0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
69
Okunma
İsimsiz Bir Anadolu Sevdası
Bir tren geçer içimden,
Dumanı dağlara bulaşır,
Rayları yüreğimin en eski çatlağından döşenmiştir.
Gittiğimiz yerlerin adı yoktur,
Kaldığımız yerlerin tabelası düşmüştür çoktan.
Ama sen…
Sen hep aynı durakta beklersin beni,
Zamanın pasını silen bakışınla.
Anadolu sabahları gibi uyanırım sana;
Ayaz ama dürüst,
Yoksul ama gururlu.
Bir tandırın başında pişen ekmek kokusu
Dolaşır saçlarında.
Ellerin nasırlıdır,
Ama dokunduğun yer çiçek açar.
Bir kasabanın kenarında sevdim seni,
Yolu olmayan bir sokağın sonunda.
Evlerin duvarları kerpiç,
Kalplerimiz sabırdan örülmüş.
Geceleri lambalar erken söner,
Ama içimizde bir ışık sabaha kadar yanar.
Bana “kal” demedin hiç,
Ben de “git” demedim kendime.
Çünkü bu topraklarda aşk,
Emirle değil,
Kaderle yürür.
Bir yağmur yağar ansızın,
Toprağın kokusu yükselir göğe,
İşte o an anlarsın:
Sevda, sözle değil
Toprakla konuşur Anadolu’da.
Birlikte sustuk biz,
Çok konuştuk susarak.
Kahvede çay soğudu,
Ama bakışlarımız sıcak kaldı.
Herkes hayatını kurtarmanın derdindeydi,
Biz birbirimizi kurtarmanın.
Bir akşamüstüydü,
Güneş dağların arkasına saklanırken
Gölgen uzadı benim üstüme.
O an bildim:
Benim boyum,
Senin yokluğuna yetmeyecek.
Yollar bizi sever burada,
Ama bağlanmaz.
Her gidiş bir vedadır,
Her dönüş bir mucize.
Valizlerimiz hafifti,
Ama yüreğimiz dolu.
Anadolu’da aşk,
Bir yastığa baş koymak değildir yalnızca.
Aynı yoksulluğa sabah uyanmak,
Aynı kaderi bölüşmektir.
Bir ekmeği ikiye bölüp
Şükürle doymaktır.
Beni seninle sınadı bu toprak,
Ve ben her sınavdan kaldım.
Çünkü seni anlatmaya kelimeler yetmedi,
Susmaya cesaretim yetti sadece.
Bir gece yıldızlar çoğaldı,
Gökyüzü genişledi,
Sen sustun.
İşte en çok orada sevdim seni.
İnsan sustuğu kadar derin,
Sevdiği kadar yaralı olurmuş.
Beni bekleme dedim içimden,
Ama kalbim seni çoktan bırakmıştı bana.
Gittim.
Her gittiğim yerde seni çoğalttım.
Her kaldığım yerde
Biraz daha eksildim.
Anadolu rüzgârı gibi sevdim seni;
Ne zaman eseceği belli olmayan,
Ama esti mi her şeyi yerinden oynatan.
Bir köy yolunda savrulan toz
Adını fısıldadı kulağıma.
Şimdi bir istasyon var içimde,
Trenler durmuyor.
Ama sen hâlâ perondaymışsın gibi
Bakıyorum boşluğa.
Belki de aşk,
Gelmeyecek birini
Ömür boyu beklemektir.
Bu uzun hikâye bitmez,
Çünkü biz mutlu sonlara inanmadık.
Biz doğru sevmeye inandık.
Kırılmayı,
Eksik kalmayı,
Ama kirlenmemeyi seçtik.
Eğer bir gün bu topraklar sorarsa
“Bu sevda kimin?” diye,
Rüzgâr cevap versin:
İsimsizdi ama gerçekti.
Yoksuldu ama onurluydu.
Ve Anadolu kadar derindi.