9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1792
Okunma

kırılgan çomak kukla yüreğin
kâğıt rölyef kadar derinliğin
değmesin tenine aman dalga
gemileri çeken yakamozlar uzakta
ayda saçlarını dökmüş
on yedisinde rapunzel’e kamaşırken gözlerin
elleri kurumuş erik dalı
rahat bırak altın saçları
çevir çemberi dön kendine bak
dirim kabuklarını savurur şimal rüzgârı
öykündüğün Barok tarzı yaşamdan
damlayan sirke gözyaşların
biriksin istediğin kadar
billur kaplarda
nesnede ruh ararken
özdeki saf kan beyaz at
uzaklaşır dört nala
izlerini ara dur
cilâlı bronz aynaları güneş sanan
kübik direklere tırmanan
içimdeki gemici
dilimi sağır sanır şuna bak
hadi çek git keçiyoluna
benim yaşamla işim çok
gönül gençyılmaz