15
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2122
Okunma

Âdemden bu deme döküldü damla damla nağmeler
Havada saba makamında ezan sesi heybeti
Mukaddes ses tek tuşa mahçup
Daha fasih, makamında bir şarkıyı çınlatırken
Öyle bir ah çekti ki!
Rabbinin kulisine andaç taşıdı
Neyin nesisin kimlerdensin adın ne?
Eser bırakmada geleceğe yadigâr
Girecek gecelere tutsak
Her vakit güneşinden kentler ıpıslak
Şafakta güzelliği daha ayartıcıydı
Ödeyeceğiz romantizmin bedelini
Ayırdedici bir sözdür içe titreyişini
Mutlaka sol memesi altında cevher düğümü
Sevgiyi ibadet eder gibi entarisinin içinde taşıdı
Lekesiz aydınlığı, güneşe demirliyken
Birden bire kayar gibi venüsçarığı
Saçında bir yıldızla boşladı Venüssü
Ya o çoban süsü rehin kaldı canı gönülde
Verebileceğinden fazla sevgi beklemez karşılığında
O dedi ki
Nesilden nesle nasıl nakletsem
Sevgi benim mayam hep ışık bir sığ kaynağıyım
Şehirlere düştü uzaktan sesi
Şarkı söylemeye başladı
Ama rast perdesinden bir şey değildi
Kimseler bilmezdi hangi nesilden geldi
Adını bilmesen de olur
Güneş bir parıltı bekledi
Bin yıldızdan vazgeçti madara oldu
Bize rakip biri var
Kudurmuş diller kelimelere yer bırakmıyorlar
Kız debdebesi güzel sevda diliydi
Islak bir şiir gibi
Dingindir şimdi yüreği.
Rast perdesinden bir şey işleniş biçimiydi
Genç çocuk yaşlı ve ihtiyar herkes severdi
Konuş, bu senin ana dilindir.
Ender bulunan sevgi diliyle anlattıda şafağın bitimine
O dedi ki:
Sevgini paylaş sakladığın sevgi ne işe yarar?
İşte Sevgi kaynağın!
Alaz alaz yüreğindeki kendine mahsus sevgi bereketti.
Annesini sevmeyen canlıları sever miydi?
Gerçekçiydi
Yalan söylemezdi yani
Onun yüreciği gibi sabahın serin esintisi
Aralarında bu huzurlu çatışma
Dünya başladığından beri henüz tanıdı böylesini
Göğün mavi beyaz ışığı büründü toza
İşte yerleşmiş ışığı gök avizesine
Bilenler dediler ki
Aşktan yaslı yeteneği güfte dilli
Sözleri daha fasih çıkarmak için
Hafif şapırtılarla oynayan kırmızı dudaklarına takılıyordu
Göklerden bir ses kulağına ilişti
Geç kaldınız ışıklar gölgelendi, affedin
Eyvah yaş otuz!
Aşkın işi bu
Aklımı unutmuşum onun yüzünde
Vazgeç gayri, sil at aklından
Gürültü yapar derinden
Şikâyet etmem bu defa
Ömrünün gölgesi dağılsın sana bana
Hırsız mahsus nazamı yanam
Şafak dedi tan dedi gelecek
Ah daha kaç vakit gelmeyecek ve geçecek
Aydınlanan şehirlere düşecek
O dedi ki:
Ey şaşkın
Soru sorma, cevabım tek;
Beni bekleyende söylese
Bürünsün istersen bu gölge sana
Bekliyorken hazır olda
Edebiyat bilimi öğretildi bana
Ben çoktandır ant içtim
Hep aynı sözü fısıldıyorum bağışla
Davudi sesi, adabımuaşeret
Terbiyesi hem sana hem bana sevdirmişti
Mukaddes kapı eşikleri
Aralık olacak sana her gelişinde
Çerçeveler verevinde
O suçlu sanık
Ben mahkûm ışık
bir ömür aydınlıkta saklansın
Kim bilir değil mi?
Belki çoğaltabiliriz profilimizi!
KAYIP YALDIZ
5.0
100% (1)