24
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2495
Okunma

ah be gece gözlü çocuk !
nereye sakladın uçurtmaları
kuyruğuna taktığın gökkuşağını
erguvan zamanları
Kızma sümbüle güle
erken açtılar bu sene diye
nisan bereketine sakla dualarını
sakın alıştırma gözlerini karanlığa
inadına sar güneşi
sarmala …
ve düşür kış ayazı kırılganlıklarına
dolunayda çıkma sokağa bir gece vakti
ezer seni gölgelerin izbesi...
nasıl anlatmalı sana yaşamın güzelliğini
ateş sarmışken bu elleri
içimizde çürürken yığın yığın cesetler
çocuk yürekli
yağlı urgan gibi hep boynunda “yarın” denen karanlık
kimin ellerinde bilmediğin sana dair krallık
nobran kılıklı bir zaman sırnaşırken bahara
sen düşlerini ihmal etme
akla gelen her nevruzda
nemlendirme düşen ateşlerin dumanında gözlerini
düşle !
onlar nevruz ateşi…
kendi masalını yarat yatmadan önce okumak için
ana şefkatinde oku
dokunmaz yetimliğin
uyu sonra o masalın içinde
yıldızlar akıt gözlerinden dünyanın bu kirine
dağlara çevir yüreğini
fıratın sularına bırak düşlerini
onun kadar azgın
onun kadar coşkulu
ve köpüğünde akla ümitlerini
ve gece gözlü çocuk
aldanma insan kılıklı kire
onlar da bir zamanlar çocuktu
tıpkı senin gibi işte
sorsan
belki hala çocuklar düşlerinde…
sevgi kaya
“Alın her şeyimi…yetimliğimi, kimliğimi, cinsiyetimi….dokunmayın uyuklayan düşlerime…”