1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
967
Okunma
Benim gecem Hapistir, Duvar.
Rüya bile göremem
yasak,
Gardiyanlar var.
Görmeden alırlar Gözkapaklarımdan.
Ya Gündüzüm;
Kollarım Pusu’ları, Pusular beni.
Ben Dünyanın en büyük, en aydınlık, en modern, en insancıl
Mahpushanelerinden biriyim.
Sefası mutlu, bir sarhoş Yargıç elinde Kadeh,
yargılamış Kara Oğlan’ımı Set Yemeğinde adil terazide;
"- Pezevenk" mi demiş, ne?
Hanımının yanında.
"- Bilmem ne’nin Çocuğu!"
ana’sına, hanımı’na söverek.
"- Birde, Cübbeni giyeydin ya, Mubarek."
Kanunsuz Hüküm;
"- Güm, güm. güm, güm."
Nefs-i-Müdafa yada İftira ?
İnfaz!
Haksız Yargı’nın bile Af’fı vardır, gülüm.
Katil, Yargıç olsa bile
İnsaf!
Renklerin en Efe’si,
Acının Nefis’i,
Ölümün Yakışıklı’sı,
Masumun Kabadayı’sı,
Garibanın Baba’sı...
Ne Roman, ne Beyaz Perde, ne Şiir anlatamaz seni,
bunu bil!
Çirkin, adil, yalnız, sadık Sevgili.
Bulacağım Kabrini o Yargıç’ın.
Koyacağım mezar taşına,
" Yılmaz Güney - Kara Kinaye Filim Ödülü" nün ilkini.
Tek çiçekli, dim-dik diken Kaktüs’ü.
Sulayacağım toprağını,
"-Destur!"
diyerek.
Anacağım seni.