6
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
121
Okunma
Takvimden düşen her yaprak bir jilet kesiği
Yüzümde yılların değil, hasretinin eziği
Bir bavul topladım kaç kere, kapının eşiğinde kaldım
Kendi hikayemde, ben kendime geç kaldım.
Eskiden siyahtı geceler, şimdi griye çalıyor
Omuzlarıma çöken bu yük, nefesimi daraltıyor
Sen susuyorsun, duvarlar konuşuyor yerine
Batıyoruz yavaşça bu aşkın en derine.
Kaçmak çözüm değil, kalmak akla zarar
Hangi mahkeme bu sevdaya beraat kararı yazar?
Elim kolum bağlı, sanki görünmez kelepçeler
Zihnimin içinde volta atıyor o eski geceler.
Yolun sonu uçurum, ben kıyısında bekliyorum
Her nefeste ismini ciğerime ekliyorum
Sana bir itirafım var, duy beni duyabiliyorsan:
"Ömrümü, saçının o beyaz teline düğümledim;
Ne çözebiliyorum, ne de koparabiliyorum."
O beyaz tel... Saçlarının arasındaki o tek çizgi
Belki çektiğin acıların, belki yılların gizli dizgisi
Ona bakınca görüyorum geçen zamanın israfını
Ve görüyorum o telde, kendi vicdanımın itirafını.
Çözsem o düğümü? Belki ikimiz de düşeceğiz
Koparsam o bağı? Belki olduğumuz yerde öleceğiz
Bir Araf bu yaşadığım, cenneti unuttum çoktan
Varlığın bir lütufken, şimdi farkı yok yoktan.
Ne ileri gidebiliyorum, ne geriye dönebiliyorum
Ben senin saçının o beyaz telinde sönüyorum
Bir örümcek ağı gibi sardı ruhumu bu sadakat
Gözlerindeki o boşluk, bana en ağır müebbet.
Sıkı bir düğüm bu, tırnaklarım kanadı uğraşmaktan
Yoruldum artık, kendi gölgemle savaşmaktan
Ama bıraksam... Ah bir bıraksam...
Biliyorum, o beyaz tel koparsa, kıyamet kopacak.
Yolun sonu uçurum, ben kıyısında bekliyorum
Her nefeste ismini ciğerime ekliyorum
Sana son sözüm bu, duy beni duyabiliyorsan:
"Ömrümü, saçının o beyaz teline düğümledim;
Ne çözebiliyorum, ne de koparabiliyorum."
seni ömrüm gibi seviyorum
(KOR)
5.0
100% (10)