasımı tutuyorum ...
biliyorum masallar da bitermiş....ölüyorum..."