33
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2383
Okunma

Kan durmuş zaman şafaklarına
Mayısta harmanlamış bu sevda yüreğimi
Ondandır erken geldi zemheri
Uykulara durmak ölümüne
Yumarak sımsıkı bu gözleri
Açığında kalmak var ya dünyanın
Öyle beter
Öyle sefil
Bir yılan zulasını eşelemek gibi
Düşerken gözlerime bir yetimin izbesi
Yumruk içime düştü yaman duran bir sevda
Vuslat vurdu mayıs akşamlarıma
Sızlatarak burun direklerimi
Yaktım nevruz ateşinde insanlık düşlerimi
Öyle çığlık çığlığa
Öyle kederli
Kokusuz nergisler var şimdi baharlarımda
Yakamozlar düşmüyor kuruyan ırmağıma
Kuşatılmış bir kimlik yırtığında gecenin
Gözaltına alınmış mavi duran sözlerim
Üzerimden geçmiyor artık kuşlar
İçimi daraltıyor susuşlar
Öyle yalnız
Öyle garip
Kahpe ağızlara kulluk eder gülüşler
Künyesini unutmuş darağacı sevişler
Ne zormuş yüreğin çıraklığı
Dururken sevdalara türkülerin diliyle
Öfkeye vurmak sütbeyaz düşlerimi
Topraklara yatırmak memleket gözlerini
Öyle çaresiz
Öyle savunmasız
Vakur duruşlu bir hasret ki içimde
Koca bir dram sızlar kirpik gölgelerimde
Bir anayı vurmak gibi gözünden
Söküp almak
Cennet kokularını göğsünden
Seni gömdüm ülkem gibi/ susmuş vaveyla
Eskimiş zaman içi ne varsa
Mavi çocuk düşleri
Gül kokulu kadın teni
Emekçinin alın teri
Başakta sarı
Sılada yar
Toprakta bahar
Yorulmuş renkler gökkuşağında
Kına alına yatmış tüm saflığıyla
Yaşam dediğin nedir ki gülüm
Bir namlunun ucunda
Öyle uzun
Öyle kısa...!
Sevgi kaya @ 2009 / mayıs
“Bir kuş geçer üstümden…gagasında taşır barış türkülerini…kanadına yuva yapar özgürlük hayalleri…kuşlarımı vurmayın…size ne yaptılar ki…”