8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1851
Okunma

/Tütsülenen ruhların masalı hüzün kokar…
Masal derin aktı, ömür bentlerini aşk dağıttı/
Dilinde bin bir dilek ile
Saadete geldi hicran
Gün vesile saydı dünü
Kıvranan sancılarla…
Yaşanmıştı kanlıca da bir sevda
Vakur edalı çınar,
Şahitliğini kalınlaşan kökleriyle yapmıştı…
Gün güne göz kırpınca,
Alacası kopar seherin kuş cıvıltısıyla…
Serenat gibi bahar sayıkladı dününü,
Huşu içinde pencere kenarında,
Kapılmıştı geçmişten rüzgârlara…
Yaşanmış yaşanacak en büyük aşktı onlar
Erkek ünlü bestekar, kelamıyla dağlayan,
Kadın ilk rol kesen peri,
Adıyla büyüleyen…
Ve
Kanlıca da yaşandı aşkların en güzeli
Bir mehtapta yakıldı Afife’ye yüreği…
İki soluk iki can
Tek yürek yekûn sevda…
Pınardan aktıkça dize
Serenat tutar bahar
Afife’yle başladı sürgün saydığı sevda…
“bir bahar akşamı rastladım size,
Sevinçli bir telaş içindeydiniz.
Derinden bakınca gözlerinize
Neden başınızı öne eydiniz”
Yürek kıpırtısı Pınarın
Dem-i derya yürekten
Leb-i derya sedalar
Kıvrım kıvrım su gibi
Akar aşk, medcezir ile…
Tebessümü gül
Gün güzeli afife…
Pınar’ın yüreğinden
Hüzzam’a beste…
/Sanatkâr heybetiyle Pınarları damlıyor
Serçe gibi yaşları ömre hazan yazıyor/
25 ‘di yaşları
Bir bahar akşamı rastlaştılar
Kuşdili çayırında…
Hafız burhan dinletisiyle
Selamlaştı gözleri
Döküldü fasıl dilden,
“İçimde uyanan eski bir arzu
Dedi ki yıllardır aradığın bu
Şimdi soruyorum büküp boynumu
Daha önceleri neredeydiniz?”
İzdivaca nail bu dize
Iskalanmış yüreğe
Saklambaç oyunuyla
Söylenmişti bir kere…
Masum çocuk misali
Satır arası heceler
Ve afife dolu geceler
Dinleti eşliğinde
Başlar nihayetinde…
Evlilik oyununda sözleştiler bir kere
Aşk, volkan misali
Lavlarıyla yakmıştı
Aşk tütsüsü yakılmıştı
Mutluluk giysisiydi
Sanatkâr yüreklerde…
/Tütsülenen ruhların masalı hüzün kokar/
Güzel günler tez biter
Afife bağımlıdır!
Küser hayata iyice
Pınar fark eder bunu,
Yıkılır hayali sancıyla
Dünya zifiri kara
Sevabından vazgeçer
Merhamet ile pınar Afife’ye sarılır
Kurtarmak için zalim çırpınıştadır…
Melankolik besteler ardı sıra dökülür
“nereden sevdim o zalim kadını”
Kıyamaz yüreği
“yalnız benim ol, el yüzüne bakma sakın sen”
Kızar bir zaman sonra
“ne demiştin? Niçin çaydın sözünden?”
Çırpındı pınar
Yalan saydı yaşamı
Gülmeyi haram saydı…
“Terk et” dedi afife
“yoksa sende bitersin
Bırak beni gideyim”
Afife
Kimsesiz yılgın peri
Sokak aralarında
Taş plaktan dinlerdi
Selahattin Pınar’ı
Pınar evlendi fakat
Saymadı yaşamayı
Saymadı unutmayı
Ayrıldı hemen sonra..
Afife bir garip düşle
Hastane köşesinde
Teslim etti ruhunu
Dört kişi saf durdu
Tabutunda saygıyla!!!
Pınar unutmadı jale’yi
Ömrüne hece hece akıttı afife yi…
“söndü yâdımda akisler gibi seherin”
Sızlattı durmaksızın kabuksuz yarasını
“ayrılık yarı ölmekmiş”
Diye yaşarken ceset gibi,
“bakışı çağırır uzaktan beni”
“kalbim yine üzgün, seni andım bu gece”
Nice çağlar yüreği
Aşka sürgün gününde
Besteleri dökülür…
Ve son kez kendi söyler,
“Hatıralar,
Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar”
Doktoru yasak koyar
Dinlemez ki bestekâr
Rakıyla mehilleşir
58 yıl gider
Söner göz bebekleri
Afife’ye kavuşur
Sana geldim aşk ile…
Uyansana afife…
Not: Bu şiir, üstat Selahattin PINAR ve büyük aşkı
İlk kadın tiyatrocu Afife JALE ye ithaf’en yazılmıştır… Rahmetle anıyorum…