22
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3196
Okunma

firuze büyüsüydü o tutkulu zamanlar
rengince deli
rengince asi
damarlarında yürüyen gençliğimdi
gençliğimdi ki
mahçup
yarım
mütereddit
ve gizli
kirpiklerimin ucunda saklı nim-nigâh şarkılara
ve ehli-dil sevdâya mahremimden düşen gizdi
hüzzamdan segâha geçkilerle süren
esrik ve uzun bir yürüyüş gibiydi hikâyem
nağmelere takılıp ta düşerdim ekseri
burkulan bileklerimin acısında yaşadım ben hep sevmeleri
sırılsıklam oldukça sevdâdan
kuytu saçak altlarına gizlenmeyi öğrendim kumrulardan
ve ağır şiirlerin pirinç halkalı kurt yeniği kapılarına
siyah saçlarımdan imler bırakmayı da
hayat dediğim bilge
hırpalayarak öğretti
velhasıl
ötesi
ve hatta çok öncesi
yaşanmamış bir gençlikti
belki biraz herkes gibi
hep öyle firuze
hep böyle asi
ve hep delimsi
kirpiklerimin ucunda saklı nim-nigâh şarkılara
ve ehli-dil sevdâya mahremimden düşen gizdi
CEYDA GÖRK