12
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1478
Okunma

şimdi canımın usulca aktığı yere doğru dökülüyorum
aşk taşlarından sökülüyorum
işte tam da o an
sen basıp geçmiyor musun
ben bir kez daha ölüyorum
sessizlik yemini etmiş sokak direkleri paylaşır
kendini yırtmış bir hiçliğin çığlığını
sıra sıra dizilince günah kapıları
birinden geçsen, diğeri kıskanmaz mı
yolun aynası, kaldırım taşları
kendimi kazıyorum senden... hey aşk!
artıklarımda benim
atanlar da
çoklu orgazm sahipleri
çoğul kişilik bozukluğunda
günde azamî 2 (iki) defa ’başka biri’ olanlarla sevgili
yeniden düşünmeliyim ilişkilerimi
yolun aynası, kaldırım taşları
kendimi topluyorum senden... hey aşk!
parçaladıklarında benim
parçalatanlar da
gözlerim çocukluk fotoğraflarında kalmış
yaşlarım yitirmiş masumiyetini
doğru seçtim mi soruların fiillerini
geri verdin mi aldıklarını
yolun aynası,kaldırım taşları
anılarımı alıyorum senden... hey aşk!
unuttuklarımda benim
unutanlar da
rüzgarı hançeresinde düğümleyen bir gölge esiyor
biliyorum şimdi içinde son uçumluk kanat
kanattıkça tenleri
imgeler büyüyor
yolun aynası, kaldırım taşları
intikam alıyorum senden... hey aşk!
yaşadıklarımda benim
yaşatanlar da
yer gök gözümün renginden geçiyor
gidişlerin boynu bükük elvedasında
hangi şehir kendini pakladı ki
kirpiklerini söze değdirmiş ölü yapraklarında
yolun aynası,kaldırım taşları
sözlerimi alıyorum senden... hey aşk!
söylediklerimde benim
söyletenler de
5.0
100% (1)