4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1797
Okunma

bilmiyorum dünya kaç kere döndü güneşin etrafında
sen içeri düştükten sonra
hapishane duvarına içini dökerken nazım
gurbete boyanmış memleket
senden gelecek iki satırı
özgürlüğü yanına alıp dönmeni bekledi
hasret kokan memleket
bu küçük dünyamızın güneşi batıya devrildikten sonra
gölgeler esir aldı yolları
o yollardan sana ulaşmak istedi yolcu abbas
hüzünlü bir izmir akşamından kadıköy iskelesine
kendi gölgesini çiğneyerek yürüdü yürüdü
şimdi onunda üzerinde otlar bitti sen gibi
ama ellerini bırakmadık pia nın
gözlerimin dalıp gittiği her yerde
yalnızlığın kaleme yaslanmış gölgesi altında
içimdeki ben savuruyor özlemini
herkese herşeye olan özlemini
kaptan’a nazım’a hayyam’a çok uzaklara
belki buğday kokan anadoluya
saçlarımı aklar esir alana kadar
dilim söylerse elim yazacak
anadolu senin mezarın yazdıklarımda tepene çınar olacak
ilk o cumartesi okudum
şahit oldum davana tutuldum
o günden sonra tek dalımdın tutunduğum
bulutların arasından izle izindeki yoldaşları
bu gördüklerin memleketinden hasret manzaraları
yaşamak gerekli bir ağaç gibi tek ve hür orman gibi kardeşçesine tek ömür