14
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1333
Okunma

Nelida’ya Mektuplar
Ne çok kandı kadınlık
beyazdı önce
alazlı yanık tenleri
yaşarken gözlerinde
çeyiziydi genç kızlık hayalleri
kimi gün ışığı içinde
bulut karası kiminde
ömrünle silsen
çıkmaz bu sandık lekesi...
rüzgârla çoğalırken yanıklığı
ağaç kovuğuna saklandı çoğu kez
taze söğütken dalları
kökleri kurudu
çakmak taşı yürekle
birleşti pritli ruhu
ilk kıvılcımın tanımı
bu olası yangını…
alev sarınca şiiri
sözü yakar alnının girdapları
ve ruhunda çifte ateş
aldan giyimli ayin zamanı
ve dudaklarında mırıltıdır sessiz dua
gözleri inançlı kor
tutuşur dilinde çam korusu
yanık saçlarında güneş
savrulur ha savrulur
fistanınına sinen kadın kokusu…
dağlanan yuvalarda köz biriktirir
küllerini savurur gözyaşı nehirlerine
mum artığı gecelerde erir
içinin yalnızlık korosu
her ses farklı
bastırır son nota içindeki hıçkırığı.
ne ilkidir yanmanın
ne sonu
eski bir Havva şarkısı bu
eskiden kalan hep hatırlanan
ucu yanık mektup
bitmeyen hasret yolu...
ve çoktur sevmişlik
gerçeğe uğramadan kadın
kendini bulamaz
söyleyemez şarkıları
dil sürçer
söz düğümlenir
kundaklar kalbini
yakar adını...