27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1771
Okunma
O ADAM GÜLSÜN ARTIK
Sevdalının mekânı, sahiller mi olacak,
Bak mevsimler değişti. O adam gülsün artık.
Yıkılmış bir duvarın, dibinde mi kalacak,
Cemre kalmadı düştü, o adam gülsün artık.
Anladım ki her sabah, güneş yeni doğarken,
Hasreti balya balya üst üstüne yığarken,
İlikleri donacak, Samsun’da kar yağarken,
Kadere baş eğişti, o adam gülsün artık.
Tükenmiş beklemekten, saç sakala karışmış,
Bıkmadan usanmadan, kader ile yarışmış,
Saçına aklar düşmüş, bak alnı da kırışmış,
Hayallerle boğuştu, o adam gülsün artık.
Hele konuş bakalım, sahildeki adamla,
Kulak ver de sesine, o anlatsın sen dinle,
Gözlerindeki yaşlar, düşerken damla damla,
Bakışları bomboştu, o adam gülsün artık.
O adamdı sahilde, şişeleri deviren,
O adamdı aylardır, yürekleri kavuran,
Ceketi omuzunda, cananı canda gören,
Yalpalıyor sarhoştu, o adam gülsün artık.
İhsan ŞOLA
İşte can dostlarım…
Duyarlı bir yürek böyle demişti bana…
Düşündüm O adam nasıl gülebilir.? Bizim bundaki katkı payımız ne olabilir.?
Tek çare buldum o adam sadece “rüya” da mutluluk yaşayabilirdi…
O halde buyurun hep birlikte bugün o adamın hayali mutluluğunu izleyelim…
Yarın da Gerçeğin ta kendisini görelim..
......
Aylardan ağustos…
Güneş en alımlı haliyle
Nazlı bir gelin gibi süzülüyordu
Mavi gökyüzünden şehrin üzerine
Sıcak iliklerime kadar işlemiş
Adeta nefes alamaz hale gelmişken
Karadeniz’in serin sularına sığınmak geldi içimden
Ve…
Anılarla dolu o sahile çekti adımlarım
Kumsal cıvıl cıvıl
Yediden yetmişe insan seline ev sahipliği yapıyordu
O gün deniz bir başka dingin bir başka ışıltılıydı
Güzelliklerin büyüsüyle gezinirken gözlerim
Öyle bir noktaya kilitlendi ki!!!
Gerilmiş yüz hatlarıyla
Kireç gibi bembeyaz bir çehre
Ya korkunun ifadesi, ya bir kâbusun tam ortası,
Bir şezlongun üzerinde uyuyan
Ya da uyuduğunu zanneden
Can dostum O ADAM…
Usulca sokuldum biraz daha yakınına
Bir film şeridi gibi canlandı gözümde
O adamın yaşadıkları …
(O ADAM-8)
Güneş azametle inmişti yere
Bir gölgede uyuyordu o adam
Bilmem ki yüzüne baktım kaç kere
Huzursuzluk duyuyordu o adam
Bu sahildi O’nun tek sığınağı
Kuytu köşelerdi hep barınağı
İnancından başka yok dayanağı
Yıldız gibi kayıyordu o adam
“Dostlar meyhanesi” derman gibiydi
Hüsran o bedende harman gibiydi
Sevdası yürekte umman gibiydi
Ömürden gün sayıyordu o adam
Deniz ve sahildi şahidi aşkın
Sığmazdı kabına sel gibi taşkın
Ahdine vefaya bu kadar düşkün
Yaşamaktan cayıyordu o adam
Rüya
Titreyen tenine bir el dokundu
Bu uykudan uyanması yakındı
Şaşkınlıkla etrafına bakındı
Yavaş yavaş ayıyordu o adam
Sevdiği kadını sandı ilahe
Sarıldı sıkıca çıktı felaha
Bir şükür savurdu yüce Allah’a
Canına can koyuyordu o adam
Dedim ki bu tablo görmeye değer
Aşkın akıbeti vuslatsa eğer
Tüm yaşadıkları rüyaymış meğer
Mutluluğa doyuyordu o adam
(Oysa sadece rüya içinde rüya görüyordu o adam)
El ele tutuşup koştular suya
Gözleri takıldı yandaki koya
Güneşe yıldıza dünyaya ay’a
Tebessümler yayıyordu o adam
Zeki BEKAR
DEVAMI YARIN=========>>>>