0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
36
Okunma
Hiçlik kapısı
Mücevher ustanın elinde işlenir, nûr bulur,
Her darbede bir sır doğar, değeri kat kat olur.
Beşer de böyledir, en güzel sûrette yaratılmış,
Lâkin ustanın ateşinde yanmadan kemâle ermemiş.
Ateş ile pişen gönül, olur bir Mevlânâ hâli,
Her sözü nur saçan bir Yunus misâli.
Pişmeyen ham kalır, gönlü kararmış bir hiç olur,
Nice ömür sürer amma hakikate varamaz, yol bulur.
Lâkin bil ki “hiç” dahi sırların en derin yurdudur,
Bir “hiç” uğruna şahlar, padişahlar boyun büktürür.
Çünkü hiçlik kapısı Hakk’a açılan en ince sırdır,
Hiç olan kul, varlığından geçer; o anda Hakk’a varır.