3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
868
Okunma
Kirlenmek güzeldir diyordu bir reklam
kirlenmek güzeldir
o yüzden kirleniyorduk
kirlendikçe büyüyorduk
ama hep bir şeyi durmadan atlıyorduk
büyüdükçe daha da kirleniyorduk
ve artık hiçbir şey güzel gelmiyordu...
ve o yüzden hiç büyümemeliydik
kirlendiğimiz yerde bitmeliydik...
....................................................
hiçbir zaman sigara olamadım
oldumsada asla zehirlemedim
bitmemek için direndim,
içme sağlığa zararlı dedim
içtin...
derin nefeslerle içtin...
sanki bir yere yetişecektin
bir nefeste tükettin...
oysa hiç yakmamalıydın...
içine çekmemeliydin
parmaklarının arasında değil
kalbinin üzerindeki
cebinde yer almalıydım...
...................................................................................................................
düş-eş...
eş-düş...
eş-düş’lerinde yüreğim...
yüreğimde üşür ellerin...
ellerin masum bir suçlamadır...
suçlama; düş-eş’tir kelimelerinde...
kelimelerinde üşür ellerim...
.................................................................................................................................
dilim kanıyor!
ne zaman dalsam hüznünle uykuya
gözyaşın beliriyor düşlerimde
büyük bir acıyla
durmadan dilim kanıyor...
...............................................................................................
hep yabancılaşıyorsun
hep uzaklaşıyorsun
her zaman yarım bırakıyorsun
yukarıda ki dizelerim gibi
...........................................................................................
kış güneşi var dışarıda
şehir bir soğuk bir sıcak
karmakarışık
bekliyorum yağmuru
yağmıyor
bekliyorum gelişi
gelmiyor
durmadan saçmalamaya çalışıyorum
boşuna uğraşıyormuşum
zaten saçmalıyorum
................................................................................
uçuşuyor duygularının yaprakları
toparlamakta zorlanıyorsun dizeleri
oysa ardından koşmana gerek yoktu
varlığım kelimelerine bekçi olurdu...
.......................................................................................
düş(üş)lerimde kayboldukça
sende uzaklaşmışım
halbu ki düş(üş)lerimde;
hep sana tutunmak istemiştim.
ama görüyorum ki
yanılsamalar dünyasında
dört duvara tıkanmışım...
.........................................................................................
tümceleri kaldırıyorum;
saçmalığına aldırmadan cümlelerimin...
bayatlamış bir yorgunluk çöksede üstüme,
her daim tazelenmeye hazır sevdam...
.............................................................................
ölüm nedir ki ya râb?...
çürümeye yüz tutmuş bir et yığını...
o zaman ölüm yerine yaşat beni...
hergün ölümü tadayım
giden yarın yollarında...
.....................................................................
birşeyler dolanır damarlarımızda kan değil,
bize anlatılan yanlıştır aslında...
kan hayati bir sıvıdır
ama
ben hayattamıyım ki
...................................................................
ß.....
ße.....
ßek.....
ßekl.....
ßekle.....
ßeklem.....
ßekleme.....
ßeklemey.....
ßeklemeye.....
ßeklemeyec.....
ßeklemeyece.....
ßeklemeyeceğ.....
ßeklemeyeceği.....
ßeklemeyeceğim.....
..................................................................
Kar yağıyor!...
umurumda değil...
ama;
yinede ört üstünü...
çünkü;
sen çok üşürsün bu zamanda...
............................................................................
ve;
son sözünü söyledi tanrı;
buyruğuna uymayan iblise...
kovuldun!..
ve;
son sözümü söylüyorum ben,
yüreğimde ki sevdamı anlamayan sana...
kovuldun!..
ama;
gitmemek için diren sevgili...
.......................................................................
Güneş her gün suratına pislik bir gülümseme takarak, inatla doğuyor odama. o an gökyüzüne benzetirim kendimi. gökyüzü gibi mavi, daldıkça mavinin içine nefes almanı imkansız kılan, katran karası bir sonsuzluk, zifiri bir yalnızlık içimde. sorulmadan verilen yaşama hakkını, ölüm hakkımı elime alarak ödeşmek istiyorum hayatla. gündüzün yalancı maviliğine kapılmaktansa, gecenin maskeziz karanlık yüzünde işe yaramaz benliğimden sıyrılarak ölmek istiyorum. avuçlarında kokumu bırakarak...
..................................................................................................................................
yine bir gece
yine bir kişilik buhranı
düşlerim karışık
duygularım cıvık
ve bedenim kıvranmaktam kırışık
yatıyorum
düşlerimle
bedenimle
ve
senin
hayalinle
yatıyorum
bakarsın şansım vardır
uyanmam...
....................................................................
Kuru bir buğu penceremin camında. ismini yazmak lazım aslında, ama yerimden kalkmaya mecalim yok. yokluğunun düşüncelerinde yorgun düşüyorum her zaman. kabullenmek daha da bir acı veriyor kabullenmeye çalıştığımı kabullenmek...
.......................................................................................
yeni yeni anlıyorum;
hayat boş bir kutudan ibaretmiş...
anamdan emdiğim süt burnumdan gelmedikçe;
asla dolamayacak boş bir kutu;
o zaman affet sevgili;
benim kutum çoktan doldu,
sen gelmeden boşaltmaya gideyim ölüme...
ve sevgili;
lütfen yeni hayatımda,
bu kadar geç kalma sevdama...
...............................................................................