5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1752
Okunma

Trajedi
Ortak bir acıyım ben
Rüzgâr haykıra haykıra esti
Ateşe tuttu yüreğimi
Kehanetler
Hükümran
İnanç
Hâkim
Kendi aralarında çatıştılar
Ümit mutluluğun sunduğu
Genzini yakan keskin bir ceza
Gökyüzünün mavi benzine öyle bakma
Büyüler seni
Haşmetle uğuldayan o büyük kâinat
Kristallerin renk renk ışık
Mavi bir tepside
Birkaç parça gökyüzü
Sunar
Bin bir renk, billur giyimli saydam
Güneşin, sisinde semanın mavilikleri içinde
Hayatın sahneleri kadar değişken
Sarı benizli ay
Vurdu bataklığın üstüne
Yarı çatlak toprak kalkanı oldu
Kadife yeşil tabiat kız kandırır gibi kandırır
Masallarını kurar kurgular
Mesut vaat eder, düş gülleri koklatır
Kızgın sarı sıcak dalgası
Ilık nesimiler dokunur tenine
Rengi hüzne çalan bir tutam kara
İmgesel umutlar içirir
Bir de bakıyorsun ki o baht
Yepyeni bir maya katar yoğurur
Zordur çırpınıp da tutunamamak
Bende idman etti yıllar
Ve geçip gittiler
Tusunami, dediler
Yok! Yok!
Hafif yel esintisi
Çakan şimşekten, gök gürlemesinden
Boğazıma düğümleniyor korkular
Sonraları alıştım...
Gün açar, her pencereden bir yel eser
Birden bire başıboş bırakılmışındır
Yamacın kuytusuna
Mevsimlerin kavşağında
Boralar devleşir, diz çöktürür
Rüzgârların geçidinde
Bozyel susmuş lodosların uğultusu içinde
Bülbül eriştirdi bir muştuyu
Aç kapıyı müjde var
Gençliğime bahşedeceği feyiz
Müjde geldi gözleri kapalı
Dünyaya başlar gibi gün ağarmıştı
Sen benim boz bulanık toy gençliğimde
Bitik yüreğime tek tek sert atan
Kalbimin vuruşunda her bir ayrı dokunuştun
Sen kara Yağızım sefilliğimi dağıttın
Rica etsem ortaya çıkar mısın?
Bedenimin yarısından sen bağırdın
Güne, ben günaydın demedim
İşte sen öyle bir ışıktın
Hayatımdan hiç eksik etmedim yemin ederim
İpeksi tenini duyumsuyorum
İçimin nehirlerine dağınık birkaç mısra
Hep ateşe tuttu yüreğimi!
Bütün gece sevda türküleri imgesel saçlarına söyledim
Şiir tadında
Hiç uyumadım ve hiç uykum gelmedi
Geceleri, koynuma aldım sana olan duaları
Ve hiç bitmedi
Sarmaşık oldum sana dolandım
İşte şimdi damarlarımda
Bir ulu ırmak, pınarı dingin ve azıcık serin
Bu iksirin göğüste mucizesinin sırrı
Soydum yılların kabuğunu
Yıllar yıllardan avuç avuç topladı
Deste deste desteledi
Evet nihayetinde
Bir avuç içi kadar mutluluk
Hey gidi
Umut! Az baksanıza!
Dünlerini yarınlara erteledi umutla
Yılların kuru sofrasında
Gururlu dik başı
Bahtının sillesi, yüz çizgilerinde dehşeti
Gönül kâbesini çökertecekti
Tohum saçtı bu azaba
Kış ortasında yaz çiçeği
Ey semavi!
İzin ver, yanı başına oturayım.
Hoşgör, beni veren
Öksendeyim yüreğim tir tir
Yağızın bahtını bertaraf et
Sımsıkı tutarım utancımı ellerimde
Yüzüm eğik
Bu neyin nesi?
Gizlice sezmekteyim
Yağız yoruldukça
Güçleniyor kederler gibi bahtının dehşeti
Söyleyeyim:
Kelepçelerinin gardiyanı yaşam oyunu
Sen el pençe divan dur
O onun içinse kazanç
Ko, kâinattan mezun olsun
Yaradan’ın formülü bu!
Şuurla dinle!
Dünyanın eşiğinden
Getirmişim güneşi sana
Sürprizler serisi
Güneş erkenden uyandı
Huzuru kahrı kendi içinde
Say acı olanı, aç yüreciğinide onlara kat:
Ne o, öyle
Acelen ne?
Sen bekle, sabırla birlikte
Şansı varmış desinler
Acele etmen
Vardırmaz bir geleceğe
Baht!
Ümidin kırbacıdır
Tadı çikolata kaplı
Boş ver!
Uğraşma onunla
Bir yudum sana, bir yudum yağıza
Dedi! Bana
Hepsi iyi de
Ey yaradan kurbanın olayım
Kime şikâyet edeyim?
Raşesini ta yüreğinin en derininde hissetti
Göğsüne sarkan bu ağır yükün heybesi
Abanoz tecellisi çiledir
Bahttan gördüğü bu ihanetlerle küskünleşmişti
Dünya kahrının destesini katık etti
Ukdelerden çıkmak için
Ezberledi içinde kurtuluş bestesini
Ah be kara yağızım
Tüm zamanımı tahtına harcadım
Baht kendine dokundurmadı
Gölgesinde vesveseli oldum
Şimdi ruhum çırılçıplak,
Baht duası yazdırdım doğmadan
Adaklar adadım bahta
Kutsi bir vazife gibi
Sezemedim!
Beddua ettim kendi canıma!
Nefsini eğlendiren gibiymişim baktı
Yüreğim çekildi, tiz çığlıklarıyla
Allah’tan bulasın!
Ateş külünden
Hüküm kıyan!
Sen hep böyle misin?
Azap meleklerini bile ağlatan
Yaratabileceğin hayallerinle, umutların
Kesiştiği yerin hangi yanında benim yerim?
Baht dedi ki?
Be, kadın!
Kimdir o bilinmedi
Kimden sorulur bunun hesabı?
Kusur eyledin haramdan öte
Mubah mıdır?
Koynunda yatırdın bu genci
Bu hesap bölümü!
Hiç sitem etme
İlahi adalet o doğmadan
Kaçınılmaz bir biçimde
Yağız için çizilmiş yaşayış biçimi
Bahtının adı vardı mukaddes kitapta
Yazılmış!
Doğmadan anadan gamı bulaşmış idi evlada
İndi çekiç gibi bir ağrı
Oy, şakaklarım!
Ah, zail baht
Yaptığın züldür
Zayıf belleğim toparlama fırsatı ver
Keskin sözün süngü hançeresi
Ar eyledim, usulca yüreğime od düştü
Varlığımın sahibi
Hayatımın düğümü onun ellerinle gevşedi
Hilafsızca sevdim, aşk tazeliği içinde
Can istese veririm
Ama kalpte ya da dışarıda
Ben haramla helali karıştırmadım
Gözlerinde mevlayı gördüm, şükürbaz oldum
Şimdi ne desem, sana ziyandır
Ey
Ya rab!
Mukayyet ol bana
Kirletme yüzümü
Sevdamızın sırrını çözdün mü?
Baht dillendi
Ben bir simgeyim
Mahçup, yüreğim elemde âh!
Görevim, yazandan ve hidayet yaratandan
Ben sadece işçisiyim
Varsa yapsın benden daha iyisini
Hüküm hükmün benden sorulmaz
İyi bak lütfen, göresin ki bilesin
O kimdir?
Tövbesi yok boşa yeminlerin
Onun başına yemin ederim!
Göğsümün üstüdür onun yeri
Sonsuz göğün altına
Garip bir karanlık
Tenha bir gecenin süsü
Teninde güller cümbüşü
Kara Yağız aşkın çarpımı
Canı candan sıyrık, kalbimi parçaladı!
Çığlıklarım bahtiyarlık
Ömrüm rüzgârından bir ödülün müjdesi
Yüreğime hoş geldi kutsallığın mukaddes mabedi
Başını göğsüme sakladı
Boğuk boğuk ağladı
Nefesi değdi sineme
Emzirdim onu mememden!
Şahidim semadan!
Harcı değil iblislerin hakkımızda hüküm vermesi!
Geçti ömür, kalan tortu
Şu kaybana dünyada ne kadar günüm?
Döküldü cam kırıkları, canım kanıyor
Of aman yetti
Bi bak, şu dünya kahrına!
Doğmadan bahttan
Geçmeden sırattan korkar olduk
Yok, içimin düzeni
Dilimdeki kutsal sözümle
Çözemedim, biçare tecellimi
Kapalı yüreğim ne pişer ben bilirim
Ah be efkâr, ismine sığındırdığım baht!
Hayatın o zehirli buğusu
Herkesten sakladığım bu öteki yüreğim
Evet, maden ocağı kalbim
Bir şölen içinde göğüs
Tüm sesleri kıstım
Bir seri erdem sana öğrettim
Hiç haram gitmedi kursağından
Hayat sahnesinde roller dağıtılmıştı
Bu düzende onurlu bir yurttaş olmayı unut
Sen hakkını ver helal lokmayı çok çok hak et
Küçücük olsun fütuhatın tevazu ile hoş ol yine
Boyun eğerken bile efendi olma iradesini bil
Eyyy gönlüm
Evet, zembereği boşalmış yürek
Kanat çırpmada
Ya da yardım çığlığı
Bir de şilep dolu umutsuzluğu
Yine de bütün izleri örtmeye hazırım ben
Vefa hiç ses vermedi, baht lâl
Her şeye rağmen sıyrılıp yine
Döneyim sabırla duaya
Bilirim ki her şerrin bir hayrı var
Odur, egemen
O dua ki buz kadar lekesiz özlü
O dua idi ki karanlıklarda ay aydı
Yaradan yarattığı canı ödülsüz bırakmazdı
Sakın kara Yağızım!
Göğsüne düşmüşse efkâr
Yanlış bir hisle
Sitem yollama Allah’a
Orada burada, ya da her yerde
Binlerce eğik göğüs var!
Bahtın kayasını göğüs kafesinde taşıyan
Sayamadım, aklım döndü geriye
Kanım soğudu.
Yılların doldurduğu
Haykıra haykıra çıplak gövdemi kırbaçladı
Ve büyük umutların beklentileriyle yüklü
Umut teknesinde
Bekliyorum demirli
Yaşlı bir şilep gibi limanda
Duyularla ifade edilemeyen
Şair amcalar tanımıştır seni?
Her yüz, bir köle, yazgı imajlarının adlarını alnında taşır
Kim kimin yerinde?
Bildik bir resim
Vicdan dili âlın teri kavgasında tükenen insanlar!
İmgelerden kıymıklar zehir zıkkımdır
Yarı canlı bağrımın sesi
Gündoğumuna bir saat kala
Dua dilendi alacakaranlığa okunan ezanlardan
Bu yaşam çarkı, istikbalini maruz bıraktı.
Evet, Yağızım, hileye ihtiyacın yok bundan böyle
Bu adı hiç duymamıştın belki de
Mağrur ayın tırmanışı
Saçlarına düşen güneşler mahmurluğun gibidir
Kutsa ve anımsa!
Duaların emeği zafer sarhoşluğunda
Kulağına tek bir ses ulaştırsaydım
İçinde ne insan hıçkırıkları
Olsaydı, ne de nefsin kırbacı
Tüketme, tükettirme iradeni
Dua yı bıkmadan tekrarlayarak bekle
Beklemekten usananlara bakma
Yaradanın efendisi acele etme
Sen bekle
Duanın sırrını yalnız senle ben bileceğiz
Bilesin ki helalin mağrur olan kimseye
Cihanın acep hangi sevinci onurlu gelir!
KAYIP YALDIZ
5.0
100% (1)