devrim yalın ayak yürümektir karlı yollarda
satılmış hürriyet hırsızlarının sonunu vermek için
bir yumruk gibi inmek patronun masasına
düşeceğini bilsede idam sehpasına

denizler ipe götürülmek yerine diri diri yakılsa bile
tek kelime dökülmez dudaklarından
çünkü and icmiştir halkın kardeşliğine
sonuna kadar meydan okur emperyalizme

bir şiir daha yazılırken asılan her devrimcinin kanıyla
bu yaklaşan amerikan bayraklı gemiler bilmem kaç deniz gezmiş
bu ülkenin limanına demir atamaz
unutmayın daha ölmedi deniz gezmiş

ölüm hiç bu kadar güzel görünmemişti gözlerime
1947 baharına kadar
şimdi bakarken deniz in o gurur dolu gözlerine
devrim şarkıları kulaklarımda her kadeh senin şerefine

sonu yoktur bu gittiğimiz yolun
gelen kim olursa olsun kaçma bitsede soluğun
hürriyetin için savaşacaksan bu yolda başın bedenden ayrı gömül
yoldaşların uğrunda attığı her adımdır sana ödül

batan bir geminin başı dik yolcusu
yavaş yavaş kapatırken dünyaya gözlerini
zafer şarkılarıyla uğurlanır deniz in cansız bedeni
lenin,stalin,che daha mutlu sen gittin gideli

öldükçe çoğalır bizim denizler
ne kadar derine gömersen göm o hala en tepede
bir kere olsun titremeden nasırlı eller
hepinize meydan okur devrimci gözler

sözde yiğitler ipi cellat seçmişler
onlar ki devrim yemini etmişler
topuna meydan okuyup bacaklarını titretmişler
başı dik ve gururlu yürürken idam ipine
aklında hep memleket sevdası
elindeki belkide içtiği son cigarası
ve 47 mayısında bir hiç uğruna
damla damla akıtılırken bu üç yiğidin kanları
bak nasılda yükseliyor devrim şarkıları


unutmadık unutturmayacağız bu son nefesteki haykırışları
’’Yaşasın tam bağımsız Türkiye,
Yaşasın halklar,
Yaşasın işçiler,köylüler,
Kahrolsun emperyalizm.’’