1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
139
Okunma
Acı ile dayanmanın birbirine düğüm attığı bir hayatın iç hikâyesi.
TAŞ VE İP
Sabah:
Kaynak makinesi uğultusu
Kopuk zincirin ucunda sallanan testi
—İçinde soğuk çay
Sırtımda terle yapışan gömlek:
Babanın cenazesinde giydiği
Akşam:
Balkon demirine vuran yağmur
Tel süzgeçte kalan çay tortusu
—Dibinde iki şeker
Elimde kırık dikiş iğnesi:
Kundurası sökülen çocuğa dikilen
Sen:
Tarlada unutulmuş pulluk
—Pasında buğday biten
Göçmen kuşların ıslık çaldığı tel
—Kopuk yerine düğüm atan
Denge dediğin:
Kaldırım taşının arası
—Otu da çıkar çiviyi de
Çamaşır ipinde sallanan gömlek
—Biri al kan biri ter lekesi
Vurulur:
Çekiçle örs arasında
—Kızgın demir inler
Anne sesiyle rüzgâr arasında
—Beşik sallanır
Dikiş tutar:
Fabrika bacasıyla duman arası
—Biri yıkar biri örter
Yüreğin yarığı
—Bir ucu sökük bir ucu ilmik
Son dize gelsin – çıplak ve katıksız:
“Taşın sertliği ipin uzunluğunda erir de
İpin ucu taşa değdiği yerde yeşerir.”
Otuzbirağustosikibinyirmibeş
5.0
100% (4)