7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1729
Okunma
I
Tozlu şehirlerin ardına dizilmiş
Kumral saçlı cadde kemerlerinde
Kuru bir çınar yaprağı alev aldı
Bulutsuzluğa söylenen nihâvent eşliğinde
Duru bir su değil artık yağmur
Düşüncelerimizin balçıklaşmış tomurcukları
Günü kuruttuk
Tanrının güvercinleri kovaladığı vakitte
Sonunda anlayabildik nihayetinde karmaşayı
Akasya Çiçeği Bulvarında tanık olduktan sonra
Zeus’un bir fahişe ile sevişmesine
II
Bak nasıl sıvazlıyor su perisi
Dünyayı sırtında taşıyan kamburu
Ki o kambur bütün hüzünleri kucakladı
Bütün sevdaları sırtlandı
Paha biçilmedi varlığına
Kimleri dev çizgili avuçlarıyla okşamadı ki
Bir şişe şaraba karşılık
Belki de bu yüzden yer bulamadı kendine
Akasya Çiçeği Bulvarında
Zues’un bir fahişeyle seviştiği yerde
III
Anafor sevdaya düşmeye görsün yürek
Gör bak nasıl aklını çeliyor Kerem’ in
Yosmalığa vurduğu zaman işi Leyla
O zaman kim zaptedebilir Mecnun’un öfkesini
Aslı’yı koruluğa sürüklediği vakitte
Kim dinler bu saatten sonra sesleri
Ne anlatır düşlerin gerçeklerini
Kentin izbe köşelerine tünemiş
Bir garibin sevdaya ağıtını
Sus ve dinle
Mazlumun tanrıya gazelini
"Peki ya tanrı nerede şimdi"
Akasya Çiçeği Bulvarında bir yosmayla sevişmekte
III
Dua
Belki de zamana söylenmiş en güzel yalandı
Bencilliğe hüküm vuran Zeus’un
Ya da böyle tatmin oluyordu tanrı
Şeytanın ruhunu okşadığı vakitlerde
Çok yakında temyize gider tanrı
Bir gazete kupürüne verdiği ilanla
“tanrı kimliğini kaybetmiştir. Hükümsüzdür”
Selçuk ERKİ