4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1423
Okunma

Ah fikrimin esmer fitilini gözleriyle ateşleyen kadın...
Her gece korkunç kazaları terkime alıp
teninde son bulan molasız yolculuklara çıktım.
Herkes bizi arıyordu tebessümün terkedilmiş kıvrımlarında.
Oysa hiç bir resmi evrakta geçmeye
hiç bir durakta durmaya müsait değildi o zamanlar adın.
O zamanlar belki
-de bir peygamberin söylenmiş bir sözü olarak anıldın geçmişte.
Ama biliyorsun ufaktık:
eli güneşe değen bir maviyi taşıyacak kadar gelişmemiş
3. sınıf bir dünya ülkesi gibiydi omuzların.
Ne zaman seni omuzlarından öpmeye kalksam makineler duruyor,
bir işçi çıkarıyordu fabrikalar.
Bana günahtın.
Korsanlar tarafından terkedilmiş suların ortasında beyaz gömleğiyle s.o.s yazmaya çalışan mağdurun kürek kemikleri kadar yol bilmez,
bir inci kadar değerli ama ufak,
ufacıktık.
Lüzumsuz bir cümle hevesiyle fırlatıldım
peygamberin dilinden,dininden,
meleğin o süslü cennetinden...
Kabuk tutmaz yaraları ekşidir diye dost sandım.
Oysa unutmamıştım, oysa Havva, Adem’i elma sandığı için ısırmıştı.
Ben kurtları yanıma alıp yorgan döşek,
marazlı bir küfre ağladım.
Ah fikrimin esmer fitilini gözleriyle ateşleyen kadın.
o saçlarına yıldırım mı serpmiştin?
Adına Havva diyorum durmadan
Adına doğal afet
ve bir kaşgol gibi dolanıyorum saçlarının sarısına.
Memelerine giden yolda ellerin kadar küçük bir yol çalışması giyinmişim
Şeytan traş olmuyor.
Şeytan tüyü giyinmişim.
Ne zaman adımız kol kola girse bağırıyorlar;
- Hayır, hayır! Yalnız birini seçin!
herkes bana küfür ediyor sana secde.
Artık bir ayetsin sevgilim.
tenimin sarp kayalıklarına gizlenen gri sarkıklara okunmak için.
Ah fikrimin esmer fitilini gözleriyle ateşleyen kadın:
beni bekleme,
hiçbir kitapta adı geçmiyor, melek sabıkalı bir piçin.