1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
879
Okunma
BİR ZAMANLAR ANKARA
bir zamanlar Ankara düşlerin aşkın kentiydi
bir milletin uyandığı sokaklarında hüznün taşları
son akşam yemeğini yiyenlerin kayıp kitapları morgda
hayatlarının aşkını arayan yalnız adamlar-kadınlar
yitirmişler sevdalarını çıkmaz sokaklarda
kışla gelirdi hüzün beyaz gelinliğiyle
sevişmelerden arta kalan izler bedende
kent üstü yıldızlar gezerdi, sisler içinde
ve üşüyordum Ankara’ya kar yağıyordu
bir göçmen kuştur sevi konacak yer arar
bir öğle vakti Yenişehir’de
yitirmek seni Kumrular sokakta
at kestaneleri, akasyalar arasında
ağaçlar bembeyazdı, kuşlar siyah bir hüzün
sensiz yürüdüm o sokaklarda kardan ıslanmıştı güneş
sende gitme dedi yalnız sığırcık boynunu bükerek
iyi geceler Ankara kanıyor yaraların
ağaçlar gibi ayakta ölürsün biliyorum
ben unutmadım otobüs duraklarını
aldım gönderdiğin posta paketini
kahramanlar ölmemeli diyordun
yaşanılan bir masalda olsa
Ahmet Yurdakul’un
Korsanın Seyir Defteri
kitabı vardı içinde
ustanın dediği gibi
“hoş geldin ölüm sefa getirdin”
ne fayda
yaşanılan günler bitiyor