6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1881
Okunma
bazen ağlayabilmektir sevmek
çocukların gözlerindeki damlaların
patlayan kırmızı bir balon sesinde dönüştüğü çığlığı
veya elinden kaçırdığı uçurtmasının peşinde koşmasının
-mavi bir düşle aynı şeyi ifade ettiğini bilebilmektir
sevmek
bir cumartesi akşamı
elinde dolu filesiyle açılan kapıdan
bir çift göze bakabilmektir!
boş kaldırımlarda ayak izlerine bırakılmış geçmişle
bir sokak lambası altında durup dinlendiğimizde
içimize çektiğimiz sigaranın dumanında özgür bırakılan
-gayet üşümüş, alıngan, tek bir yıldızı sahiplenmektir /sevmek
anlamını yitirmişken aşk!
kimsesizliğin nasırlı ellerinde şekillenmiş
midesinde açlığın ülserli sancısıyla haykıran dünyaya
insan olarak bakabilmektir / sevmek
sevmek
sabrın yara izlerini onur diye taşıyan annemizin
bir dilim ekmekte bize sunduğu şefkati
aynı tat ve onurla bütün çocukların ellerine verebilmektir
yoksa ! başka bir şey değildir /sevmek
kadınlarımızın kara gözlerinde parıldayan namusu
-elini tuttuğumuzda sevgilimizin, koruyabilmektir
sevmek ! uykuya daldığımızda yarın yeniden!
yeniden sevebilmektir
yoksa ! başka bir şey değildir sevmek
sevmek
savaşların göbeğine düşmüş çocukların
atom bulutları içinde kavrulduğu anda
kendi çocuklarımızın gözlerine bakabilmektir!
kaşık salladığımız çorbada bize gülümseyen sıcaklığın
midemize indiği andaki tokluğun
bir sonra ki günde devam edecek
tamahkârlık olduğunu anlayabilmektir
sevmek ! acıyı su gibi yudumlamak!
yoksa ! başka bir şey değildir /sevmek
titrek dudaklara bırakılan günahlar
ve bir genç kızın meme uçlarında moraran ihanetle
aşk’a eş kıldığımız sevdayı
kendi tırnak diplerimizde gömdüğümüz mezardan
yeniden canlandırdığımızda bir gül dalında!
yine yeniden gök kuşağı olunca bebeklerin saçları
sevdiğimizin elinden tutup, işte dünya../ dünya!
işte sevgilim / diyebildiğimiz anda!
alnımızdaki ter taneciklerinde saklı tuzu
göz bebeklerimizde eritebilmektir / sevmek!
solgun hazan yapraklarının yeşile elveda dediği
yağmura ve rüzgâra direnen dallar
koca bir gövdeye saklamışken umutlarını
ilk cemrelerin kirpiğe değen tılsımıyla
bulut arkasına saklanmış güneşi
sevdiğimizin yüzüne döndürebilmektir
sevmek
sarı kurdeleye hapis ince telli saçları
uçurup bir hücre penceresinden
özlem kokan avuçlarda umuda dönüştürmektir
aşk’a sırdaş../ aşk’a kardeş
bebeklerin taze dudaklarında emzik
anne memesinde hayat
sevgililerin ellerinde kenetlenmiş parmaklardır
hür olmak../ bir memleket gibi!
yoksa başka bir şey değildir /sevmek